Bölüm 96 : Malaia'nın Diğer Deliği (R18)

Orion izlerken, Malaia nazikçe ön sıvısını toplayıp sünnet derisinin etrafına yaydıktan sonra parmağını ağzına soktuğunda, beklentiyle nefes alışı ağırlaştı. Malaia, ereksiyon halindeki penisini merakla inceledikten sonra yüzüne odaklanıp "Boşa gitmesin diye yardım ister misin?" diye sorduğunda, Orion izlemekten kendini alamadı. Malaia, Orion'un sünnet derisini minyatür bir çeşme gibi lekeleyen başka bir ön sıvı dalgasına işaret etti. Önündeki şeyin değerini anlayan Malaia, onu basitçe silip atamayacağını bilerek, temizlemeye yardım etmeyi hevesle teklif etti. Tabii ki, Kalna ve Lipry meyveleri dışında deneyimlediği birkaç şeyden biri olduğu için, tadı bir kez daha tatmak için can atıyordu. Orion'un zihni, Malaia'nın sorusuna tepki olarak sarsıldı ve Sura ile Ursa'nın yanında olduğunu fark ederek hafızası geri geldi. Biraz güç uygulayarak başını yana çevirdi ve karşısına çıkan manzaraya gözlerini genişletti. "Neden şaşırıyorum ki? Bunu beklemeliydim," diye düşündü, yüzünün diğer yarısı çimenli toprağa gömülü halde izlerken. Şaşkınlıkla, Ursa ve Sura'nın topraktan kuru, düşmüş yaprakları titizlikle topladıklarını ve bir kenara attıklarını gördü. Onlar, sanki hiçbir şey olmamış gibi, sadece ona ve şu anda belirgin kalçalarıyla ona binen Malaia'ya birkaç kez bakıyorlardı. Onların kayıtsız tavırları, Orion'un daha fazlasını istemesini sadece artırdı ve cesurca elini uzattı ve Malaia'nın çıplak, dolgun kalçalarına yapıştı. Malaia, Orion'un teklifine yanıt vermemesini fark edemedi ve onun nazik jestini reddettiğini varsaydı. Dudaklarından derin bir hayal kırıklığı iç çekişi kaçtı ve yavaşça ayağa kalkmaya çalışarak, yavaş yavaş alt vücudunun kontrolünü geri kazanmaya başladı. Ancak bunu yapamadan, Orion aniden sol elini onun çıkıntılı sol kalçasına uzattı. Malaia'nın yüzü şaşkınlıkla kaplandı ve "Yapma..." demeye başladı, ama sözleri aniden kesildi. "O zaman, sakıncası yoksa, bunu temizlememe yardım eder misin ve boşa gitmemesini sağlar mısın?" dedi Orion, Malaia'nın sarı tenli kalçasını elleriyle okşayarak, kendi zevkine göre şekillendirip biçimlendirerek. Kalçaları Greta'nın veya büyükanne Celia'nınki kadar büyük olmasa da, Orion'u onlara çeken belirli bir çekiciliği vardı. Belki de cildinin benzersiz rengi ya da hem kadın hem de bir şekilde tam olarak kadın olmayan bir tür tarafından zevk verilmesi düşüncesi onu cezbediyordu. Her ne olursa olsun, kendini onun arka tarafındaki kıvrımlara kapılmış, dokunma ve keşfetme isteğine karşı koyamıyordu. Orion'un ani fikir değişikliğine şaşırmasına rağmen, Malaia bu konuyu fazla uzatmadı. Bunun yerine, hemen başını sallayarak onayladı ve gözlerini Orion'un zonklayan penisine çevirdi, onun menisini bir kez daha tatmak için sabırsızlanıyordu. Son sperm kalıntılarını parmaklarıyla silerek boşa harcamadan temizleyemeyeceğini fark eden Malaia, saçlarını ustaca arkasına topladıktan sonra eğilip Orion'un sert, damarlı penisinin yarısını ağzına aldı. Dudakları ve dili mükemmel bir uyum içinde çalışarak, onu ustaca ecstasy'nin eşiğine yaklaştırırken her santimini masaj yaptı. "Uhhhh~~" Orion, Malaia'nın şişmiş erkekliğine sihirli dokunuşlarını yaparken yüksek sesle inlemekten kendini alamadı. Onun sıcak, ıslak dilinin ön derisini yalarken kendi ön sıvısıyla karıştığını hissetti. Parmaklarıyla onun sulu kalçalarını sıkıp yoğururken, geri dönüşü olmayan noktaya hızla yaklaştığını biliyordu. Aniden, erkekliği yoğun bir güçle zonkladı ve sonunda ezici arzusuna yenik düşerek Malaia'nın bekleyen ağzına sıcak, yapışkan bir meni akıtınca ilkel bir çığlık attı. Malaia, Orion'un penisini temizlemeyi neredeyse bitirmişken, Orion sağ eliyle kafasını aşağı doğru tutarak, hiçbir uyarıda bulunmadan kafasını penisine doğru ittiğinde, aniden gözlerini kocaman açtı. Damarlı penisi boğazına daldığında, Malaia öğürerek refleks yaptı ve zonklayan penisinin ağzına bir fıskiye gibi meni pompaladığını hissetti. Ani sıvı dalgasına ayak uydurmakta zorlandı ve olabildiğince yutmaya çalıştı, ani olayların gidişatından bunalmış hissediyordu. Ağzından taşan fazla meni gözlemlerken, Malaia kasıtlı bir hareket yaptı ve başını aşağı doğru itti, böylece Orion'un penisi kalan meniyi doğrudan boğazına pompaladı ve boğazının daralması bu hissi daha da yoğunlaştırdı. Menisinin sıcaklığını boğazından aşağı akarken hissedebiliyordu ve penisinin taşan menisini içmenin tadını çıkarıyordu. "Lanet olsun!" Orion, şu anda yaşadığı yoğun zevkten dolayı ecstasy ve mutluluğun karışımı bir duygu hissederek içinden küfretti. Bu, şüphesiz şimdiye kadar aldığı en akıllara durgunluk veren oral seksti ve Malaia'ya baktığında, sıcak sperminin ağzından taşarak dudaklarını lekelemesine hayranlık duymaktan kendini alamadı. Ama onu asıl şaşırtan, onun onu hevesle kabul etmesi, şişmiş penisini ağzına alırken hiç çekinmemesi ve kalan sperminin son damlasını bile yutmasıydı. O anın yoğunluğuna rağmen, Malaia rahatsızlık belirtisi göstermedi, sanki spermini yutmak nefes almak kadar doğal bir şeymiş gibi. Orgazmın verdiği mutluluk azalmaya başladığında, Orion'un zihni ilginç bir düşünceye daldı: Malaia gibi bir ağaç perisiyle yakınlaşmak nasıl bir şey olurdu? Ağzıyla yaptığı inanılmaz beceri, ona tüm vücudunun, Dünya'da deneyimlediği her şeyin çok ötesinde, bu kadar olağanüstü hisler uyandırabileceğini düşündürdü. Ona bakarken, pürüzsüz teninin kendi tenine değdiğini, esnek kıvrımlarının dokunuşuna uyum sağladığını ve mistik vücudunun getirebileceği eşsiz zevkleri hayal etmekten kendini alamadı. Bu fikir hem cezbedici hem de gerçeküstüydü, ama sadece düşüncesi bile içinde yanan bir alev uyandırdı.