Bölüm 1138 : Seçilme şansı yüksek

Birkaç saniye sonra, Lex soruyu geçiştirmek için yeterince iyi bir bahane bulamadı. Objektif olarak bakıldığında, bu çok basit bir soruydu ve Lex'in bunu geçiştirmek için hiçbir nedeni yoktu. Bu sorudan utanması ise tamamen farklı bir konuydu. "Kadın, insan ya da insansı, yetiştirme seviyesi tercihi yok. Hayır, bekle, en azından Altın çekirdek yetiştirme seviyesi," diye cevapladı ve hemen pişman olduğunu hissetti. Sadece soruları bitirmek için basit bir cevap vermek istemişti, ama yarıda, eğer biriyle birlikte olacaksa, o kişinin yeterli güce ve potansiyele sahip olması gerektiğini fark etti. Onların kavga etmesini istediği ya da seçici davrandığı için değil, sadece yaşam beklentisiyle, düşük kültivasyon seviyesine sahip biriyle birlikte olursa, onu kolayca geride bırakacağı ve bunun hoş bir durum olmayacağı için cevabını değiştirdi. Minimum olarak doğrudan "Dünya ölümsüzü" dememesinin nedeni, o zaman o kişinin kendisinden çok daha yaşlı olacağını varsaymasıydı. Ancak cevabı verdiği anda, pişman oldu. Sadece üstünkörü bir cevap vermesi gerekiyordu. Neden bu kadar düşündü ki? "Ben Zirve Yeni Doğan alemindeyim ve birkaç ay içinde ölümsüz alemine geçmeyi planlıyorum." Lex, Druid'in bilgilerini doldururken "umut verici" diye mırıldandığını duydu. "Tamam, devam edebilirsiniz. Sırada, sağlık durumunuzu kontrol etmek için fiziksel muayene var." Lex, aralarındaki etkileşimden çok utanmış bir şekilde, hızla kapıdan geçip bir sonraki odaya girdi. Muayene oldukça basitti, onu bir platformun üzerine dikip taradılar. Ardından, birkaç kan örneği almaya çalıştılar, ama Lex buna açık olmadığını söylemesine bile gerek yoktu. Hiçbir iğne onun derisini delemedi! "Sağlığınız mükemmel görünüyor Bay Lex," dedi doktor. "Ama size sormak istediğim küçük bir konu var. Sağlıklı durumunuzu göz önünde bulundurarak, cevap vermemeyi tercih edebilirsiniz ve bu, kongreye katılma şansınızı etkilemeyecektir. Göğsünüzde vücudunuzu etkileyen iki birleşme noktası olduğunu görüyorum, bu insanlar için normal bir durum değil. Bunların işlevini açıklayabilir misiniz?" "Ah, bu çok basit. Onlar benim kültivasyonumu bastırıyorlar. Onları oraya kendim yerleştirdim." Doktor başını salladı ve bu bilgiyi kaydetti, çok etkilenmiş görünüyordu. Lex, bu bilgiyi paylaşmanın kendisine herhangi bir sorun çıkaracağından endişelenmiyordu. Mühürleri bu kadar kolay etkilenebilseydi, başlangıçta onun kültivasyonunu engelleyemezlerdi. "Tamam Bay Lex, her şey yolunda görünüyor. Size bekleme odasına geçebileceğinizi söyleme yetkisi verildi. Beklenmedik bir sorun çıkmazsa, kongreye seçilme şansınız yüksek. Lover's Island'ın standartları nedeniyle, seçimlerde çok titiz davranmak zorundayız, ama sizin hakkınızda iyi hislerim var." "Teşekkür ederim," dedi Lex kibarca ve bekleme odasına doğru yürüdü. Orada çiftçiyle karşılaşmayı umuyordu. Sonuçta, onun seçilme şansı ne kadardı ki? Görünüşe göre, şansı oldukça yüksekti. ***** Fahad, yerden kalkarken ağır ağır nefes alıyordu, içinde büyük bir aciliyet hissi vardı. Ancak başını kaldırdığında, hedefi ortadan kaybolmuştu. Ama gardını indirmedi. Ortadan kaybolması, hedefin geri gelemeyeceği anlamına gelmezdi. Bildiği kadarıyla, hedef saklanıyor ve saldırmak için mükemmel anı bekliyordu. "Noor, hayatta mısın?" diye sordu, partnerini hissedemediği için. "Hayattayım," diye cevapladı Noor hemen, ama görünmezliğini korudu. Fahad, neden görünmediğini sorgulamadı. Onu suçlayamazdı. Avladıkları hedefin bu kadar güçlü olduğunu kim bilebilirdi ki? Hiçbir rapor bu düzeyde bir gücü ortaya koymamıştı. "Dunya'yı tam alarm durumuna geçirmeliyiz," dedi dişlerini sıkarak. "Bu, saklayabileceğimiz türden bir şey değil. Serbestçe dolaşan bir seri katil var ve gücü bu alemin zirvesine yaklaşıyor." "Bunu duyurursak Druidler hiç hoşnut olmayacaklar," dedi Noor. "Gezegenlerinde rastgele misafirler ölmeye başlarsa daha da mutsuz olurlar. Karantina uygulamalıyız ve desteğe ihtiyacımız var." Noor, Fahad ile tartışmadı. Çoğunlukla, tereddüt etmesinin en büyük nedeni kendi gururuydu. Başarısız olduğunu kabul etmek istemiyordu. Ama başarısızlığın ölümden daha iyi olduğunu düşündü. "Sen yap," diye fısıldadı ve sonra sesi bile kayboldu. Kendini göstermedikçe kimse onu bulamazdı. Fahad iç geçirdi, sonra bu gezegendeki Druid lideriyle iletişime geçti. "Ursun, bir sorunumuz var," dedi Fahad, ölümcül ayı formuna bürünmüş Druid'e bakarak. "Ne oldu?" "Gezegeninde bir seri katil dolaşıyor ve o benden çok daha güçlü." Bu sözler hemen ayının tüm dikkatini çekti. "Bana ondan bahset." "Onu tüm krallıkta takip ediyoruz. Hedefleri tahmin edilemez ve amaçları bilinmiyor. Kesin olarak söyleyebileceğimiz tek şey, hedefini bulup onu öldürmeye çalışana kadar bu gezegenden ayrılmayacağı. Onu bir kez yakaladığımıza göre, henüz hedefini bulamadığı sonucuna varabiliriz, bu yüzden bir süre daha bu gezegende kalacaktır." "Hangi ırktan? Onun hakkında ne söyleyebilirsin? En iyi savaşçılarımı getireceğim. Onu birlikte avlayacağız." "Tüm savaşçılarınızı hazırlayın. O zayıf biri değil. Irkı veya kökeni hakkında bir bilgimiz yok. Tek söyleyebileceğim, onu görenlerin... sadece iki parlak far gördüğü. Adı 'Truck-kun'."