Bölüm 1005 : Kötü Komplo

Luthor durumu kontrol altına almış gibi görünüyordu, ama Lex yine de kendi başına bölgeyi gezdi. Doğrusu, şu anda bu sorunu çözmek için çok daha kolay bir alternatifi vardı. Yetkisini kullanarak Küçük alemi mühürleyebilirdi. Ama daha sonra başka bir Küçük alem istila ederse, aynı şeyi yapamazdı. Bu yüzden, bu tür sorunları kendileri halletmek için önceden bir emsal oluşturmak en iyisiydi. Lex, kendilerini Berkin olarak tanımlayan istilacılar tarafından kullanılan bazı silahları aldı. Silahlar, bilim kurgu filmlerinden veya video oyunlarından çıkmış gibi görünen tabancalardı. Birkaç el ateş etti ve süper ısıtılmış mermilerden etkilendi. Görünüşe göre Berkinler, en azından etkileyici bir teknolojiye sahipti. İmparatorlukları uslu durursa, ticaret için harika bir emsal oluşturulabilirdi. Chen ve Lily'nin bu teknolojiden yararlanarak dükkanlarında satacağını şimdiden hayal edebiliyordu - ancak en azından han yeniden açılana kadar satışların düşeceğini tahmin ediyordu. Aslında, teknolojileri gerçekten iyiyse, hanına da biraz eklemekten çekinmezdi. Hanın yeni, devasa ölçeği göz önüne alındığında, hanın arazisi içinde ulaşım bir sorun olacaktı. En kolay seçenek, konukların kullanması için çok sayıda ışınlanma noktası kurmak olacaktı, ancak sistemin şimdilik yeni oluşumlar eklemeyi durdurması nedeniyle, bu beklemek zorunda kalacaktı. Daha geleneksel ulaşım araçlarına ihtiyaç duyulacaktı. Merakını giderdikten sonra Lex teleportla uzaklaştı. Boş zamanı yoktu, ama ayrıldıktan sonra han çalışanlarının hepsinin onun son bulunduğu yere baktığını fark etmedi. Artık tüm çalışanlar Leo'nun Lex olduğunu ve Cirk'in küçük bir yardımıyla tüm taburu kurtardığını biliyordu. En güçlü çalışan olmadığı açıktı, ancak gücünün çoğu çalışandan üstün olduğu genel olarak kabul ediliyordu. Onun bile elinde böylesine sinsi bir yara olması, bu yeni alemin tehlikelerinin hafife alınamayacağı anlamına geliyordu. Diğer çalışanların daha temkinli ve daha az kendinden emin olmalarına neden olduğunu tamamen farkında olmayan Lex, dikkatini en son doğan çalışanlarından birine çevirdi. Eskiden Henali portalına bağlanmak için kullanılan binada duruyordu. Artık bu alemde olmadıkları ve ona bağlı olmadıkları için portalın çalışmaması şaşırtıcı değildi. Şaşırtıcı olan ise, sisteme portal ile anonim olarak bağlantı kurmak için değiştirilen makinenin aslında gizli bir yapay zeka tarafından çalıştırılıp işletiliyor olmasıydı. Artık orijinal yapay zeka ona erişemediği için, içinde yeni bir yapay zeka doğmuştu. "Bu, Inn için yeni bir ağ oluşturabileceğiniz anlamına mı geliyor? Yani, bize ait bir internet gibi?" Lex, makineye bakarak sordu. Belirgin bir yüzü olmayan bir şeyle konuşmak garipti. Ancak mikrofon ve hoparlörler aracılığıyla yapay zeka cevap verebiliyordu. "Bunu nasıl yapacağımı bilmiyorum. Belki yerel olarak kaydedilmiş tüm verileri okuduktan sonra nasıl yapılacağını öğrenirim, ama işlem gücüm ne yazık ki yetersiz. Beni daha yüksek işlem gücüne sahip bir makineye aktarırsanız veya mevcut makinemizi yükseltirseniz, hızlanabilirim. Aksi takdirde, mevcut verileri ayrıştırmak için iki yıldan biraz fazla zamanım gerekecek." "Ne yapabileceğime bakacağım, ama şimdilik öğrenebileceğin şeyleri öğrenmeye başlamalısın. İki yıl fena değil. Kendi ağımızı kurmana yardımcı olabilecek bilgilere öncelik ver. Bu gerçekten yararlı olabilir." "Anladım," diye yanıtladı yapay zeka. Diğer tüm yeni doğanlara kıyasla, onunla çalışmak ve talimat vermek şaşırtıcı derecede kolaydı, Lex bunun için minnettardı. Ayrıca Luthor'a bir mesaj göndererek Berkin imparatorluğunda herhangi bir bilgisayar olup olmadığını ve varsa bunların özelliklerini öğrenmesini istedi. İyi bir donanıma sahip olabilmesi oldukça kullanışlı olurdu. Kendi Midnight ağına sahip olma fikri onu biraz meraklandırmıştı. Daha önce aklına gelmemişti, ama şimdi bu fikir aklına geldiğinde, bir tane edinmezse gerçekten çok şey kaçıracağını hissetti. Bu ağı tüm krallığa yaymayı başarabilirse, bilgi toplamak ve her yerde neler olup bittiğini öğrenmek için son derece yararlı olacaktı. Olasılıkları düşünürken, başka bir fikir aklına geldi ve donakaldı. Ağın kendisine ait olduğunu açıklamazsa ne olur? Bir gecede ağın kurulmasına yardım edip, gizlice arka planda her şeyi izlese ne olur? Aslında, hiçbir fark yaratmadı. Fikir aynıydı. Ama gizem ve entrika unsurunu seviyordu. Ona göre, han bile dünyaya açıkça reklam yapmak yerine, gizemle örtülmüş, dünyaya bilinmeyen bir yer olmalıydı. Böylelikle, tesadüfen buraya gelen az sayıdaki misafir, bilinmeyene doğru muhteşem bir macera yaşayacaktı. Bu fikri düşündükçe, fikri daha çok sevmeye başladı. Ağı, uzun mesafelerden anında etkili bir şekilde iletişim kurma ve veri aktarma kolaylığıyla toplumun ayrılmaz bir parçası haline getirecekti. Ayrıca, veri sızıntısı olmayan, tamamen güvenli olduğu izlenimini de verecekti. Ama gerçekte, tüm bilgilere erişimi olacaktı. Lex başını salladı. Artık gerçekte olduğu gibi bir milyarder gibi düşünüyordu. Bazen, kendini şımartmak ve ara sıra küçük kötü komplolar kurmak sorun değildi. Ruh için iyiydi. Reçineyi aramaya hazır hale gelmeden önce birkaç acil durumu daha denetledi. Bunun işe yarayacağını gerçekten umuyordu.