Bölüm 324 : Mahzen Savaşı [1]

Gülümseyerek başını sallayan Raven konuştu. "Katılmaları mümkün değil, çünkü daha fazla sihirli eser yok edilirse, mühürleri kırılacak ve kasada bulunan şey dışarı çıkacak." Kasa içindeki kaosu sınırlamak ve daha fazla hasarı önlemek için müdür Liam'ın tek başına savaşmasına izin verdi. Odadaki tüm bakışlar yavaşça Raven'a yönelirken, o sırıtarak devrilmiş raflardan birine doğru yavaşça yürüdü. Neyse ki, hiçbir eser düşme sırasında tahrip olmamıştı, ama hepsi son nefeslerini veriyordu. Eğilip raflardan birine dokunan Raven, ellerini yukarı aşağı salladıktan sonra şöyle dedi. "Bana aldırma... sadece sigorta yaptırıyorum." Bakışlarını Raven'dan uzaklaştırarak, Liam, Zeng'e açtığı yaranın kaybolduğunu görünce sırıttı. "O parşömenleri kötüye kullanıyorsun, değil mi? Çok fazla kullanırsan ne olacağını bilmiyor musun?" Başını sallayan Zeng, sonunda ilk kez bir duygu göstererek yüzünde yenilgi ifadesi belirdi. Başını yukarı doğru eğerek tavana baktı ve koyu mor renk vücudundan sızarak onu çevreledi. Saçları yere dökülerek boynuzlarını tamamen ortaya çıkaran Zeng, derin bir nefes aldı. Öldürmek... daha fazla öldürmek, ve şimdi daha da fazla. My Virtual Library Empire'da özel maceraları okuyun Bu onun için bir döngü gibiydi. Kafasının tüm duygularını uyuşturmaya başladığını hisseden Zeng, kılıcını bir kez salladı ve Liam'a koyu mor bir kesik attı. Ancak Raven'ın beklentilerinin aksine, Liam kesmeyi kolayca atlattı ve kılıcın arkasında bulunan raflara ve eserlere doğru uçmasına izin verdi. Ancak bir saniye sonra, müdür kılıcın hemen önüne çıktı ve basit bir büyüyle kılıcı etkisiz hale getirdi, sıçrayan kanın parçalanıp önündeki yere düşmesini izledi. Kesiği atlattıktan sonra Liam, yan tarafta duran Raven'ı görmezden gelerek hareketsiz duran Zeng'e doğru koşmaya başladı. Ancak, koşarken bir an duraksayan Liam, Zeng'in sol elinde başka bir kılıç belirdiğini görünce şaşkınlıkla baktı. "Sen çift kılıç kullanıcısı mısın?" " İblisinden aldığı ekstra güçle Zeng artık dengesi bozulmadan ve yorulmadan iki geniş kılıcı kolayca kullanabiliyordu. Koşarken Liam ile karşılaşan Zeng, sağ elindeki kılıçla Liam'ın ilahi mavi kılıcını kolayca savuşturdu. Anında sol kılıcını öne doğru sapladı; ancak Liam, saldırısının başarısız olduğunu görünce çoktan uzaklaşmıştı. Geri çekilen Liam, kılıcını tavana dik olacak şekilde kaldırdı. Sonra, bir saniye içinde, Liam'ın kılıcının ucundan ilahi mavi bir renk fışkırdı ve her yere yayıldı. Birkaç saniye içinde tavan görünmez hale geldi ve yukarı baktığınızda görebildiğiniz tek şey ilahi mavi bir buluttu. İnanılmaz bir hızla, Liam ağır kılıcını aşağı doğru savurdu ve mırıldandı. "Kılıç Fırtınası." Liam'ın kılıcı ayaklarının dibine düşerken, odadaki hiç kimse fark etmeden, sayısız kılıç tavanın hemen altında ve ilahi mavi bulutun üzerinde belirdi. Bir an sonra, havada donmuş halde duran bu kılıçlar aniden aşağıya doğru fırladı. Odadaki rüzgârın aniden değişip aşağı doğru esmeye başladığını hisseden Zeng, içgüdüsel olarak yukarı baktı; ancak gördüğü tek şey ilahi mavi buluttu. Ancak bir saniye sonra, Zeng aşağıya baktığı anda, tavandan düşen sayısız kılıçtan biri ilahi mavi rengin içinden geçti. Kılıcın aniden bulutun altında belirmesini ve Zeng'in tamamen farkında olmadığını gören Raven çılgınca bağırdı. "BAK YUKARI VE KAÇ!" Zeng, gökyüzüne bakmadan Raven'ın sözlerine hemen uydu ve sola daldı. Bir saniye sonra, kılıç Zeng'in az önce durduğu yere saplandı ve tonozun zeminine dik olarak saplanarak kaldı. Ama bu henüz son değildi, sayısız diğer kılıçlar da bulutun içinden geçerek odadaki herkesin görebileceği hale geldi. Gökyüzüne doğru bakarak, Zeng yana kaçtı ve hareket ederek, bıçakları zar zor kaçmayı başardı. Bunu gören Liam gülümsedi ve ileriye doğru koşmaya başladı. Ancak, uçan kılıçlardan kaçmak için sürekli yukarı bakmak zorunda olan Zeng'in aksine, Liam'ın bakışları düşmanına kilitlenmişti. Yukarıdaki kılıçlar Liam'a hiç yaklaşmıyor gibiydi ve ne zaman yaklaşsalar, ona çarpmadan önce aniden açısını değiştirip uçup gidiyorlardı. Sanki Liam şiddetli bir yağmur fırtınasının ortasında yürüyordu ama tamamen kuru kalıyordu. "SAĞINIZDAN GELİYOR!" Raven'ın çığlığını duyan Zeng, bakışlarını bir an için tavandan ayırdı ve Liam'ın yaklaşmakta olduğunu gördü. Hiç tereddüt etmeden, utanmadan Liam'ın hareketini tekrarladı ve kılıcını tavana dik olacak şekilde yukarı doğru uzattı. Ancak, koyu mor renk Liam'ın ilahi mavi rengi gibi yavaşça yayılmak yerine, dümdüz yukarı doğru yükseldi. Zeng'in kılıcının ucunda devasa bir mor ışın belirdi ve ilahi mavi buluta doğru fırladı. Ancak, birbirini iten mıknatıslar gibi, koyu mor ışın ilahi mavi buluta yaklaşırken aniden yavaşladı. Bunu beklermişçesine, Zeng kılıcını hemen aşağı doğru salladı ve kılıcı, tonozun duvarlarına dik ve tamamen yatay hale getirdi. Kılıcın ucunu takip eden ışın da yeniden ortaya çıktı ve ileriye doğru fırladı... tonozun duvarına doğru. Zeng'in kılıcı ve koyu mor ışın Liam'a değil, tamamen ters yöndeydiler. Sonra, tavandan bir kılıç düşerek ışının yolunu doğrudan engelledi ve ışın aniden yavaşladı. Ancak, geçen seferki gibi tamamen durmak yerine, ışın kılıcın hemen önündeki havadan aniden sekerek geri döndü. Şimdi yukarı doğru açılı olan ışın, tavana yaklaşırken, ilahi mavi bulutla karşılaşınca bir kez daha yavaşladı. Duvardan seken bir top gibi, koyu mor ışın ilahi mavi bulutun altındaki havadan sekerek geri döndü. Ve şimdi... Liam'ın figürünün önündeki havayı hedef almıştı. Liam bir adım daha ileri attığında, mor ışın ileri fırladı ve tepki vermek için sadece bir saniyesi kalan Liam, umutsuzca ilahi mavi kılıcını kaldırdı.