Bölüm 844 : Yeterince Çılgın

Mola verdiği için dinlenen Cirk, Innkeeper'ın sesini duyar duymaz hemen ayağa kalktı. Farkına varmadan, Innkeeper'ın onu beklediği Midnight Tailors'a ışınlanmıştı. "Hancı!" Cirk, patronunu şahsen görmeye alışkın olmadığı için selamladı, ama Hancı çoktan içeri girmişti. "Yetiş. Bu çok acil bir mesele." Cirk, Innkeeper'ı bekletmeye cesaret edemedi ve onun peşinden içeri koştu. "Geeves, fazla vaktim yok," dedi Innkeeper içeri girer girmez. "Cirk bir görev için hanı terk etmek zorunda. Şu anda ona koruma için verebileceğin en iyi takım elbise hangisi? Şu anda özel sipariş için vaktimiz yok." "Hancı, hazır giysilerim biraz yetersiz," diye yanıtladı Geeves hemen, baskı altında olsa da sakin ve soğukkanlı bir sesle. "Tabura verilen giysiden esinlenerek yaptığım bir giysi var, ama Cirk'in vücuduna özel olarak uyarlanmadıkça, giysiden en iyi şekilde yararlanamayacak." "Getir onu," diye Geeves'e emretti, sonra uzay gemisinin kaptanına döndü. "Cirk, başka bir işçiyle birlikte bir göreve çıkmanı istiyorum. Silent Wanderer'ı pilotlaman gerekebilir, umarım hazırsındır. Sana verdiğim giysi sana özel dikilmemiş, bu yüzden mümkün olduğunca kavgaya karışmamaya çalış." "Gözlerim kapalı bile uçurabilirim!" Crik, Innkeeper'ı sakinleştirirken, adrenalin vücudunu doldurdu. Sonunda bir gemiyi gerçekten uçurma fırsatı bulacaktı! Hazır giysi hiç umurunda değildi. Sonuçta, bir pilot olarak, savaşını gemisiyle yapacaktı! Arka tarafa koşan Geeves, hazır bir giysi ile geri geldi. Cirk giysiyi almak için harekete geçti, ama Hancı bir hareket yaptı ve giysi otomatik olarak vücudunda belirdi! "Görevdeyken Leo'nun emirlerini yerine getireceksin," dedi Innkeeper, Cirk de başını salladı. "Güzel." Hancı, Cirk'i Midnight taburunun savaş alanına girmek için kullandığı oluşuma ışınladı. Bir an sonra Leo da benzer bir giysi giymiş olarak ortaya çıktı, ancak onun giysisinin kendisine özel dikilmiş olduğu belliydi. Gözlerini birbirlerine diktiler ve Cirk, sonunda bir gemiyi uçuracağını bilmenin heyecanını yaşarken, bunu içinde sakladı. Dışarıdan, bir gemi kaptanından beklenen sakin güveni sergiledi. "Yola çıkmadan önce size ne beklemeniz gerektiğini anlatayım," dedi Leo, soğuk sesi Cirk'in sırtını ürpertti. "Tabur zor durumda ve biz onlara yardım etmeye gidiyoruz. Durum tehlikeli ve düşmanların ne zaman ve nasıl ortaya çıkacağını bilemeyiz. Aslında, bir tuzağa düşüyor olabiliriz. Bu yüzden her zaman tetikte olmalısın ve bana yakın durmalısın. Bir çatışma çıkarsa, savaşmaktan çok hayatta kalmaya odaklan - ben savaşmayı hallederim." "Benim için endişelenmene gerek yok. Sen yapman gereken işe odaklan, ben seni hayal kırıklığına uğratmayacağım," diye cevapladı Cirk. Hayatı bir kreş işletmek ve gemiyi yerinde uçurmakla sınırlı olsa da, doğuştan bir kaptanın özelliklerine sahipti. Görevden korkmuyordu ve tehlikeden de çekinmiyordu. Leo'nun görünüşünü alan Lex başını salladı. Ondan sonra tereddüt etmedi, kendini hazırlamak için zaman kaybetmedi. Şu anda Lex soğuk bir öfke içindeydi ve öfkesini çok uzun süredir bastırıyordu. Eskiden, ne zaman sinirlense, Lex hemen öfkesini dışa vurma fırsatı bulurdu. Ama bu sefer, öfkesini dışa vurmak için fırsat beklerken, öfkesini içinden atlatmak zorunda kaldı. Şimdi, o fırsat nihayet geliyordu. Göğsünü okşadı ve takım elbisesinin iç cebinde sakladığı kartları hissetti. İşe yarayacaklardı. Lex oluşumu etkinleştirdi ve kendini ve Geeves'i başka bir yere ışınladı. İkili, taburun daha önce geldiği aynı ışınlanma salonunda ortaya çıktı. Geeves etrafına bakındı ve bir oluşumun ortasında durduklarını gördü. Salonda bunun gibi sayısız başka oluşumlar da vardı. Her dakika on binlerce asker ışınlanıyordu, bu da salonu hem kalabalık hem de hareketli hale getiriyordu. Yanında duran 'Leo'nun yüzünde alışılmadık bir maske vardı ve bu maske onu bir şeytan gibi gösteriyordu. Cirk, onun herhangi bir nedenle kimliğini gizlediğini sormasına gerek kalmadan anladı. "00974 savaş cephesine hoş geldiniz," dedi, onlara değil, elindeki klip tahtasına bakan yakındaki bir elf. "Aranızda bir lider var mı? Sadece ikiniz geldiğinize göre, stratejik varlıklar olarak atandığınızı varsayıyorum. Herhangi bir uzmanlığınız var mı?" Cevap vermek yerine Lex, elfin yanına yürüdü ve elini omzuna koydu. Hareket oldukça basitti, ancak Lex'in tam güçteki Hakimiyetinin etkisi altındaki elf için yerçekimi yüz kat artmış gibi görünüyordu. Vücudu bir yana, düşünceleri bile varlığını saran muazzam gücün altında ezilmiş gibi görünüyordu. "Bu seni ilgilendirmez," diye emretti Lex. "Beni devam eden savaş hakkında bilgi sahibi olan birine götür." "E-evet," diye kekeledi elf ve sersemlemiş bir halde ikiliyi yönlendirmek için döndü. Lex'in hareketi yakındaki birkaç muhafızın dikkatini çekti, ancak elf'in dönüp ikiliyi yönlendirmeye başladığını fark edince rahatladılar. Lex elini çekip elf'in bir adım arkasında yürümesine rağmen, hakimiyetinin etkisi hiç azalmamıştı. Kendi eylemlerinin tamamen farkında olmayan elf, ikiliyi tüm sıraları geçip, tüm kuyrukları atlayarak doğrudan komuta odasına götürdü. Kimse bu süre boyunca bir terslik olduğunu fark etmedi. Sonuçta, kimse burada sorun çıkaracak kadar deli birinin olacağını düşünmemişti.