Bölüm 598 : Yeni Roman

Grup, yavruların havlamasını duyduğunda hemen havlamanın geldiği yere doğru hareket etti, ancak oraya vardıklarında yavru ortada yoktu. Belki de başka biri onlara bu şekilde alay etseydi, grup daha fazla kızar ya da hatta tamamen öfkelenirdi. Ancak bunu yapan Fenrir olduğu için, bunu bir şekilde oldukça sevimli buldular ve hatta içten içe ona cesaret verdiler. Böylece, yavaş ama istikrarlı bir şekilde, grup Midnight tavernasına yaklaşmaya başladı. ***** Noel malikanesinde Bertram, tüm personeli hazırlıyordu, böylece herkes ne söyleyeceğini ve ne söylemeyeceğini biliyordu. Pvarti'nin kasabada olduğu haberi kesinlikle yayılmamalıydı. Aslında, Pvarti ile ilgili herhangi bir haberden hiç bahsetmemek en iyisiydi. Gelecek misafirlerini ağırlamaya hazırdı ve onları mümkün olduğunca çabuk kasabadan uzaklaştırmaya hazırdı. Tavernada Pvarti'ye zarar veremeyeceklerini biliyordu. Endişelendiği şey, bunu fark ettiklerinde öfkelerini kasabada çıkaracak olmalarıydı. Pvarti kolayca korkacak biri değildi, ancak Lex'in ona gülümseme şekli onu rahatsız ediyordu. Bu durum başlı başına son derece sıra dışıydı. Pvarti çok ciddi görünmese de, kimse onun cesaretini inkar edemezdi. İlkeleri gereği, çok kötü şöhretli bir aileyle olan nişanını, onların nasıl hissedeceklerini düşünmeden bozmuş ve babasının isteklerine karşı geldiği için onun öfkesiyle doğrudan yüzleşmişti. Noel ailesinden kovulduğunda bile, herhangi bir hoşnutsuzluk göstermedi. Öyleyse Lex'in basit bir gülümsemesi onu neden bu kadar tedirgin etmişti? "Bana bir sorun çıkacağını düşündüğünü söyledin," dedi Pvarti, Lex'e bakarak. "Ne tür bir sorundan bahsediyorsun? Eski nişanlılarımdan mı? Tavernaya herhangi bir sorun çıkarabileceklerini sanmıyorum." "Taverna içinde kimse uygunsuz davranmaya cesaret ederse, istediklerini yapmalarına izin verilmeyecek, bunu sana garanti edebilirim. Ama tavernanın kurallarını çiğnemeden sana sorun çıkarabilecek bir durum düşünmüş müydün? O durumda benim yapabileceğim pek bir şey yok." Bu sefer Pvarti gerçekten kafası karışmıştı. Birisi onu dövmeye çalışmazsa ne tür bir tehdit oluşturabilirdi ki? Nişanının bozulması yüzünden onu öldürmezlerdi herhalde? Ama öyle olsa bile, tavernaya müdahale ederdi. Öyleyse ne olabilirdi? Lex daha fazla bir şey söylemedi, bunun yerine sırtına destekleyici bir şekilde vurdu ve sonra tavernadaki diğer misafirlerle konuşmaya başladı. Projeksiyonu sık sık tavernada görünse de, onu çalışır durumda tutmak dışında pek dikkat etmiyordu. Şimdi geri döndüğüne göre, ne kadar kısa süreli olursa olsun, yerlilerin tavernaya ne düşündüğünü araştırmalıydı. Sonuçta, Fenrir'in fırsatı yakalaması, yani, hayır, demek istediği, bayanı tavernaya çekmesi biraz zaman alacaktı. Ama Fenrir'in dönüşü hiç de uzun sürmedi. Gizlilik amacıyla küçük boyutunu koruyan yavru, sadece beş dakika sonra tavernaya geldi, minik boynunda oldukça gösterişli bir kolye asılıydı. Lex'in yapması gereken tek şey başını sallayıp göz kırpmaktı, Fenrir Pvarti'nin masasına atladı ve üzerine uzandı. Küçük yavru, hafif bir "hav" sesi çıkardıktan sonra esnedi ve masanın üzerinde uykuya daldı. Lex'in uyarısı nedeniyle her şeye karşı özellikle hassas olan Pvarti, yavruyu dikkatle izledi. Gelüşü yeterince şüpheli değilmiş gibi, üzerinde değerli mücevherlerle dolu bir kolye de vardı. "Bir dakika..." diye mırıldandı, kolye aniden bir anıyı canlandırdı. Onu daha önce görmüştü, o kadının boynunda... Tavernanın kapıları gürültüyle açıldı ve herkesin dikkatini çekti. Lex, mülküne yapılan muameleyi hoş karşılamadı, ama bu insanları buraya çekenin kendisi olduğunu düşünerek, şimdilik görmezden geldi. İki bayan önderliğinde bir düzineden fazla kişi içeri girdi. En azından Fenrir'e göre mavi renkteki bayan, aniden Pvarti ile göz göze geldi ve ikisi de şaşkına döndü. Pvarti onların geleceğini zaten biliyordu, hatta tavernaya gelip onu bulabileceklerini de tahmin ediyordu, ama yine de karşısındaki yüzü görünce şaşkına döndü. O an o kadar etkilenmişti ki, Fenrir'in aniden masadan kalkıp omzunda uykuya daldığını fark etmedi bile. Artık kimse Fenrir'in Pvarti ile hiçbir ilişkisi olmadığına inanmazdı. Herkes birbirine bakan bayan ve Pvarti'ye odaklanınca oda sessizliğe büründü ve görünmez bir gerilim havayı doldurdu. Bu, tehlikeli bir durumun ortasında kalmanın yarattığı gerginlik değil, odadaki durumu hemen kavrayan flütçünün yarattığı gerginlikti. Kalabalık ise, bir drama yaşanma olasılığından tamamen büyülenmişti. Tabii ki, son derece popüler Pvarti ve iri yarı korumalarla çevrili büyüleyici bir genç kızın dahil olduğu bir drama. Kadının bakışları, şaşkın delikanlıdan omzunda uyuyan yavru köpeğe doğru hafifçe kaydı. "Demek küçük Jasmine'den çalacak kadar cüretkar bir alçaksın. Görünüşe göre ailemizi rahatsız etmekte yetenekli olmaya başlıyorsun," dedi turuncu tenli hanımefendi. Pvarti omzunda uyuyan yavruya baktı ve hemen bir şey anladı, ancak suçunu inkar etmeye bile çalışmadı. Bunun yerine, Fenrir'in sırtını okşayarak onun eylemlerini onaylar gibi davrandı. "Son zamanlarda hayatım çok iyi gidiyordu," dedi, çekici bir gülümsemeyle. "Hayatı biraz ilginçleştirmek için bir şeyler yapmam gerektiğini düşündüm." "Belki bu konuda bir şeyler yapabilirim," dedi etrafındaki adamlardan biri agresif bir şekilde, ama 'Jasmine' adlı bayan onu durdurdu. Yumuşak bir gülümsemeyle yavaşça Pvarti'ye yaklaştı. Tam ona ulaştığında ve konuşmak üzereyken, kırılan bir tabak sesi herkesin dikkatini çekti. Üçüzlerden biri olan Nani, sessizce "üzgünüm" diyordu. Heyecandan çok odaklanmış ve dikkati dağılmış olan Nani, tabaklarla dolu tepsiyle tezgaha doğru yürümüştü. Jasmine, kesintiye aldırış etmeden Pvarti'nin karşısına oturdu ve "Ailenden kovulduğunu duydum" dedi. "Tch. Kovulmadım, kendim ayrıldım. Başkalarının kurallarına göre oynayamam, kendi yolumu izlemek istiyorum." "Ve bunun için en uygun zamanın karanlık olduğunu mu düşündün?" "Bunun ne alakası var?" diye sordu, soğukkanlılığını koruyarak. "Ailenin koruması olmadan benim ailemle başın belaya girebileceği hiç aklına gelmedi mi? On bir tane ölümsüz ağabeyim olduğunu biliyorsun!" "Bayan Jasmine, ben özgür bir adamım ve kiminle evleneceğim benim kendi hakkım. Kimse bu kadar otoriter olmamalı." Salonda on bir aura birden patladı ve Jasmine'in kardeşleri ona bıçak gibi bakarken, Jasmine'in gözlerinde duygular birikmeye başladı. Pvarti bunu iyi gizledi, ama son derece gergindi. Keşke Lex'in gözlerindeki beklentiyi görebilseydi. Fırsatın yaklaştığını hissedebiliyordu. Sonunda Jasmine daha fazla dayanamadı ve masaya vurdu. "Gördün mü anne, sana söylemiştim! O gerçek bir erkek! Benim evlenmeme isteğimi yerine getirmek için tüm ailesini terk etti ve babamı kızdırma riskini göze aldı! Kararımı verdim! Sadece onunla evleneceğim!" Garip bir nedenden dolayı, Jasmine'in açıklaması kardeşlerini daha da kızdırdı ve havaları daha da korkutucu hale geldi. Pvarti tamamen şaşkına döndü ve sonunda soğukkanlılığını kaybetti, flütçü ise hemen kutlama melodisine geçti. Lex bu sahneyi izlerken okuduğu bir romanı hatırlamadan edemedi. Romanın adı "Kayınpederim bir gangster" idi. Romanda, ana karakter, 9 kardeşi de gangster olan bir gangsterin kızıyla evlenmeye zorlanıyordu. Romanda, kız bir yanlış anlaşılma nedeniyle ana karaktere aşık olmuştu. Romanın tamamı, ana karakterin çeşitli yanlış anlamalardan dolayı içine düştüğü komik durumlar etrafında dönüyordu ve sonunda ana karakter gangster patronu olarak roman sona eriyordu. Lex'in gözünde, Pvarti ve ana karakter birbirine benzemeye başlamıştı. "Bayan Jasmine, bence aceleci davranıyorsunuz. Öylece aceleyle karar veremezsiniz." "Hadi ama, Pvarti. Düğünü reddedeceğini ve ben istersem suçu üstleneceğini söyledikten sonra, birden seni sınamak istedim. Babamın yüzüne karşı onu reddedecek cesarete sahip çok fazla erkek görmedim. Cesurca nişanı reddettiğin ve tüm sonuçlarına tek başına katlandığın anı hala hatırlıyorum. Baskı altında pes edip benim istediğimi açıklayacağını düşünmüştüm, ama kim bilebilirdi ki, sırrı sonuna kadar saklayacağını, hatta ailen tarafından kovulacağını. Sadece gerçek aşk bir erkeği bu kadar cesur yapabilir, bunu biliyorum! Ve ben de hissediyorum, Pvarti! Seni seviyorum, bunu biliyorum! Oh, sabırsızlanıyorum. Düğünümüz çok görkemli olacak."