Bölüm 253 : Ebedi Zindanın Karanlık Işığı: Karar

"Çok zordu! Öleceğimi sandım." Brando iç çekerek dedi. Vücudu yaralarla doluydu ve zırhı paramparça olmuştu. "Üçüncü evrim canavarıyla savaşmanın bu kadar zor olacağını hiç düşünmemiştim. İkinci evrim canavarlarından bir aşama daha üstünler ama neden bu kadar güçlüler?" Finsi, odanın tavanına bakarak dedi. Durumu Brando'nunkiyle aynıydı. "Hahaha, o canavar çok güçlü! Gelecekte bu seviyede biriyle savaşmak istiyorum!" Bryan hevesli bir ifadeyle söyledi. Ağır yaralar almasına rağmen dev örümcekle savaşmaktan zevk almıştı. Kazanabileceğinden emin olmadığı biriyle savaşmanın heyecanı onun için eğlenceliydi. "Souta haklı. Bizim gücümüzle, şiddetli bir savaşın ardından üçüncü evrim canavarını yenebiliriz." Yujin, sağlık iksiri içerken söyledi. Sonra, elinden gelenin en iyisini yapan iki kalkancıya vermek için başka bir iksir çıkardı. "Teşekkürler!" Brando ve Finsi, Yujin'den sağlık iksirini aldı. Ona teşekkür ettikten sonra tereddüt etmeden içtiler. "Lynn, iyi misin?" Lumilia endişeli bir ifadeyle Lynn'e sordu. Lynn yorgun ve bitkin görünüyordu. Yüzü solgundu ve manasını tüketmiş gibi görünüyordu. Lynn'in savaşta herkese yardım etmek için sürekli büyü yaptığını hatırladı. Brando ve Finsi yaralandığında onları iyileştiren de oydu. Duvara yaslanmış olan Lynn başını çevirip Lumilia'ya baktı. Yavaşça ağzını açtı ve "İ-Ben iyiyim, M-Mila. Sadece mana havuzumda mana kalmadı." dedi. "Benim hala mana iksiri var," dedi Lumilia, cebinden bir mana iksiri çıkararak. "Al, bunu al." "Teşekkürler, Mila. S-Souta ve Yuko ne durumda?" Lynn, Souta ve Yuko'yu bulmak için gözlerini etrafa gezdirirken kekeleyerek sordu. Lumilia gülümsedi ve nazik bir sesle, "Onun için endişelenme. Souta güçlü ve akıllıdır. Durumu hepimizden daha iyi." dedi. "Lynn gerçekten çok iyi bir kız. Bu durumda bile başkalarını düşünmeyi ihmal etmiyor." Lumilia, Lynn'e mana iksirini içirirken düşündü. "Lanet olsun! Bu canavar hayatımda karşılaştığım en güçlü canavar!" Ginvi duvara yaslanarak konuştu. Sağlık iksirlerini çıkardı ve arkadaşlarına verdi. Charise, Donna ve Jagret'in en çok ihtiyacı vardı. O bir büyücü olduğu için arkada savaşıyordu. Tehlikeden uzaktaydı, bu yüzden o kadar çok sağlık iksirine ihtiyacı yoktu. "Yine de... Sen kaptanın sınıf arkadaşısın, değil mi?" Ginvi, Lumilia'nın yönüne bakarak sordu. Lumilia, Ginvi'nin sorduğu soruya kaşlarını kaldırdı. Soruyu yanıtlayarak başını salladı. "Hepiniz büyücü sınıfındansınız, değil mi? Ama onların büyücü olduğunu göremiyorum." Ginvi, Brando, Bryan, Yujin, Alice ve Souta'ya bakarak dedi. "Ah... Onlar özel. Onların sınıf arkadaşı olmasam, enstitüde büyücü kursu aldıklarına inanmazdım." Lumilia, yanağını hafifçe kaşıyarak cevap verdi. Sınıf arkadaşları garipti. Büyücüydüler ama büyücü gibi savaşmıyorlardı. "Hey! Ben kalkan sınıfındayım. Onların sınıf arkadaşı değilim, sadece okul arkadaşıyım." Brando, onların konuşmasını duyunca dedi. "Demek normal birisin, kalkan gibi davranan bir büyücü sandım," dedi Ginvi. Souta, onların konuşmasını sessizce dinliyordu. Ciddi bir ifadeyle onların durumuna bakıyordu. Bu savaş, düşündüğünden daha kötüydü. Bu turuncu tehlike seviyesindeki zindanın patronlarını hafife almıştı. Güçleriyle bu zindanı temizleyebileceklerini düşünmüştü ama savaşı gördükten sonra bunun yeterli olmadığını anladı. Eternal Dungeon'un Dark Light'ını temizlemek için yeterince güçlü değillerdi. Bu zindanda dört raid patronu vardı ve onlar patronlardan birini yenmişlerdi. Hafızası doğruysa, kalan üç patron Beyaz Yeşim Örümcek'ten daha güçlüydü. Üçüncü evrim canavarıyla savaşırken çok fazla iksir kullanmışlardı, bu yüzden fazla iksirleri kalmamıştı. Yaptıkları tüm hazırlıklar sadece Beyaz Yeşim Örümceği için yeterliydi. Yujin ruh gücünü veya Yuko kutsamasını kullansa bile, bu sadece ikinci patron için yeterli olurdu. Şu anda, üçüncü evrim canavarıyla tekrar tekrar savaşacak hiçbir imkanları yoktu. Mevcut güçleriyle, büyük miktarda iksire ihtiyaçları vardı. "Ah~ başaramayacağız." Souta odanın tavanına bakarak iç geçirdi. Bu zindanı temizleme hedefinden vazgeçmeye karar verdi. Sadece [Ruh Kanı Küpe]'yi alması gerekiyordu. Ayağa kalktı ve kıyafetlerini düzeltti. Başını çevirip Beyaz Yeşim Örümceğin cesedine baktı. Bu örümcek, Lanny corp'a sattığı Karanlık Asma Dikeninden daha yüksek fiyata satılabilirdi. Ne de olsa, bu örümceğin canavar küresi hala sağlamdı, Karanlık Asma Dikeninin canavar küresi ise Saya yüzünden parçalanmıştı. "Canavar cesedini işlemeyi öğrenmeye çalışmalı mıyım?" Souta, ölü dev örümceğe bakarak düşündü. Bir süre sonra başını salladı ve grubun önüne yürüdü. Lumilia, Ginvi, Lynn, Bryan ve diğerleri başlarını ona çevirdi. "Herkes Beyaz Yeşim Örümcek ile savaşırken harika bir iş çıkardı. Hepiniz elinizden geleni yaptınız ama... Bence bu zindanı temizlememeliyiz." Souta ciddi bir ifadeyle onlara dedi. "Ne demek istiyorsun, kaptan?" Jagret ona sordu. "Bu zindanı temizlemek için yeterince güçlü değiliz dedim. Biz sadece seviyemizin üstündeki bir zindanı temizlemeye çalışan bir grup C sınıfı maceracıyız." Souta, Jagret'in gözlerine bakarak söyledi. Sonra arkadaşlarının yüzlerine bakarak ekledi, "İksirimiz yetmez. İkinci üçüncü evrim geçirmiş bir canavarla başa çıkamayız. Ayrıca, kalan bosslar Beyaz Yeşim Örümcek'ten daha güçlü. Beyaz Yeşim Örümceği'nin elinde neredeyse ölüyordum, o ölü örümcekten daha güçlü bir canavarı nasıl alt edeceğiz?" dedi ve parmağıyla ölü örümceği işaret etti. "Kaptan haklı. Önce geri çekilelim. Brando ve Finsi daha önce [Bestrou]'yu aldıklarında neredeyse ölüyorlardı, o canavarla baş edemeyiz." Lumilia, Souta'nın sözlerine katıldı. "O zaman buraya boşuna geldik," dedi Donna. "Hayır, üçüncü evrim canavarın tamamen sağlam bir bedeninin piyasa değerini unuttun mu?" Ginvi, Donna'ya bakarak dedi. "Ginvi haklı. Bu Beyaz Yeşim Örümceği satarsak yüzlerce, hayır, binlerce platin sikke alabiliriz. Dağıtımı sonra konuşuruz." Souta elini sallayarak dedi. "O zaman şimdi geri mi dönüyoruz?" diye sordu Lumilia. "Hayır, bu odanın ötesinde yolumuzda birçok şey olacak. Başka bir boss odasına ulaşana kadar durmayacağız." Souta onlara böyle dedi. Bu şekilde diğer [Ruh Kanı Küpe]'yi de alabilecekti. "Ama şimdilik dinlenelim." "Hu~ Bu halimizle maceraya atılacağız sandım." Brando gergin kaslarını gevşeterek rahat bir nefes aldı. Souta köşeye oturdu ve gözlerini kapattı. Lanny grubunun hareketlerini gözlemlediği için dinlenmeyecekti. Şimdiye kadar Lanny grubuna hala güvenmiyordu. Beyaz Yeşim Örümceğinin cesedinden etkilenirlerse, saldırmak için doğru an gelmiş olacaktı. Bazı insanlar paraya olan açgözlülüğünü kontrol edemediği için bu tür klişe şeyler her zaman olurdu. Beyaz Yeşim Örümceğinin cesedi bir yemdi. İnsanların bakarken ağzının suyunu akıtacak kadar büyük bir yem. Lumilia, Bryan ve Karanlık Oculus'un geri kalanı uyuyordu. An tamdı. Karanlık Oculus'un üçüncü evrim canavarıyla savaşırken öldüğünü ve kimsenin onlardan şüphelenmeyeceğini biliyorlardı. Onlar onu ihanet etmeye çalıştıkları anda, o da tereddüt etmeden onların bedenlerini ikiye bölerdi. Hatta onların ruhlarını da yağmalayıp kendi büyümesi için besin olarak kullanırdı. Eğer [Et Yiyen Tırpan]'ı olsaydı, onların bedenlerini bile rahat bırakmazdı. Beş saat geçti ve herkes uyandı. Souta, onlara ihanet etmedikleri için mutluydu. Aslında, ihanet etseler bile onun için bir kayıp olmazdı. Hatta, bu seferki ve önceki seferlerden onların paylarını da alacağı için çok kazançlı çıkacaktı. Herkes beş saatlik uykudan sonra biraz güç topladı. Çantalarını açıp getirdikleri yiyecekleri çıkardılar. Ama Souta onları durdurdu... "Üçüncü evrim canavarlarının eti bize faydalı olduğunu biliyor muydunuz?" Souta bir an durakladıktan sonra ekledi, "Üçüncü evrim canavarının etini ilk kez yerseniz, elde edeceğiniz faydalar daha fazla olur." "Biliyorum. Babamın üçüncü evrim canavarın etinden bir parça yediğini gördüm. O zaman çok zayıftım, yiyemedim. Et, yeterince gücü olmayan insanlar için zehir olur. Vücutları etin içindeki yoğun enerjiyi kaldıramaz, ama başkentteki bazı aşçılar etin içindeki enerjiyi azaltmanın bir yolunu biliyorlar." Lumilia bildiklerini herkese anlattı. Alkış! Alkış! Alkış! "Bir asilzadenin kızı olarak beklendiği gibi. Yüksek kaliteli eti tanıyor. Etkilendim." Souta alkışlayarak Lumilia'yı övdü. Lumilia, yanaklarında hafif bir kızarıklık oluşurken başını eğdi.