Bölüm 1079 : Hanın tarihi

Bin kadar yeni misafirin gelişi fark edilmeden geçmedi, özellikle de herkes yeni alemin sakinleriyle oldukça ilgileniyordu. Birisi hanın her şeyin mükemmel olduğunu söyleseydi, bu tam olarak doğru olmazdı. Aylar geçtikçe, birçok misafir bu alemde çok uzun bir süre mahsur kalabileceklerini fark etmeye başladı. Çoğu kişi, ya uzun ömürleri ya da buradaki yetiştirme ortamının harika olması nedeniyle bunu umursamadı, yeni doğan bir alemin sunduğu fırsatların hayal edilemez olduğunu söylemeye gerek bile yok. Kapalı kapılar ardında yetiştirme yapmayan ölümsüz alemindeki yetiştiricilerin çoğu, hanın henüz keşfedilmemiş topraklarını keşfetmek için yerleşim yerlerini çoktan terk etmişti. Aynı durum, çoğu Yeni Ruh ve Altın Çekirdek'ler ile çok sayıda Temel Alemi uygulayıcıları için de geçerliydi. Keşfe çıkmayanlar, buradaki ruh enerjisinin olağanüstü saf olmasından yararlanıyorlardı! Han'da kalmak için para ödemek zorunda olsalardı, en azından düşük seviyeli uygulayıcılar, bu kadar uzun süre kalamazlardı. Bu yüzden, bir bakıma, bu onlar için güvenli bir ortamda uygulamalarını sürdürmek ve alemlerini büyütmek için en iyi fırsattı. Ancak aynı zamanda, memnuniyetsiz birçok misafir de vardı. Bu, kaçırılmaya benziyordu ve onları, yerine getirmeleri gereken yükümlülüklerden ve görüşmek istedikleri insanlardan uzak tutuyordu. Haber vermeden ortadan kaybolmak ve geriye bir haber bile gönderememek, kabullenmesi kolay bir şey değildi. Bu konuklar, işçilerle birçok kez kavga etmişlerdi, ancak şu ana kadar sadece sözlü kavgalar olmuştu. Ama yapılacak bir şey yoktu. Han'ın sunduğu tüm avantajlardan yararlanmayı sorun etmeyen, ancak kalplerinde en ufak bir minnettarlık bile olmayan birkaç konuk da vardı. Aslında, aldıkları her şeyin hak ettikleri şey olduğunu düşünüyorlardı ve ayrılmalarına izin verilmezse birçok kez işçileri tehdit etmeye başvurmuşlardı. Ancak bunların hepsi boşunaydı. Hiçbiri ayrılmamıştı. Bu yüzden, yeni misafirlerin aniden artması hoş bir dikkat dağınıklığı yaratmıştı, ancak aynı zamanda herkes çok hoş bir ruh halinde değildi. Eve dönemediği için üzgün olan, ancak hanın aleyhine öfkelenmeyecek kadar da değil olan bu misafirlerden biri John Fake Kennedy'di. Yengeç adam, ayaklarını tembel nehre daldırmış, uzaklara hüzünlü bir şekilde bakıyordu. Büyük bir grup yeni misafirin geldiğini gördü, ama kalkıp bakacak gücü kendinde bulamadı. Aklına gelen tek şey, yokluğunda sevgili ülkesine verilen zararlar oldu. Sonunda onu öldürmek isteyenlerle yüzleşecek gücü bulmuşken, burada sıkışıp kalmıştı. Onları durduracak kimse olmadan, kim bilir ne zararlar vereceklerdi? Saatler geçti, ama o kıpırdamadı, meraklı bir cin gelip tembel nehirde şişirilebilir bir simit üzerinde oturduğunu da fark etmedi. "Sen, kabuklu deniz hayvanı gibi görünen adam. Hanın çalışanlarından mısın? İyi hizmetçi, görünüşe göre koşullar aleyhime işledi, çünkü kendimi çok uygunsuz bir durumda buldum. Yüzme sanatına alışkın olmayan biri olarak, büyük bir isteksizlikle, bu sudan araçtan kendimi kurtarmak için acil yardımını rica etmek zorundayım. Bu konuda hızlı ve özenli yardımın çok takdir edilecektir, çünkü durumumun ciddiyetini anladığından eminim." "Ne? Hayır, ben... Boş ver, ben yardım ederim," dedi Kennedy ve havuza atlayarak donutu kenara çekti, böylece Kanye atlayabildi! "Ne alçakça bir alet! Çok iğrenç," diye mırıldandı Kanye, sonra Kennedy'ye baktı. "Ee? Ben diplomatik bir heyetin üyesiyim. Beni o korkunç su dolu ölüm tuzağına maruz bıraktığın için neden bolca özür dilemiyorsun? Travmamın telafisini talep ediyorum!" Kennedy, imp'e baktı, sonra sağa sola baktı. Yalnız olduklarını görünce, imp'i donuta geri koyup tembel nehre atmak istediğini bir an için hissetmediğini söylemek yalan olurdu, ama bu dürtüye direndi. "Han sizin için ne yapabilir diye sormayın, siz Han için ne yapabilirsiniz diye sorun," diye kendi kendine mırıldandı, sonra cüceye baktı. "Ben hanın çalışanlarından biri değilim, ben de buradaki bir misafirim. Sana yardım ettim çünkü yardıma ihtiyacın var gibi görünüyordu. Sudan korkuyorsan, en başından beri suya girmemeliydin." "Aha, bu mekanın müşterisi!" diye haykırdı imp, sonra Kennedy'yi baştan aşağı süzdü. "Sevgili dostum, ben de buraya müşteri olarak geldim ve sığındığımız bu hanın tarihini çok merak ediyorum. Acaba bana bildiklerinizi anlatmak için biraz vaktiniz var mı? Sizi temin ederim, Cennet Ağacı'nın gölgesindeki Treant imparatorluğu, işbirliğiniz için size minnettarlığını gösterecektir." Kennedy kurnaz bir Krab adamıydı ve imp'in gizli amaçları olduğunu kolayca anladı, ama hanın tarihi sır değildi. Ancak, ani entrika vaadi merakını uyandırdı. Sonuçta, eve dönemediği için, kendini bir şeyle oyalama ihtiyacı vardı. Hanın sınırları dışındaki ülkeler hakkında daha fazla bilgi edinmek de fena olmazdı. Ancak Kennedy, kötü planlanmış bu hileyi fark etse de, herkes imp kadar kolay anlaşılır değildi ve tüm konuklar hanın iyiliğini düşünmüyordu. Yavaş yavaş kalabalıklar karışmaya başladı ve konukların hepsinin krallığın doğuşunu gördüklerine dair inanılmaz bir hikaye yayılmaya başladı.