Bölüm 1678 : Victor [5]

BOOM! BOOM! BOOM! Eris'in söylediklerine bakılmaksızın, canavarla olan savaşta hala üstünlük ondaydı. Fil, menzilli saldırılarında çoğunlukla ateş ve saf enerji kullanıyordu. Düşmanlar yaklaştığında, oldukça etkileyici olan kaba kuvvetini kullanarak saldırıyor ve onları etkisiz hale getiriyordu. Saldırıldığı güçle saldırı yapabilen bir canavardı. Eris tüm gücünü kullanarak hemen bir bariyer kurduğu için, canavar anında orta seviye 4. sınıf bir canavara dönüştü. Ne yazık ki, Eris sadece orta seviye 4. sınıf güce sahip değildi. Karanlık dalgalar uzayda yayıldı. Her dalga canavara çarptığında, karanlık geçirgen hale gelerek pullarına saplanıyordu. Canavar kükredi ve dalgaları dağıtmak için ayaklarını yere vurdu. Dalgalar onun derisine nüfuz edememişti. August işini bitirene kadar da edemeyeceklerdi. Ancak Eris, onu uzak tutmak için saldırmaya devam etti. "O çocuk için biraz üzülüyorum, ama sorun değil." Sonuçta ona yalan söylememişti. Canavarı kesinlikle zayıflatıyordu. İlk terminalin etkinleştirilmesiyle gelen titremeyi hissetti ve bununla birlikte canavarın aurası da biraz da olsa dağıldı. Kalan terminaller, canavarı devirecek bir çığa neden olacaktı, ama bu sonuçsuz kalmayacaktı. August bu olumsuzluklarla başa çıkacaktı, Eris ise terminallerle hiçbir etkileşimi olmadığı için bunlardan kaçınacaktı. Onun işi gerçekten kolaydı. Yine de, mücadele etmediğini çok belli edemezdi. Canavar başını kaldırdı. Enerji dişlerine doldu ve dışarı fırlayarak Eris'in göğsüne isabet etti. Eris geriye fırladı ve kendi bariyerine çarptı. Bariyer, dışarıdan izleyenlerin bile görebileceği kadar dalgalandı ve savaşın ne kadar "tehlikeli" olduğunu gösterdi. BOOM! BOOM! BOOM! BOOM! BOOM! Eris saldırmaya ve saldırılara maruz kalmaya devam etti, seyircilere bir gösteri sunuyordu. Bu sırada August, terminaller arasında dolaşarak dış tehditlerle uğraşıyordu. Gittikçe zorlaşıyorlardı. Basit, sadece kadranları çevirerek açık bir yol oluşturmak gereken iki boyutlu bulmacalardan, terminaller, anlamlı hale gelmeleri için mükemmel bir şekilde hizalanmaları gereken tamamen karmaşık üç boyutlu bulmacalara dönüştü. Yine de, August'un zekası sayesinde, bunları geçmek asıl sorun değildi. Eris bunu saklamak için elinden geleni yapabilirdi, ama August bu tür zihinsel zorluklardaki tutarsızlıkları gözden kaçıracak biri değildi. Bulmacaların kendisinde bir sorun yoktu. Onları çözmek oldukça eğlenceliydi ve Eris'in canavarın etrafında bir bariyer olduğu için, August aslında tehlike konusunda endişelenmesine gerek yoktu. Sorun, terminallerin toprağa gömüldüğünde ne olduğu idi. "O enerji dalgası canavarı zayıflatmak için değil." Hayır, canavar bu terminallerin bir parçası olduğu diziyle doğuştan bağlantılıydı. Bulmacayı tamamladığı anda, çevreden herhangi bir görünür tepki olmadan zayıfladı. Enerji dalgalarının tamamen farklı bir amacı vardı. August henüz bunu çözememişti, ancak dalgaların canavarın bulunduğu iç halka yerine etrafındaki duvarlara gömüldüğünü açıkça hissedebiliyordu. Vardığı tek iki gerçek sonuç vardı. Ya duvarlarda ona yol gösterilen bir hazine vardı ya da... "...Bu işi bitirdiğimde çok büyük bir sürprizle karşılaşacağım." Büyük olasılıkla ikinci seçenek doğruydu. Bu görevde herhangi bir fayda olsaydı, Eris bunu asla başkasına vermezdi. 'Benden çılgın bir performans beklemediğine göre, yavaşlayıp çözmek için zaman ayırabilirim.' August iki bulmacayı çözmüş ve şimdi üçüncüye geçmişti. Bu noktada iki boyuttan üç boyuta geçiliyordu, bu yüzden ilerlemesini yavaşlatmak için geçerli bir nedeni vardı. "Bariyer durduğu sürece..." Sanki Eris onun ne düşündüğünü biliyormuş gibiydi. Tam o anda, bariyeri patladı ve geriye doğru fırlayarak odanın arka duvarının yanına kadar kaydı. Gözleri hala canavarın üzerindeydi, ama kenarından August'u görebiliyordu. "Eh, şansım kaçtı." Kendi kendine iç geçirdi, ama yüzünde hiçbir duygu göstermedi, sanki tamamen bulmacaya konsantre olmuş gibi davrandı. Eris, onun hareketlerini doğruladıktan sonra ona daha fazla dikkat etmedi. İç halkaya geri fırladı ve dövüşüne devam etti, ama bariyer bir daha geri gelmedi. "Şüpheleniyor mu?" Hayır, sadece ona baskı yapmak istemişti. "Tch." August dilini şaklattı ve işine geri döndü. 'Terminalde bana yardımcı olabilecek bir şey olabilir.' O anda tek umudu buydu. Başkalarının eylemlerinin sonuçlarıyla yüzleşmek istemiyordu. Ayrıca rakiplerinin başarıya ulaşması için acı çekmek de istemiyordu. August bir kahraman olmak istiyordu, bu da ahlakının Damien gibi birinden çok kendini feda etmeye meyilli olduğu anlamına geliyordu. Ancak bu, herkesin sahip olabileceği bir ayrıcalık değildi. Adil olanlar, masum olanlar ve layık olanlar onun kahramanlığını hak ederdi. Ona komplo kuranlar, kötülük yapanlar ve başkalarını ihanet edenler ise kahramanlık kazanamayacaktı. August, üçüncü terminale olabildiğince derinlemesine daldı. Sadece bulmacayı tamamlamak yerine, onun gerçek amacını anlamaya çalıştı. Amacı, sonuçların tam olarak ne olduğunu ve bunları Eris'e karşı nasıl kullanabileceğini bulmaktı. Verilerin tümü dizide şifrelenmişti. Ve August... August'un dizi oluşturma konusunda gizli bir yeteneği vardı. Sonuçta bu tamamen zeka temelli bir beceriydi ve sadece çalışarak öğrenilebilirdi. Kurgu yorucu hale geldiğinde, gerçekler sıkıcı olduğunda, merakını gidermek için yeni bir araştırma konusu gerektiğinde, August Damien'in ona verdiği her şeyi araştırırdı. Dizilere özel bir ilgisi yoktu, ama bu, onları oluşturmada ve deşifre etmede iyi olmadığı anlamına gelmiyordu. Bunlar da aynıydı, sadece daha modern bir formatta. August, terminalin şemalarına derinlemesine daldı. Manasını manipüle ederek, terminalin gösterdiği bilgilerin olması gerekenden daha fazlasını görmesini sağladı. Ve "dosyaları" incelerken, sonunda tüm tutarsızlıkların kaynağını buldu. "Demek öyle." August sırıttı. "Ne kurnaz bir kadın." Eris'in onu neden kandırdığını anladı. Onun gücüyle bile, bu terminallerin sonunda duran şeyle karşılaşırsa, her şeyi mahvedebilirdi. "Sonunda, Kutsal Klan'ın bir dahisiyle düşman olacağım, değil mi?" Gelecekte arkadaş edinme şansı daha çok olacaktı. Eris önce onunla uğraşmaya karar verdiğine göre... "...Yapacağım şey için hiç suçluluk duymayacağım." Tek kelime etmeden ve tavrında en ufak bir değişiklik göstermeden, August bulmacayı çözmeye devam etti. Altısı da bittiğinde, Eris hayatının sürpriziyle karşılaşacaktı. Ve August... Açıkçası, August bunun gerçekleşmesini görmek için oldukça heyecanlıydı.