Bölüm 579 : Yeni haberler

Tüm bunlar olurken, kalabalığın içinde öfkeli bir şekilde kağıda mürekkeple bir şeyler yazan bir seyirci vardı. Bu kişi, Daily Metro'nun baş editörlerinden Cronk'tan başkası değildi. İlginç bir sonuç göreceğini düşünerek, Michael ve Reborn şirketini bu müzayedede izlemek için özel olarak gelmişti. Michael ve Reborn şirketinin en azından oyunlarda güçlü bir performans sergileyeceğini, hatta Rising Six üyelerinden biriyle dövüşeceğini umuyordu. Ama Michael bunu yapmadı. Rising Six üyelerinden ikisini aynı anda yendi. Ve şimdi, en genç neslin tartışmasız en güçlü üyesi Beau Rigaud'u da yenmişti! Şu ana kadar gördükleri, Daily Metro gazetesinin sayfalarını dört kez doldurmaya yetiyordu! Tüm düşüncelerini kağıda yazmaya devam etti, o kadar ki odanın her yeri mürekkep lekeli kağıtlarla doldu. Asistanları bile ona yetişemiyordu, çünkü oyun boyunca ona sürekli yeni kağıtlar vermek ve mürekkebini üç kez doldurmak zorunda kaldılar. "Lanet olsun, bu yetmez!" diye bağırdı ve yarım saattir yazdığı kağıdı buruşturdu. Hayatında ilk kez, gazetecilik becerilerinin bu hikayeyi hakkıyla anlatmaya yetmediğini hissetti. Michael'ın sağda solda sürprizler yapmasını izlerken yaşadığı heyecanı tarif edecek doğru kelimeleri bulamıyordu! Alfabelerinde, Michael Vanderbilt adlı çocuğun dehası ve mucizesini açıklamak için yeterli kelime yoktu. Müzayededeki tüm kalabalık da onunla aynı şekilde hissediyordu. Ama o, onların gerçeğin sadece yarısını bildiklerini biliyordu. Reborn şirketinin kısa ömrü boyunca başardığı tarihi başarıları ve yaptıklarını gerçekten öğrenirlerse, onlar da onunla aynı şekilde hissedeceklerdi. Ancak bu haberin müzayede sonrasına kalması gerekiyordu. O, gazetenin ilk sayfasını sadece Michael ve Reborn şirketine ayırmaya karar vermişti. Metropolis'in geri kalanı, şehirde yeni bir Yükselen Yıldız olduğunu bilmeliydi. Tüy kalemi mürekkebe batırdığı anda kapısı çalındı. "Beni rahatsız etmeyin. Meşgulüm!" diye bağırdı. Ama birkaç saniye sonra kapı çalınmaya devam etti. Sonunda, kadın sekreteri kapıdan başını uzattı ve ona yeni bir gelişme olduğunu bildirdi. "Efendim, bunu duymak isteyeceksiniz," dedi. Sonra kapıyı tamamen açarak Daily Metro muhabirlerinden birinin Cronk'un özel odasına girmesine izin verdi. "Konunu hızlıca anlat. Yazmaya devam edeceğim," dedi ve Michael hakkında yazdığı makaleye devam etti. Haber muhabiri konuşmadan önce boğazını temizledi. "Ahem... efendim, az önce büyük bir keşif yapıldığı bilgisi geldi. Çok büyük bir keşifmiş." Ancak bu haber Cronk'u pek ilgilendirmiş gibi görünmüyordu. "Queens bölgesinde her gün birçok keşif yapılıyor. Keşfedilmiş bir mezar hakkında makale yazmakla ilgilenmiyorum." "Efendim, keşif sırasında birinin mükemmel şekilde korunmuş bir Mithril Eseri bulduğu söyleniyor. Bazıları daha fazlasının ortaya çıkabileceğini söylüyor." Bu kez Cronk, kağıdına yazmayı hemen bırakıp haber muhabirine döndü. Bu adamın tüm işi, Metropolis'in dışını keşfetmek ve haber değeri olan her türlü bilgiyi geri getirmekti. Ve o bu işin en iyisiydi. Bu konuda yanılmış olması imkansızdı. "Mükemmel şekilde korunmuş bir Mithril Eseri mi?" Cronk, bu keşfin sonuçlarını düşünmek için bir ara vererek mırıldandı. Başlangıçta, mükemmel şekilde korunmuş bir Mithril Eseri bulmak zaten inanılmaz derecede zordu. Küresel holdingler ve kuruluşların bile hazinelerinde beş taneden az vardı. Bu nedenle, bu haber kesinlikle tüm Metropolis'i harekete geçirecekti. Ancak bu, günlük hayatı alt üst edecek kadar büyük bir olay değildi. Ancak, bu müzayedede olanları ve Michael'ın garip uçan Mithril Artefaktıyla rakiplerini nasıl domine ettiğini gören Cronk, tüm şirketlerin kendi mükemmel korunmuş Mithril Artefaktlarını elde etmek için inanılmaz bir istek duyacağını tahmin ediyordu. Herkes Mithril Artefaktlarının sadece eski kılıç ve bıçaklar olduğunu düşünüyordu. Ancak Michael'ın silahını görenler, belki de onunki kadar güçlü ve garip başka Mithril Artefaktları da olabileceğini düşündüler. Michael'ın başarılarını küçümsemiyorlardı, ancak gizemli uçan Mithril Artefaktı olmasaydı bugünkü müzayedenin sonucu tamamen farklı olabilirdi. "Bunu diğerlerine anlattın mı?" diye sordu Cronk. "Hayır. Ama içimden bir his, onların zaten bildiğini söylüyor. Haber, şu anda müzayede boyunca yayılıyor." ... ... ... Bu büyük keşfin haberi, çok geçmeden Büyük ve Küçük Fraksiyonların kulağına ulaştı. Ve Cronk'un tahmin ettiği gibi, Mithril Artefakt'tan kendilerine bir parça kapmak için daha da aç ve çaresiz hale geldiler. Michael'ın sahip olduğu gibi uçan bir silaha sahip olma düşüncesi, onu elde etme isteklerini daha da artırdı. Birçoğu, müzayededen sonra ne yapacaklarını tartışmaya başlamıştı. Hatta bazıları, keşfe erken başlamak için müzayededen erken çıkmayı bile önerdi, ancak müzayedenin mevcut kuralları bunu engelliyordu. "Duydun mu? Kızıl Vadi'de gerçek bir Mithril Artefaktı olabilir!" "Oraya gitmeliyim. Kim bilir, belki de onu bulan şanslı kişi ben olurum." "Müzayede biter bitmez oraya gidiyorum." Herkes Kızıl Vadi'deki bu yeni büyük keşifle heyecanlanırken, müzayedede bu haberden haberi olmayan tek bir özel süit vardı. Max Vanderbilt, müzayedede hareketlilik olduğunu fark etmeye başlamıştı. Metropolis'te uzun süredir yaşadığı için, müzayedede herkesin fısıldaşmaya başlamasının dışarıda bir şeyler döndüğü anlamına geldiğini biliyordu. Ancak, diğer şirketlerin aldığı haberlerle Reborn ve Vanderbilt ailesi arasında hiçbir bağlantı yoktu. Vanderbilt ailesi statüsünü kaybetmişti ve bu müzayedede yer almamaları gerekiyordu, Reborn şirketi ise Metropolis'te yeni kurulmuştu ve henüz çok fazla bağlantısı yoktu. "Quench şirketine ya da Düşese gidip neler olduğunu sormalı mıyız?" Max sabırsızlanarak sordu. "Belki bize neler olduğunu anlatırlar." Tam o sırada, ayaklarının altındaki bir gölge aniden sıçrayarak doğrudan kafasına indi ve onu şaşırttı. "Buna gerek yok," dedi Fudge rahat bir şekilde. "Onların neden telaşlandığını zaten biliyorum." "Neymiş?" "Kızıl Vadi'de büyük bir keşif yapılmış. Gölge klonlarımı gönderip kontrol ettirdim, değerli bir şey bulamadılar. Sadece birkaç Mithril Eseri." Max şaşırdı ve diğer şirketler gibi hemen hazırlık yapmak istedi. Ama sonra hatırladı. Reborn'un bu büyük keşfe gitmesine bile gerek yoktu. İşe yaramazdı. Kendi ülkelerinin rahatlığında daha fazla Mithril Artefaktı yaratabilirlerdi!