Bölüm 876 : Yeni Anahtar Liderin Atanması

Isadora yere doğru inerken çılgınca bağırırken, Aurora anında elini uzattı ve yere çarpmadan onu avuçlarında yakaladı. Isadora, hızla çarpan kalbini sakinleştirdi ve Aurora'nın avucunun yüzeyine uzandı, küçülmüş halini inanamadan izledi, sonra bakışlarını etrafındaki dünyaya çevirdi; dünya büyük ölçüde büyümüş gibi görünüyordu. Aniden, yukarıdan yüksek bir ses duyuldu. "İyi misin?" Aurora, Isadora'nın şaşkın ifadesine bakarak endişeyle sordu. Isadora dikkatini Aurora'nın devasa figürüne çevirdi ve yavaşça başını sallayarak cevap verdi: "İyiyim. Sadece biraz şaşırdım," dedi ve ayağa kalkmak için kendini itti. "Üzgünüm, benim hatam. Seni daha önce uyarmalıydım," Orion'un sesi yanından geldi. Elini uzattı ve Isadora'yı yukarı çekti. "Bu, Pixie ırkının 'Dust Morphosis' adlı doğuştan gelen bir yeteneğidir. Bu yetenek, onlara belirli bir süre için herhangi bir canlı veya cansız nesnenin şeklini geçici olarak değiştirme yeteneği verir," diye ekledi, Isadora'nın şaşkın ifadesini fark ettikten sonra onlara olanları açıklayarak. "Doğuştan gelen bir yetenek mi?" Isadora kendi kendine mırıldandı ve anladığını belirtmek için başını salladı. Pixie ırkının bu kadar korkutucu bir doğuştan gelen yeteneğe sahip olmasını beklemiyordu, ancak bu, onun sadece merakını uyandırdı ve bu yeteneğin nasıl çalıştığını araştırmak istedi. Sonuçta, dört kulaklı Elf ırkı da dahil olmak üzere her ırkın doğuştan gelen bir yeteneği vardır. "Sizler işinizi bitirene kadar sizi bekleyeceğim," dedi Aurora gülümseyerek, onları havaya kaldırmak için gelen Pixie muhafızlarına teslim ederken. Orion ve Isadora, Aurora'nın Yüksek Kral Eldric, eşi ve diğer yüksek rütbeli yetkililere veda edip arkasını dönüp ayrılmasını izlerken anlayışla başlarını salladılar. …....…. Otuz dakika sonra Orion, Yüksek Kral Eldric ve Yüksek Kraliçe Rowena ile küçük, özel bir odada oturmuş, son olayları tartışıyordu. "Bu iyi. Atamamla ilgili herhangi bir itiraz olmamasına sevindim," dedi Yüksek Kral Eldric, takdirle başını sallayarak. Orion Şehirlerinin kilit figürleri hakkında sahip olduğu tüm yanlış algılar, Orion'un haberini duyduktan sonra hızla ortadan kalktı, çünkü onun atanması, onların güç veya pozisyonlarını önemsemediklerini, sadece Orion Şehirleri için en iyisini istediklerini kanıtladı. Yüce Kraliçe Rowena, elini kocasının koluna koyarak bunun Pixie ırkı için bir dönüm noktası olduğunu kabul etti. Kısa bir süreliğine, rahmetli Arktik Tanrısı Aegis'in düşünceleri aklından geçti. "Keşke Arktik Tanrısı Aegis hala burada olsaydı," diye düşünmeden edemedi, ama sonra bu düşünceleri bir kenara itti. Kendine, Arktik Tanrısı Aegis sayesinde böyle bir dönüm noktasına ulaşabildiklerini hatırlattı. "Başka haber var mı?" diye sordu Yüksek Kral Eldric, sesinde merak belirgindi. Orion başını salladı. "Hayır, hepsi bu kadar," diye yanıtladı. "Peki, o zaman size çıkış yolunu göstereyim mi, Bay Orion?" Yüksek Kral Eldric, Yüksek Kraliçe Rowena'nın yanında ayağa kalktı. Orion başını salladı, ayağa kalktı ve özel odadan çıkarken onların arkasından gitti. Isadora'nın beklediği özel alana doğru koridorda yürürken, onu kapının dışında dururken hemen fark ettiler. Isadora hemen dikkatlerini çekti ve onlara doğru yürüdü. Yüksek Kral Eldric ve Yüksek Kraliçe Rowena'ya hafifçe eğildikten sonra dikkatini Orion'a çevirdi. "Dışarıda mı bekliyordun?" Orion merakla kaşlarını kaldırdı. "İçeride sizi beklemek rahatsız edici geldi, bu yüzden dışarıda bekleyip siz gelir gelmez çıkabilelim diye karar verdim," diye yanıtladı Isadora, ciddi bir ifadeyle. "Gerçekten harika bir kişisel asistanınız var, Bay Orion," diye gülümseyerek yorumladı Yüksek Kraliçe Rowena. Isadora ile bir bağ hissetti ama bunun nedenini tam olarak belirleyemedi. Yine de içgüdülerine güvendi ve özellikle Isadora Orion'un kişisel asistanı olduğu için onunla iyi bir ilişki sürdürmeyi amaçladı. Orion, Yüksek Kraliçe Rowena'nın sözlerine gülümsedi ve Isadora'ya döndü. "Toplantımız bitti, artık gidebiliriz," dedi ve sırtındaki Pixie kanatlarının yardımıyla havalandı. Isadora başını salladı ve onu takip ederek kendi Pixie kanatlarıyla yavaşça havalandı. "Şimdi ayrılıyoruz, Majesteleri. Bir sonraki toplantımızda görüşmek dileğiyle," dedi Orion, ikisi de hafifçe eğilerek karşılık verdiler. Sonra arkasını döndü ve hızla havaya yükseldi. Isadora da aceleyle onun peşinden gitti, Orion'un hızına yetişmeye çalışırken dişlerini sıktı. Kısa süre sonra giriş koridorundan çıkıp Canopy Kalesi'nden ayrıldılar. …........ Bahçeden çıkmadan önce Orion, Isadora'ya Pixie krallığını gezdirmeye karar verdi. "İnanılmaz!" diye haykırdı Isadora, aşağıdaki geniş Pixie Krallığı'nın sokaklarında uçarken gözleri fal taşı gibi açıldı. Zamanının çoğunu 'Dört Kulaklı Yalnız Tavşan' Kaçak Şehrinin metal bariyerleri içinde geçirmiş, monotonluğu bozmak için sadece birkaç koku tazeleyici ve çiçekle yetinmiş olan Isadora için Pixie Krallığı taze bir nefes gibiydi. Ağaçların arasına yerleşmiş ya da ağaçların tepesinde çiçek açan evler ve binalar pitoresk bir manzara oluşturuyordu. Dört kulağı sakinleşmiş, artık eskisi kadar şiddetli bir şekilde seğirmiyordu. Hatta, kulaklarına giren, onu karşılayan veya önemsiz gibi görünen bilgileri paylaşan zayıf, yumuşak fısıltılar duyabiliyordu. Bunların, ırkının doğuştan gelen yeteneği sayesinde iletişim kuran, etrafındaki ağaçların ve yeşilliklerin sesleri olduğunu anlaması uzun sürmedi. Isadora derin bir nefes verdi ve vücudunu saran ani coşkuyu yavaş yavaş yatıştırmaya çalıştı. Dört kulaklı elf ırkının tamamını böyle bir yere taşıma izni verilseydi, bunu kabul etmekte tereddüt etmezdi. "Isadora..." tanıdık bir ses aniden düşüncelerini böldü ve onu şimdiki zamana geri döndürdü. Isadora, endişeli bir ifadeyle ona bakan Orion'a doğru hızla döndü. "İyi misin? Bugünden beri garip davranıyorsun," dedi Orion, şüpheyle onu incelerken kaşlarını kaldırdı. Isadora defalarca iyi olduğunu söylese de, özellikle kulaklarının şiddetle seğirmesi ve uçuş sırasında sersemlemiş görünümü nedeniyle, onun durumundan şüphe duymamak Orion için zordu.