Bölüm 1045 : Bai Yumo [5]

Bai Yumo kesinlikle ilginç bir karakterdi. Onunla sadece birkaç kez etkileşime girenler, onu kişiliği olmayan, dünyaya tepeden bakan kibirli tavırları dışında kendine ait hiçbir şeyi olmayan biri olarak görürdü. Ancak Bai Yumo, gösterdiği halinden çok daha fazlasını saklıyordu. Saint King, kafasının üstünde gözleri olan sıradan bir genç efendi olarak görmezden gelinebilecek biri değildi. Şu anki hali bir ölüm tanrısına benziyordu. Arenanın ortasında durup gözleri hafifçe kapalı, yavaşça nefes alıp vermekten başka bir şey yapmıyordu, ama etrafındaki hava, göz ardı edilemeyecek bir baskı hissiyle doluydu. "Huu…" Derin bir nefes vererek etrafındaki havayı geri çekti ve arena ürkütücü bir sessizliğe büründü. Tüm gözler onun üzerindeydi. Atriyumdaki tüm insanlar, nefeslerini tutarak onun bir sonraki hamlesini bekliyordu. Ve o, ortadan kayboldu. Damien, yüzüne bir yumruk çarptığını hissedince gözleri fal taşı gibi açıldı. Dengesini yeniden kazanmak için birkaç adım attı ama daha bunu yapamadan, yüzüne ve göğsüne bir yumruk yağmuru indi. Bang! Bang! Bang! Bang! Abyss Enerjisi vücudunu sararak her yönden saldırırken, dudaklarından kan fışkırdı. Damien aniden, onu küçük parçalara ayırmaya çalışan bir blenderin içine atılmış gibi hissetti! "Lanet olsun!" diye içinden bağırdı, saldırının gücünü içselleştirerek ayaklarını yere sağlamca bastırdı. Kolları içgüdüsel olarak öne uzandı, yüzünün önünde çaprazlandı ve Bai Yumo'nun yumruklarının darbesini karşıladı. Sonunda durumu mantıklı bir şekilde değerlendirebilme fırsatı buldu. "Çok hızlı hareket ediyor. Neredeyse ışınlanmaktan daha hızlı." Hayır, gerçekten ışınlanmadan bir kıl kadar daha hızlıydı, bu düşünmesi bile inanılmazdı. Anlık hareketten daha hızlı bir hızı nasıl tarif edebilirdi? Cevap, tarif edilemezdi. Damien kollarını çekip Bai Yumo'nun yumruğunun kendisine çarpmasına izin verdi. Bu gücü kullanarak kendini itti ve mesafe açmak için teleportasyon yaptı. Bir saniye bile beklemeden Mirage'ı çekti ve manasını çağırdı. 'Boşluk Kılıcı Sanatı Üçüncü Form: Boşluğun Dansı' Vücudu maddeden ayrıldı. Binlerce alter görüntüsü arena zeminini doldurdu, Bai Yumo'nun görüşünü engelledi ve dikkatini Damien'in ana vücudundan uzaklaştırdı. "Ucuz numaralar!" Bai Yumo havada süzülerek birbiri ardına ortaya çıkan görüntüleri yok etti ve bir saniye içinde binlerce görüntüyü yüzlerceye indirdi. Ancak, her bir hayalet görüntünün kendi başına saldırı yeteneği olduğunu beklemiyordu! Yeni oluşturduğu zırhına rağmen, Damien'in uzay üzerindeki etkisiyle vücudu birkaç yerinden kesildi, ancak her yarası anında iyileşti. Bu sırada Damien'in ana bedeni, One with Dimension ile gizlenmiş olarak arenada uçuyor ve durumdaki değişiklikleri ciddiyetle gözlemliyordu. "Bu dönüşüm, onun Abyss Enerjisi'nden etkileniyor. Eğer çok fazla karışırsam, Void Physique'in nasıl tepki vereceğini bilmiyorum..." Damien, en büyük sırrını tüm evrenin önünde ifşa etmek niyetinde olmadığı için bu konuda biraz temkinliydi, ancak bu korku yüzünden öylece oturup hiçbir şey yapamazdı. "Bunu kontrol etmeye hazır olmalıyım." Hel ve Freya'yı ellerine aldı ve tetiklerine acımasızca bastı. BANG! BANG! BANG! BANG! Yüzlerce, binlerce siyah ve beyaz mermi havayı doldurdu, meteorlar gibi yere çakıldı ve cehennemi yarattı. Hava, yaşam ve ölüm manasıyla doldu, Samsara kavramları arenada dışarıdakilerin kontrolünden uzak, izole bir ekosistem yarattı. Damien, Samsara Niyetini çağırırken ellerini çırptı ve saldırısına aşırı miktarda mana topladı. "Dön." Atmosfere saldığı Yaşam ve Ölüm manası, arenanın çevresinde dönerek arenanın bariyerini takip eden bir kubbe oluşturdu. Yaşam ve ölümle ilgili bir dizi yasa oluşturuldu. Yeniden doğuş kavramını tamamen yasaklayan bir dizi yasa. Damien havada hızla ilerleyerek Bai Yumo'ya korkusuzca yaklaştı, Mirage'ı göğüs hizasına kaldırdı ve kolunu geri çekti. 'Boşluk Kılıcı Sanatı İkinci Form: Ufuk Kırıcı' Bai Yumo'nun zırhında bir delik açıldı. Acı içinde kükrerken siyah kan arenaya döküldü. Yara iyileşmeye çalıştı. Aziz Kral'ın derisi ve kemikleri, yeniden birleşmek için solucanlar gibi kıvrıldı, ancak başka bir enerji bu süreci engelledi ve rejenerasyondan doğan her şeyi yaktı. Bu saldırı ilk kan olarak kabul edilebilirdi, ama bu sadece Damien'in zaferi değildi. Saldırısı konumunu ele verdi ve Bai Yumo'nun gözleri avını yakalayan bir canavar gibi ona döndü. "İyisin," dedi soğuk bir sesle, vücudu kaybolup Damien'in önünde belirirken. "Ancak bu yeterli değil." Kolunu başının üzerine kaldırdı, bir Abyss Enerjisi topu topladı ve Damien'in göğsüne indirdi. Damien dişlerini sıkarak vücudunu çevirdi, saldırı isabet etmeden Bai Yumo'nun arkasına ışınlandı ve Mirage'ı boynuna çarptı! BOOOOOOM! Mirage, Saint King'in zırhına çarptı ve kalın malzemeyi yırtarak çığlık attı, ancak patlamanın sebebi bu değildi. Bai Yumo'nun çağırdığı Abyss Enerjisi kendi iradesiyle hareket etti, imkansız bir şekilde yörüngesini değiştirdi ve Damien düşmanına vururken aynı anda ona da çarptı. Acı korkunçtu. Sanki zehirli manadan yapılmış milyonlarca karınca tarafından saldırıya uğramış gibiydi. Damien'in yüzü acıdan buruştu, ama bu onun momentumunu bozmasına izin vermedi. Bu savaşta Saint King'in büyük ya da küçük hiçbir zafer kazanmasına izin veremezdi! 'Donmuş Dünya.' 'Boyut Değişimi.' 'Uzay-Zaman Ayrılığı.' Damien'in etkisiyle uzay ve zaman iğrenç bir şekilde birbirine karıştı. Zaman önemsiz hale geldi, boyut ikiye bölündü ve sonra yandı, gerçekliğin dokusu Saint King'i yok etmek için yırtıldı! Bai Yumo'nun gözleri, Damien'in saldırılarının tüm gücü bir anda kıvılcımlar halinde ortaya çıkınca hızla kısıldı. Kaotik Uzay-Zaman'ı yutan ve onu yok eden kalın bir Abyss Enerjisi duvarı ördü, ama bu kolay bir iş değildi. "Keuk…!" Daha fazla hasar almamak için geri çekilmek zorunda kalırken birkaç yudum kan öksürdü, ama Damien onu henüz bırakmaya hazır değildi. 'Boşluk Nefesi Birinci Form: Elemental Savaş Tanrısı.' Boşluk gösterilemezdi, ancak Boşluk Nefesi, bu bilgiyi açığa çıkarmadan da kullanılabilen bir teknikti. Çünkü Boşluk her şeydi. İstersen kendini herhangi bir şeye dönüştürebilirdi. Damien'in gözleri gökkuşağı ışığıyla dolu küreler haline geldi ve kafasında bir enerji tacı belirdi. Onunla hiçbir bağı olmayan sayısız elementin enerjisi vücudunu doldurdu ve ona bu tekniği son kullandığında hissetmediği bir üstünlük hissi verdi. Sanki... "Yolu görebiliyorum." Kendi kendine sırıttı ve tekrar savaşa atıldı. Bir kez daha, tüm arena izleyenlerin gözlerinden karardı. Ama bu sefer, bunun sebebi çok fazla patlama olmasıydı!