Bölüm 1645 : Plan [2]

August ne aradığını hemen hemen biliyordu. Tek yapması gereken bunu doğrulamaktı. "Ne yazık ki, hâlâ zayıfım." Bunu tek başına yapamazdı. Yetenekliydi, elbette, ama henüz güçlü değildi. O ve çevresindekiler, dünyayı gerçekten hareket ettirebilenlere karşı koyamazlardı. "Babam onlardan herhangi biriyle savaşsaydı, hepsi yeteneklerine olan inançlarını yitirirdi." Bu, onlar ile gerçek uzmanlar arasındaki farktı. "Babam demişken..." August'un gözleri parladı. "...o kesinlikle bu konuda yardımcı olabilir." Babası her şeyi yapabilirdi. Sadece bir hafta ve birkaç gün ayrı kalmışlardı, ama August çok şey yaşamıştı. Savaş bittiğinde kalabalığın içinde Damien'i gördü. Onu tanıyan biri olarak, muhtemelen August'un onu bulmasını bekliyordu. "Ama o kalabalığın içinde öylece durmayacaktır." August fikrini değiştirdi. "Gitmeliyim," dedi yanındaki iki kıza. "Nereye?" diye sordu Valerie. "Ah, babamı bulmaya gidiyorum," diye cevapladı August. "Baban mı…? Yani… ah, ben de gelebilir miyim?" Valerie'nin gözleri adeta parlıyordu. Damien, son zamanlarda hakkında birçok hikaye duyduğu biriydi. Büyükbabasının anlattıklarına göre, o, ejderhalar için bile mantıksız bir varlık olan bir adamdı. Böyle bir varlığı görmek istiyordu. Gözleriyle ona yalvarırcasına bakıyordu. "Benim için sorun değil," dedi Damien gülümseyerek. "İkiniz de gelin." "Ben de mi?" diye sordu Melania. "Tabii ki. Neden olmasın?" August, babasının yeni arkadaşlarıyla tanışmasını istiyordu. Daha da önemlisi, Valerie ve Melania'nın tanışmasını istiyordu. Kısa bir süre önce selamlaşmışlardı, ama hepsi o kadardı. Sonuçta, onları birbirine bağlayan tek şey August'du. Eğer ikisi bundan sonra onun arkadaşları olacaktıysa, birbirlerini sevmeyi öğrenmeleri gerekecekti. Belki birlikte zaman geçirirlerse daha yakınlaşırlar? August'un düşüncesi buydu. "Dışarıda bir yerlerde olmalı. Az önce tribünde gördüm, ama... Kolay olmayacak, eminim." Kızlar şaşkındı, ama August sadece gülümsedi. Babası... ona hiçbir şeyi kolayca veren bir adam değildi. Eğer bir şeyi istiyorsa, onu hak etmeliydi. "Aslında, muhtemelen amblemin sorununu çoktan biliyordur." Öyleyse, işi daha da zorlaştırırdı. 'Bir an önce başlamalıyım. Alan eskisine göre daha büyük.' Genellikle, onların karmaşık saklambaç oyunu sadece Veridea Dağı'nı kapsardı. Arena, August'un hiç bilmediği Fort Halleya adlı bir şehirde bulunuyordu. Damien şehrin bir yerinde olacaktı. August bundan emindi. Ancak şehrin neresinde...? Damien'in yeri, rastgele bir dükkanda, sokak kenarında veya en yüksek binanın tepesinde olabilir. August, Damien'in yerini bulmak için gerçekten kafasını çalıştırmak zorunda kalacaktı. Yine de, ilk zorluk herkesin karşılaştığıyla aynıydı. "Buradan kalabalığın içine düşmeden bir çıkış yolu bulalım." Dışarıdaki kalabalık akbabalarla doluydu ve tek birinin bile dikkatini çekmeden kaçmaları gerekiyordu. Bir ejderhayla oyun oynamak gerçekten zordu. Damien, oğlunu eğlendirmek için eğitimle ilgisi olmayan şeyler bulmak zorundaydı. Kitaplar bu konuda işe yaradı. August öğrenmeyi severdi, bu yüzden evdeyken onu eğlendirmek kolaydı. Ancak, açık hava etkinlikleri biraz farklıydı. Ara sıra uçabilirlerdi, ama bunu çok sık yapamazlardı. Bir ejderhanın eğlencesi genellikle başka bir ejderhanın katılımını gerektirirdi ve Damien onların ırkından olmadığı için bunu telafi etmenin bir yolunu bulmak zorundaydı. Sonuçta o hala bir insandı. August istediğinde ejderhaya dönüşse bile, onu tamamen ejderha olarak yetiştiremezdi. Bunun yerine, oynamaları için başka bir yol buldu. Aslında bu, karmaşık bir saklambaç oyunuydu. Damien'in görevi, kimsenin bakmayacağı bir yere saklanmaktı. Bazen August'u yanıltmak için başka birine kılık bile değiştirirdi. Bu sırada August, Damien'in bıraktığı ipuçlarını kullanarak onun yerini bulmak için zihnini kullanmalı ve etrafta koşup kuyruğunu kovalamak için vücudunu çalıştırmalıydı. İlk oynadıkları zaman, Damien bu oyunun August'un tüm ihtiyaçlarını karşılamak için mükemmel bir yol olduğunu fark etti. Bu, onlar için bir tür gelenek haline geldi ve Damien antrenmanlara daha ciddi bir şekilde başladığında, oyunu antrenmanlarına da dahil etti. Mevcut durumda Damien, saklanma yeri konusunda daha da yaratıcı olmaya karar verdi. Aura ve görünüşüyle bir ateş ejderhasına dönüştü. Bu bittiğinde, şehrin en prestijli kurumlarından birinin VIP bölümüne girmenin bir yolunu buldu. Bu yer gizliydi ve bilmeyenlerin erişemeyeceği bir yerdeydi. Mantıken, August'un onu bulması imkansızdı. "Ama o çocuğun sezgileri mantıklı denemez." August, çok az bilgiye dayanarak gerçeğe korkutucu derecede yakın sonuçlara varabiliyordu. Mevcut durumu göz önünde bulundursak bile, August kesinlikle haklıydı. Damien gerçekten de kendini şehirde saklamış ve bulunmasını her zamankinden daha zor hale getirmişti. Amblemlerde bir sorun olduğunu çoktan öğrenmişti. Hatta sorunu ayrıntılı olarak incelemiş ve arkasındaki tüm komployu ortaya çıkarmıştı. August olsaydı, böyle bir yer bile onu zorlayamazdı. "Her neyse, beklerken..." Amblemlerle ilgili sorun, Damien'in Ejderha İmparatoru'nu bulmak için Arulion'da yaptığı yolculuk sırasında ortaya çıkardığı birçok sorundan biriydi. "Çok uzun zaman oldu, ama hala bitmedi." Damien alaycı bir şekilde gülümsedi. Kolay olacağını düşünmüştü. Şu anki gücüyle, Kutsal Klan'ın gizli bölgelerinin yerlerini ve girişlerini tespit etmek çocuk oyuncağıydı. İstediği zaman herhangi birine sızabilirdi. Ancak, Ejderha İmparatoru'na ulaşacak hiçbir ipucu bulamadı. "İlk başta onun sahte olduğunu düşündüm." Bir an için Damien, Ejderha İmparatoru'nun Kutsal Klanların güçlerini korumak ve amaçlarını desteklemek için uydurdukları bir varlık olduğuna bile inanmıştı. "Ama o kesinlikle var. Sorun şu ki... Qinglong'la benzer bir duruma düştüğünü düşünüyorum." Damien'in anladığı kadarıyla, Ejderha İmparatoru temelde Kutsal Klanlar tarafından bir kukla olarak kullanılıyordu. Yine de, etkisini korumak için elinden geleni yapıyordu. Halkı, varis savaşları başladığında kendilerini ortaya çıkarmış ve Kutsal Klanları şaşırtıp kafalarını karıştırmıştı. Toplumdaki rolü hayati önem kazandığı için ona karşı harekete geçemeyecekleri bir duruma düşmüşlerdi. Kan bağı nedeniyle varis savaşlarına da müdahale edemiyorlardı. Ejderha İmparatorluğu'nun kutsal geleneği, Ejderha İmparatoru'nun kendisi dışında hiç kimse tarafından kesintiye uğratılamaz veya engellenemezdi. Hiçbir ejderha bu kurala karşı gelemezdi. Ejderha İmparatoru, Arulion'da bir yerde saklanıyordu. Damien, August'un büyük etkinliğine katılmak için ara verirken, klonu ipuçlarını aramaya aralıksız devam etti. "Sanırım bu tek saklambaç oyunu değil." Ejderha İmparatoru, Damien'e tam olarak August'a yaptığını yapıyordu. Bu biraz komik bir karşılaştırmaydı. "Yine de, oğlum tüm engellere rağmen beni bulabilirse..." ...o zaman Ejderha İmparatoru'nu da bulabilirdi. Mantıklı mıydı? Pek sayılmaz. Ama doğru muydu?