Bölüm 19 : Yeni Gezegen: Vegus Minima

Pazartesi sabahı Lex, Marlo'nun dairesine erkenden geldi. Marlo, Manhattan'ın merkezinde bir çatı katında yaşıyordu, bu yüzden bulması kolaydı. Hepsi burada toplanıp, bir sonraki eğitim seansı için birlikte o yere gideceklerdi. Bu eğitim, vahşi doğada hayatta kalmakla ilgiliydi ya da Marlo ayrıntıları net olarak belirtmediği için, bu tür bir şeyle ilgiliydi. Ancak Lex, diğerleri gelmeden önce Marlo ile yalnız konuşmak istediği için belirlenen saatten bir saat önce geldi. Lex, muhtemelen bir uşak olduğunu düşündüğü biri tarafından içeri alındı ve Marlo'nun dinlendiği yere götürüldü. Marlo'yu şort ve tişört giymiş, gözleri kapalı, ayakları Lex'in bir tür iksir olduğunu tahmin ettiği bir kovada ve oldukça güzel bir kadın tarafından şakakları ovulurken rahatça otururken buldu. Kadın açıkça yaşlı bir bayandı, ancak kusursuz cildi ve kayıtsız mizacı Lex'in yaşını tahmin etmesini zorlaştırıyordu. Bu Marlo'nun karısı olabilir miydi? "Erken geldin. Bunun kasıtlı olduğunu varsayıyorum?" Marlo, gözlerini hala kapalı tutarken sordu. Ses tonu ve sesi oldukça normaldi, bu Lex'in hiç alışık olmadığı bir şeydi, ama bu durumun onu, devin bir anda heyecanlı kişiliğine geçmeyeceği konusunda aldatmasına izin vermedi. Yine de söylediklerine dikkat etmek zorundaydı. "Evet, seninle konuşmam gereken birkaç şey vardı." Kendisine masaj yapan kadına bakarak, bir yabancının önünde konuşmanın uygun olup olmadığını merak etti, ama kadın hiçbir yere gitmeyecekmiş gibi görünüyordu. Lex'in durakladığını fark eden Marlo, "Utangaç olma," dedi. "Bu benim üvey annem, eski bir yaramı tedavi ediyor. Onun önünde istediğini söyleyebilirsin, inan bana, umursamıyor." Kadın, Marlo'nun sözlerini doğrulamak istercesine, hakkında konuşulduğuna tamamen kayıtsız kalarak masajına devam etti. Lex şok olmuştu. Marlo, Lex'in tanıştığı sırada 60'lı yaşlarındaydı, ancak annesi hiç de yaşlı görünmüyordu. Aslında, Marlo çok zinde ve enerjik görünmesine rağmen, ikisinden daha yaşlı olanı gibi görünüyordu. Lex şaşkınlığını bastırdı ve elindeki meseleye odaklandı. "Bir tür silaha ihtiyacım var, başım belaya girerse kullanabileceğim bir şeye, ve bugün ihtiyacım var." "Öyle mi?" Marlo eğlenceli bir tonla hayretle bağırdı. "Bir tür sorun mu bekliyoruz? Dürüst olmak gerekirse, bu beklediğimden daha hızlı oldu. İlk dersimizde dayak yemeye ne kadar kararlı olduğunu gördüğümde, ilginç biri olacağını hissetmiştim. Yeterli motivasyon olmadan bu kadar kararlı birini görmek nadirdir." Marlo bir an düşünür gibi durakladı, ama sonra devam etti, "Silah almak sorun olmamalı, her şey bütçene bağlı. Amerika'nın en güzel yanı bu, değil mi? Sanki insanlar, ara sıra silah almazsanız neredeyse güceniyorlar. Ne düşünüyorsun? Silah mı? Hançer mi? Roketatar mı?" Marlo'nun bu tür konuları tartışırkenki rahatlığı, Lex'e yeni bir tür baskı yarattı. Bu adam çok havalıydı, değil mi? Biri silah istediğinde hemen roketatar satmak? "Bir bıçak ya da sessiz ve fazla dikkat çekmeyen bir şey. Hazır başlamışken, varsa, göze çarpmayan bir tür vücut zırhı da iyi olur." "Başka bir şey var mı? Taktik ekipman falan? Gece görüş gözlüğü?" "Hayır, hayır, bu kadar yeter. Ayrıca, bir sonraki derse gelemeyebilirim. Olası olmasa da, zamanında geri dönemezsem diye sana haber vermem gerektiğini düşündüm." Marlo, Lex ona harika bir şaka yapmış gibi güldü. "Aklımda tutacağım. Dönüşünü sabırsızlıkla bekleyeceğim. Bir öğrencinin ortadan kaybolması her zaman üzücü olur, özellikle de eğlenceli bir öğrenciyse." Lex, Marlo'nun sesindeki heyecanı bastırmaya çalıştığını neredeyse duyabiliyordu. Devin, kendine özgü kahkahasını patlatmak istediği ama kendini tuttuğu belliydi. Görünüşe göre, yaşı ne olursa olsun, herkes annesinin önünde terbiyeli davranmak zorundaydı. ***** Salı günü Lex, sabahın erken saatlerinde Velma'nın kendisine kahvaltı servis ettiği Inn'deki bir bahçe sandalyesinde dinleniyordu. Lex, Inn'deki yemeklerin eve sipariş edilen yemeklerden gerçekten daha iyi olduğunu keşfetmişti ve her fırsatta bu yemeklerin tadını çıkarıyordu. Ara sıra hala Dünya'daki abur cuburları özlüyordu ve Velma da bunları yapabilirdi, ama eve sipariş edilen yemeklerin özel bir yanı vardı. Ancak şu anda odak noktası bu değildi. Lex, Altın Bileti yeniden kullanabileceğine dair Sistem bildirisini bekliyordu. Üzerinde eşofman ve gömleğinin altında sentetik ruh zırhı vardı, yanında da sırt çantası duruyordu. Sol bacağına, kullanıldığında ısınarak nesneleri daha kolay delip kesmesini sağlayan, üzerine ruh formasyonu kazınmış bir askeri bıçak bağlanmıştı.Bıçak ona 30.000 dolara mal olmuştu, ancak bu, zırhın 400.000 dolarlık fiyatıyla karşılaştırıldığında hiçbir şeydi. Zırh, Qi eğitimi alan bir uygulayıcının temel saldırılarını engelleyebiliyordu ve bu seviyenin altındaki keskin saldırıları engellemede çok başarılıydı. Ayrıca bir hafta boyunca hayatta kalmak için yeterli miktarda erzak da yanına almıştı. Her ihtimale karşı, yaralanma ihtimaline karşı iki şişe Botlam Dew de satın almıştı. Bunları Sistem envanterinde bıraktı, çünkü orada saklanabilirlerdi. Banyo terliklerini çoktan giymişti, bu eşya yeni bir gezegene seyahat ederken çevresel hasarlardan onu koruyacaktı, ayrılırken giymeyi unutursa diye. Fancy Monocle'ının veritabanı Bluebird Portal kullanılarak daha da güncellenmişti ve onu da çoktan giymişti. Bu, başka bir dünyaya ilk kez seyahat edeceği için gerekli tüm önlemleri alacaktı. Sonunda, birkaç saat sonra, bir Sistem Bildirimi aldı: Ev sahibi artık Altın Bileti kullanabilir! Anında elinde bir Altın Bilet belirdi ve bir anlığına güzelliğini takdir ettikten sonra onu yırttı. Geçen seferki gibi parçalar parlamaya ve kaybolmaya başladı, ancak geçen seferden farklı olarak önünde iki isim yazılı bir panel belirdi. Kullanılabilir Gezegenler: Gezegen: Vagus Minima Gezegen Derecelendirmesi: 1 Yıldız Gezegen Mesafesi: 3 Sektör Gezegen Ortamı: Dünya'ya Benzer Gezegen: Helios Gezegen Derecelendirmesi: 3 Yıldız Gezegen Mesafesi: 2 Sektör Gezegen Ortamı: Aşırı sıcak! Bağlantılı Gezegenler: Gezegen: Dünya Gezegen Derecelendirmesi: 0,8 Yıldız Gezegen Mesafesi: 0 Sektör Gezegen Çevresi: Eğer hala bunu okumaya ihtiyacınız varsa, o zaman Sistemi bırakıp evde tofu yemelisiniz. Lex'in dudakları seğirdi. Sistem, ciddi bir konunun ciddi kalmasına asla izin vermezdi. Ancak o bu yorumu görmezden geldi ve Mary'ye "Bu Yıldız derecelendirmesi nedir?" diye sordu. "Yıldız derecelendirmesi, gezegendeki yetiştirme ortamıdır. Dünya'nın ortamı, bazı nedenlerden dolayı büyük ölçüde zarar görmüştür ve artık sadece belirli bir seviyeye kadar yetiştiricilerin büyümesine izin vermektedir. 1 Yıldız derecelendirmesi bir gezegenin ortalama yıldız derecelendirmesidir, 3 Yıldız derecelendirmesi ise gezegenin nadir hazineler olarak kabul edilebilecek son derece değerli malzemeler içeren belirli biyomları barındırdığı anlamına gelir. Ayrıca ortalama ruh seviyesi daha yüksektir ve yetiştiricilerin daha yüksek bir seviyeye ulaşmasına izin verebilir. Referans olarak, Han'ın Yıldız seviyesi şu anda 1 Yıldızdır." Lex başını salladı, şu anda ruh enerjisini hissedemediği için karşılaştırma yapamıyordu, ancak Inn'deki ortamın Dünya'dakinden daha iyi olduğunu her zaman hissediyordu. Dikkatini listeye geri çevirdi ve seçeneklerine baktı. Şu an için karar oldukça kolay görünüyordu. Helios'u seçmek tehlikeli görünüyordu, sadece ortam nedeniyle değil, aynı zamanda daha yüksek seviyeli yetiştiricilerle karşılaşma olasılığı daha yüksek olduğu için daha fazla tehlikeyle karşılaşacağı için. Daha fazla tereddüt etmeden sırt çantasını taktı ve kararlı bir şekilde Vagus Minima'yı seçti. Parlak, sıcak bir ışıkla sarıldı ve sonra ortadan kayboldu. Tekrar ortaya çıktığında, kendini gökyüzünü kaplayan kara bulutların olduğu küçük bir tepede buldu, bu yüzden pek bir şey göremiyordu. Hava, biraz rüzgarlı olsa da normal görünüyordu ve hava temizdi. Banyo terliklerine ihtiyacı olmayacak gibi görünüyordu. Çevresine bakıp her şeyi incelerken, Fancy Monocle'ı aniden büyük ve parlak harflerle "Uyarı!" yazısı yanıp söndü. "Tehdit tespit edildi! Tam türü: Bilinmiyor! En yakın tanımlanabilir eşleşme: Zombiler!" "NE?!" diye bağırdı Lex, ama Fancy Monocle'ın söylediklerini sindirmeye vakit bulamadan, önünde bir zombi sürüsü belirdi! Doğruca ona doğru geliyorlardı ve sayıları az değildi!