Bölüm 142 : İlk Ders [4]

Bum! O anda, odanın genişliği boyunca çeşitli yerlerde iki ışık parlaması birbirine bağlandı. Her çarpışmaları, dövüştükleri sağlam zemini çatlatacak kadar güçlü bir patlamaya neden oldu. Dışarıdan bakan birinin, bu parlak ışıkların nedenini anlaması bile zordu. Damien kolunu kaldırdı ve yumruğunu uzay manasıyla kaplayarak öne doğru yumruk attı. Her hareketinde, bir cam parçası kırıyormuş gibi hissediyordu. Ancak kırılan cam değil, çevresindeki uzamsal katmanlardı. Şu anki kavga, gerçek düzlemin istikrarlı yapısı içinde değil, onun boşluklarında gerçekleşiyordu. Daha önce, Damien'in teleportasyon yaparken iki farklı noktanın uzamsal katmanlarını birbirine bağlayarak içinden geçtiği açıklanmıştı, ancak bu kavgada o, gerekli adımları atlıyordu. Bu katmanların arasına girdi ve rakibini takip etmek için elinden geleni yaptı, ama pek başarılı olamadı. Sonuçta rakibi hareket ederken tek bir iz bile bırakmamıştı. Boom-! Boom-! Damien, Tian Yang'ı açık alana çıkarmak için yumruklarını savurmaya devam etti, ancak hiçbir saldırısı isabet etmedi. Yaşlı adam, uzayın kıvrımları arasında manevra yapma konusunda çok yetenekliydi. Son zamanlarda Damien, savaş sırasında teleportasyon kullanımından neredeyse tamamen vazgeçmişti ve bunun çok basit bir nedeni vardı. Katların içinden çıktığında uzayın dalgalanmalarını kontrol edemiyordu. Düşük seviyelerde bu çok önemli değildi, çünkü insanlar dalgalanmaları hissetse bile onunla başa çıkacak kadar deneyimli değildi, ama artık durum aynı değildi. Long Chen ile dövüşürken teleportasyon kullanmış olsaydı, çok daha çabuk köşeye sıkışırdı. Long Chen, Damien tamamen ortaya çıkmadan kolayca saldırı yaparken, o yeterince hızlı tepki veremezdi. Bu, Damien'in çoktan kabullendiği bir dezavantajdı ve bu yüzden kazandığı ilk yetenek olan kısa mesafeli teleportasyonu kullanmayı bırakmıştı. Ancak Tian Yang ile ilk tanıştığında her şey değişti. Yaşlı adam ortadan kaybolduktan sonra hiçbir iz bırakmamıştı. Fiziksel ipucu, kalan mana, dalgalanma yoktu. Damien bunu gerçekten hayranlıkla izlemişti, çünkü henüz nasıl yapıldığını çözememişti. Tian Yang'ın uzay elementini nasıl kullandığını gözlemlemeye çalışırken, Damien avucunu yumruk haline getirip döndürdü. Uzay, hareketlerini takip ederek, etrafında küçük bir yarıçap içinde bozuldu ve çatladı. Bununla birlikte, Tian Yang'ın silueti nihayet ortaya çıktı. Sanki tüm kavga onun için hiçbir şey değilmiş gibi havada rahatça oturuyordu. "Sonunda biraz ilerleme kaydettin, evlat. Ama bunu kaba kuvvetle halledersen, hiçbir şey öğrenemezsin." Tian Yang bir adım öne çıktı, uzayın kıvrımlarına karışarak bir kez daha ortadan kayboldu. Damien hayal kırıklığına uğramıştı. Yarım saatten fazla bir süredir bununla uğraşıyordu, ama hiçbir şey öğrenememişti. Kaba kuvvetin her zaman çözüm olmayacağını biliyordu, ama duygularının zihnini bulandırmasına izin veriyordu. Bu yüzden mantıklı bir karar verdi. Daha önce ormanda yaptığı hareketleri taklit etmeye çalışan Damien, duygularını zihnindeki mana küresine girmeye zorladı. "Boş Kalp" Bu duruma girince, tek bir hedefi vardı. Tian Yang'ın ona öğretmeye çalıştığı şeyi anlamak. Damien'in gözleri parlaklığını kaybetti ve tamamen duygusuz hale geldi. Yavaşça vücudunu gevşeterek tamamen rahatlamış gibi göründü. Aniden sağ kolunu salladı. Bang! Onun yönüne izlenemeyecek bir hızla uçan bir cisim vücudundan fırladı. Cismin yörüngesini kontrol eden vektörler tamamen değişti. Geldiği yöne bakan Damien ortadan kayboldu. Tekrar ortaya çıktığında, orijinal konumundan 29 metre uzakta, önündeki boşluğa yumruk atıyordu. Boom! Yumruğu çok daha güçlü bir el tarafından yakalandı. "Bu yöntem hile olarak kabul edilebilir, ancak tüm yeteneklerini kullandığın için seni tebrik ederim. Şimdi devam et." Tian Yang tekrar ortadan kaybolduğunda, Damien sakin bir şekilde ayakta durdu ve son derece konsantre bir şekilde izledi. "Hareketleri çok hafif. Işınlanırken hiçbir hareketini boşa harcamıyor, uzaysal katmanlarda dalgalanma bile yaratmıyor." Tian Yang sudaki balık gibi hareket ederken, Damien daha çok mağara adamına benziyordu. Uzayda hareket etmeye alışkın olmaması, kendini gizleyememesine bir şekilde katkıda bulunduğunu düşündü. "Verimlilik herkes için aynı değildir. Benim onunla farklı yöntemlerim var." Böyle bir aşinalık kazanmak yıllarca süren özenli pratik gerektirirdi ve Damien şu anda bunu yapmaya çalışmıyordu. Bu soruna acil bir çözüm istiyordu. "Benim cephaneliğimde en iyi seçim vektörler olurdu." Vektörler her şeyin içinde mevcuttu. Hatta uzayın kendisinin bile hareketlerini koordine eden sayısız vektör içerdiği söylenebilirdi. Damien vektör kontrolünü öğrendiğinde, vektörleri manipüle etmek için uzayı bir ortam olarak kullanmıştı. Bu sefer, ortamın kendisinin vektörlerini manipüle etmek istiyordu. Bunu başarabilirse, dalgalanmaları ortadan kaldırmak hiç sorun olmamalıydı. Vektörleri kontrol etme yeteneği, Damien'e henüz tam olarak keşfetmediği çok çeşitli seçenekler sunuyordu. Bunlar arasında büyüklüğü kontrol etme yeteneği de vardı. Büyüklük, kelimenin tam anlamıyla bir şeyin boyutunu veya kapsamını ifade ediyordu. Uzay fiziksel olmaktan çok soyut olsa da, bu kavram ona en tanıdık gelen kavramdı. Deney için gerçek düzleme geri dönmedi, uzayın kıvrımları içinde kalmayı tercih etti. Tian Yang'ın konsantrasyonunu bozmak için ara sıra ona mermiler göndermeye devam etmesini de umursamadı. Kendisine doğru gelen tüm saldırıları pasif olarak yansıtmak için vektör alanını oluşturdu. Damien kolunu bir kez daha kaldırdı ve görünmez bir gitar çalıyormuş gibi havayı hafifçe çırpmaya başladı. Her vuruşta, etrafındaki uzayda dalgalanmalar oluştu. Bu etkiyi yaratmak için parmaklarını uzaysal manayla kapladı. Yavaş ama emin adımlarla, çevresindeki uzayı destekleyen vektörleri kavramaya çalıştı. Odanın diğer tarafında Tian Yang, Damien'in çalışmasını izliyordu. İlk birkaç dakika, Damien'in konsantrasyonunu bozmak için saldırılar göndermeye devam etti, ancak hepsi kolayca savuşturuldu. Bu saldırıların bazıları Xue Ruyue'nin yönüne bile yansıyarak onu elinden geldiğince kaçmaya ve savuşturmaya zorladı. Uzayın kıvrımlarında neler olduğunu göremediği için, bunun kasıtlı yapıldığını düşünerek hemen öfkelendi. "Bu çocuğun sahip olduğu güçler en azından ilginç. Bir nesnenin yörüngesini ve diğer kuvvetlerini kontrol etmek için kullanılan bu tür bir güç, benim yolculuğumun çok geç bir aşamasında öğrendiğim bir şeydi. Üstelik onun yöntemi tamamen farklı." diye düşündü Tian Yang. Damien'in parmağından yayılan dalgaların gücünü yavaşça azalttığını izledi, ancak kullandığı güç ve mana miktarı aynıydı. "Anlama hızı da küçümsenecek gibi değil. Sadece bir saat içinde benim uzay yasalarını kullanma yöntemimi kavradı." Tian Yang derin düşüncelere dalmışken, Damien'e dikkatini vermedi ve Damien'in deneylerini durdurup onun yönüne baktığı anı kaçırdı. Ve o düşünmeye devam ederken, Damien önceki konumundan kayboldu, sessizce Tian Yang'ın önüne çıktı ve tüm gücüyle yumruk attı. Bang!