Bölüm 379 : Takdir

"Bu anlaşmamızın bir parçası değil," dedi Joseph, Hum'un veliaht prensine dikkatle bakarak. Son görüşmelerinden bu yana birkaç gün geçmişti ve Joseph, oluşumun nasıl ve neden kontrolünü kaybettiğini tam olarak anlamaya çalışarak, işlerini halletmekle meşguldü. Ancak bu süre kısa olsa da, tavırındaki değişiklik çok büyüktü. Artık hastalıklı bir çocuk gibi görünmüyordu, sıkıcı bir işi yapmak için tembelce hareket etmiyordu. Sırtı dik, gözleri ateşli bir adamdı. Görünüşünden ifadesine, sesinden hareketlerine kadar her şey değişmiş gibiydi. Eskiden dünyaya kayıtsızken, şimdi her hareketinde bir amaç vardı. "Açıkça söylemek gerekirse, bu Hum ile yaptığın anlaşmanın bir parçası değil. Bu, benimle yaptığın bir anlaşma, Aegis. Fiyatını söyle, benim imkanlarımın beklentilerini aşacağını göreceksin. Ama aynı zamanda, bunun kaçınılabilir bir şey olduğunu düşünme. Bazen, önündeki fırsatı değerlendirmek en iyisidir." Joseph, Aegis bunu söylerken büyük bir tehdit hissetti. Kelimenin tam anlamıyla, Aegis'e sırları satması için şantaja uğruyordu ve bir fiyat belirtmeye devam ederse sonuçları ile tehdit ediliyordu. Temel olarak, Aegis fiyatın ne kadar yüksek veya düşük olduğu umurunda değildi, yeter ki bir fiyat olsun. Böyle zorbalığa maruz kalmaktan nefret etse de, hem statü hem de güç açısından Aegis'in altında olduğu gerçeğiyle yüzleşmek zorundaydı ve bu yüzden gerçekten pazarlık edecek bir şey kalmamıştı. Kabul etmek zorundaydı. Aniden aklına bir fikir geldi. "Aslında, bana yardım edebileceğin bir şey var. Oğlum, eski nişanlısıyla nişanını bozdu. Nişanlısı, çok varlıklı bir aileden geliyor. O ailenin baskısından kurtulup, gelecekte bize saldırmayacaklarını garanti edersen, ödül senin olacak." "Oldukça basit," dedi Aegis soğukkanlılıkla. "Bana bu ailenin adını ve yerini söyle. Durumu kendim halledeceğim." "Mükemmel." ***** Lex, Aegis ile en son konuşalı on günden fazla olmuştu ve adam o zamandan beri ortadan kaybolmuştu. Lex bu durumdan endişe duymuyordu, çünkü adam yemin etmişti ve Lex'in teklifine kesinlikle ilgi duyuyordu. Eğer ilgilenmezse, Lex Zagan'ı işe almak için başka bir yol bulurdu. Ancak şu anda bu onun umurunda değildi. Şu anda Lady Cosmos şovunun finalini izliyordu. Birçok dramın ardından kazanan, Nibiru'dan Jill adındaki Fox oldu. Jill, resmi olarak ilk galaksiler arası Lady Cosmos olarak taç giymekle kalmadı, şovun elde ettiği kârdan toplanan 30 milyon MP'ye eşdeğer bir nakit ödül de kazandı. Tabii ki bu, kârın sadece küçük bir kısmıydı. Artık son derece zengin bir kadın olan Jill, Nibiru'ya dönmemeye karar verdi. Lex'in Inn'de çalışması için yaptığı teklifi henüz kabul etmemişti, ancak 30 milyon MP ve gecelik 50 MP olan normal bir oda ile, alternatif bir çözüm bulmak için 600.000 günü vardı. Program sona erdiğinde, Inn'deki konuk sayısı önemli ölçüde azalmaya başladı, öyle ki Lex uzun zamandır ilk kez bir milyondan az konuğa sahip oldu. Ancak bu onu hiç rahatsız etmiyordu. Lex, son birkaç gün içinde kendi kârından 22 milyar MP daha kazanmıştı ve Lady Cosmos şovundan kâr payı olarak 770 milyon MP almıştı. Bu, toplam MP'sini 31,9 milyar MP'ye çıkardı. Lex'in şu anda mali durumu hakkında endişelenmediğini söylemek yeterli. Hatta, enerji biriktirmek için deli gibi MP harcadığı bir noktaya gelmişti. Şu anda, ilerleme çubuğunu %91'e kadar doldurmuştu. Hala yüksek otoritesine sahip olsaydı, biraz daha kalıp biriktirdiği bu enerjiyi Inn'i geliştirmek için kullanmak isteyecekti. Şimdi tek istediği eve, Midnight Inn'e dönmekti. Özellikle de 10 gün sonra Harry Styles, Lady Cosmos şovunun yarışmacısı Hailey ile resmi olarak evlenecekti. Düğünü kaçırmak istemiyordu. Sonuçta, çalışanlarından biri ilk kez evleniyordu. Bu sırada Babylon kasabasının yeniden inşası için çalışmalar çoktan başlamıştı ve yoğun iş gücü ihtiyacı nedeniyle herkes askere alınmıştı. Bu nedenle Lex'in bu günlerde neredeyse hiç misafiri yoktu ve gelenler genellikle sadece yemek için kalıyordu. Neredeyse, çünkü bir misafiri vardı: Roland. Genç girişimci, diğer birçok arkadaşı gibi yetim kalmıştı. Haberi duyduğunda diğer çocuklar gibi büyük bir tepki göstermedi, ama o günden beri neredeyse hiç konuşmadı. Diğer çocuklar kasabanın bakımına alındığında, Roland bir şekilde belediye başkanını onu kendi başına bırakması için ikna etti. O günden beri tavernada yaşıyordu. Lex birkaç kez onunla konuşmaya çalışmıştı, ama çocuk henüz konuşmaya hazır değildi. Lex kendi düşüncelerine dalmışken, Rick kapısını çaldı ve Aegis'in onu görmeye geldiğini söyledi. Veliaht prensin ne istediğini merak eden Lex, ayağa kalkıp ana salona girdi ve şaşırtıcı bir şekilde Aegis'in Roland'la birlikte masada oturduğunu gördü. İkisi bir şeyler fısıldaşıyorlardı, ama Lex içeri girer girmez suskunlaştılar. "Beni aradığını duydum," diye sordu Lex kibarca, çocukla ne hakkında konuştuğuyla daha çok ilgileniyordu. "Evet. Sen istememiş olsan da, başkalarının iyiliklerini hafife alamam. Senin teklifinle karşılaştırıldığında çok yetersiz kalıyor ama, minnettarlığımın bir göstergesi olarak bir şey getirdim."