Bölüm 1430 : 7. Kılıç [3]

Giovani, kimse tepki veremeden elini hızla uzattı. Hızlı, güçlü ve hataya yer bırakmayacak şekilde hareket etti. Her şey plana göre gitseydi, Rein orada tamamen ölmüş olacaktı ve yanındaki küçük Yarı Tanrı da onu takip edecekti. Ancak, o "küçük yarı tanrı" o kadar da küçük değildi. Damien henüz bir tanrının saldırısına tepki veremiyordu, ama bu mesafeden mikro ifadeleri okumakta oldukça yetenekliydi. Giovani düşmanlık belirtisi gösterir göstermez harekete geçti. Tam zamanında harekete geçti. Flaş! Dünyada bir ışık parlaması belirdi ve Giovani'yi bir anlığına kör etti. Parlama, havadaki elementlerle reaksiyona girerek kısa sürede büyük bir patlamaya dönüştü. BOOOOOOOOM! Damien ve Giovani'nin arasında bir toz bulutu yükseldi. O anda birçok şey oldu. İlk olarak, Rein ortadan kayboldu. Şu anda onun kurumuş bedenini Cennet Dünyasında tutmak çok tehlikeliydi, bu yüzden Damien onu, ruhunun Alexander tarafından bakılacağı ve bedeninin hayatta tutulacağı Kutsal Mekan'a gönderdi. İkincisi, Rein'in yerine başka biri geldi. Olanların çoğu onun yüzünden olmuştu. Damien'in yapacak pek bir şeyi yoktu. Bundan sonra olacaklara müdahale edecek nitelikte değildi. Geri çekildi ve yeni adamın ortaya çıkmasını izledi. Kılıcı Giovani'nin boğazına birkaç santim uzaklıktaydı. Giovani kendi kılıcıyla zar zor savuştu, ama bir saniye geç tepki verseydi, kafası çoktan kopmuş olacaktı. "...Nikolas!" diye bağırdı Giovani. "Uzun zaman oldu, Yedinci." Nikolas adındaki adam soğukkanlı bir sesle konuştu. "Genç Lord'un beni neden aniden çağırdığını merak ediyordum, ama görünüşe göre sebebi sendin." "Genç Lord mu?! Kim–" Giovani'nin gözleri hemen Damien'e kaydı, ama adam yüzünde neşeli bir gülümsemeyle el sallıyordu. "Giovani, senin biraz özel olduğunu biliyordum, ama hain olacağını hiç beklemiyordum." Nikolas kollarına güç vererek Giovani'nin engellediği darbeyi tamamladı. Tabii ki, anında savuşturuldu. Giovani, birkaç adım geri çekilirken kılıcını yere doğru yönlendirdi. Hazırlıksız yakalandığı için neredeyse yeniliyordu, ama artık durumu kabaca anlamıştı. Void Palace'ın yüzü olmayan Genç Lord nihayet ortaya çıkmıştı ve Rein'i kurtarmaya gelmişti, onun bir hain olduğunu da çok iyi biliyordu. Ve aptal gibi tek başına gelmek yerine, Genç Lord, Void Palace'ın 2. Kılıcı Nikolas Faust'u da yanında getirmişti. "Madem bu hale geldi..." Haklı çıkmaya çalışmak ya da kaçmak için çok geçti. Nikolas, boşuna "Flashpoint Kılıç Tanrısı" unvanıyla anılmıyordu. Tanrılar arasında, hız konusunda ona rakip olabilecek neredeyse hiç kimse yoktu. Kılıç becerilerinden bahsetmeye gerek bile yoktu. Rein veya Giovani gibilerden çok daha iyiydi. Onun tamamen farklı bir seviyede olduğu söylenebilirdi. Ancak Giovani de artık eskisi gibi değildi. Son birkaç yüzyılda İlahi Düzen için çok çalışmıştı ve bu süre zarfında, gücünü artırmasına yardımcı olacak birçok şey ile ödüllendirilmişti. Üstelik, ne kadar çok kan dökerse, kılıç sanatında o kadar çok şey öğrendiğini fark etti. Artık kendisine uygun bir yolda ilerliyordu, bu yüzden hiç olmadığı kadar hızlı ilerleme kaydetti. Nikolas olsa bile, kolay kolay pes etmeyecekti. "Henüz Cennet Tanrı Düzlemine gitmek istemiyorum." Önce, 2. Kılıç'a karşı yeteneklerinin ne durumda olduğunu öğrenmesi gerekiyordu. Şu anda her hareketini sakin bir ifadeyle izleyen aynı 2. Kılıç. İlk başta Nikolas, Damien'in neden onu yanına aldığını anlamamıştı. Bu istek gerçekten de ansızın gelmişti. Damien, şu anda ana sarayda bulunan 6 Kılıç'ı tanımak ve anlamak için çok zaman harcamıştı. Çoğunlukla, onun lordluğunu kabul etmişler ve ona karşı samimiyetlerini çeşitli şekillerde ifade etmişlerdi. O da onlara aynı samimiyeti gösterdi, konumlarını asla küçümsemedi veya iradeleri dışında kendisi için çalışmaya zorlamadı. Saraydan ayrılmadan önce Nikolas'ın yanına geldiğinde, neden korumaya ihtiyacı olduğunu veya nereye gideceklerini bile tam olarak belirtmemişti. Yine de Nikolas, Genç Lord'un sarayın dışında nasıl bir insan olduğunu görmek için onu takip etti ve Damien de seve seve ona izlemesine izin verdi. Nikolas, başından beri, dış dünyada olup bitenleri gerçek zamanlı olarak gösteren Sanctuary'deki ekranlar aracılığıyla onun her hareketinden haberdardı. Damien'in homunculus ile çatışması onu koltuğunun kenarına oturttu ve görüntüler sonunda bir an kesilip homunculus'un nasıl öldüğünü anlamasına izin vermedi, ancak Damien'in performansından yine de çok etkilenmişti. Nasıl öldüğü önemli değildi, yine de bir tanrının seviyesindeydi. Ancak bu bile sorular doğurdu. Damien, kendini riske atıp tanrılarla yüzleşmeyi planlıyorsa, neden ona ihtiyacı vardı? Damien'in asla kibirli olmadığı ortaya çıktı. Tanrısal yeteneklerini gerçekten kullanabilen biriyle savaşmaya asla kalkışmamıştı. Ve zamanı geldiğinde, o kişi bir zamanlar müttefiki olsa bile, acımasızca tetiği çekti ve Nikolas'ı Cennet Dünyasına geri gönderdi. Nikolas'ın zihninde gerçekler açıktı. Genç Lord, pozisyonu için kesinlikle harika bir adaydı ve fırsatını bulduğunda muhteşem bir Lord olacaktı. O, ölmekte olan saraya umut aşılayabilecek ve ona hak ettiği ihtişamı getirebilecek bir adamdı. Giovani'ye gelince? Ne kadar uzun süredir tanıştıkları önemli değildi. O bir haindi, bu yüzden hak ettiği tek şey ölümdü. Hızlı bir ölüm değil, onun gibi pislikler için özel olarak hazırlanmış bir ölüm. Giovani'nin bu durumdan kurtulmak için kafa yormasını izlemek eğlenceliydi. Onun gözünde, genç delikanlı her zaman genç delikanlı olarak kalacaktı. Ne kadar kanlı katliam teknikleri çalışırsa çalışsın, bunların hiçbir önemi yoktu. Giovani'nin tanıdığı adam, potansiyelinin sınırına ulaşmış ve yapay yollarla zorla büyümeye takıntılı hale gelmiş bir adamdı. Böyle bir adam, Giovani'nin şu anda yaydığı gibi bir aura yaysa bile, asla bir kuruş bile etmezdi. Açıkçası, bu dövüş Nikolas ortaya çıktığı anda belli olmuştu. İkinci Kılıç unvanı, Giovani'nin tahmin edebileceğinden çok daha önemliydi. Ancak Nikolas biraz şüpheliydi. Kendi yeteneklerinden şüphe duyduğu için değil, Genç Lord'un başka bir çılgın fikri olduğu için. Emirleri basitti. "Giovani'yi Cennet Tanrısı Düzlemine çekmenin bir yolunu bul." Bu, neredeyse hiç zor olmayan, kolay bir görevdi. Ama sonra söylediği şey... "Bunu yaptığında, savaş bitecek. Pislikler için enerjini boşa harcama." Nikolas, Genç Lord'un ne demek istediğini anlamadı, ama öğrenmek için oldukça meraklıydı. Bu yüzden, Giovani'ye bu durumdan kurtulmak için düşünme fırsatı vermeden saldırdı. O andan itibaren Giovani bir kukladan farksız hale geldi. Henüz farkına varmadığı, kendisi için hazırlanmış bir sahnede aptalca dans ediyordu.