Bölüm 688 : Bir Yıkım Aracını Geride Bırakmak

Gustav, yere indiğinde anında boyut bileziğini kullanmış ve oteldeki odasının koordinatlarını ayarlamıştı. Garou başını yerden çıkarmayı başardığı ve Biden özel bir gölge saldırısı kullanmaya karar verdiği anda, parlak mavi bir ışık Gustav'ı sardı. ~Zing Bir sonraki anda, parlak mavi ışıkla birlikte ortadan kayboldu. Garou ve Biden, yüzlerinde şaşkın bir ifadeyle yerinde durdular. Başlangıçta Biden'ın vücudunun farklı yerlerinden çıkıntı yapan karanlık sivri uçlar geri çekildi. Garou'nun vücudu da hala kanla kaplıydı. İkisi de, Falcon rütbeli bir melez kanının onlardan kaçmayı başardığına inanamıyordu. Çevrede bulunan mavimsi alevler bir köşeye çekildi ve sonunda söndü. Garou ve Biden, Gustav'ın yıkmak için yarattığı duvara dönerek yüzlerinde yıkım yazan bir ifadeyle baktılar. Bir adım öne çıktıklarında, etrafında kırmızımsı yılan benzeri kıvılcımlar yüzen koyu mor bir küre aniden önlerinde belirdi. O kadar çok enerji yayıyordu ki, tüm mekan yavaşça titremeye başladı. "Bu da ne?" İkisi de tam o anda seslerini yükselttiler... Boom! Kocaman mor ve kırmızı bir yıkım dalgası anında tüm mekanı sarstı. Tünelin duvarları ve tavanı cam gibi paramparça oldu, patlama tüm alanı kaplarken her şey parçalanmaya başladı. Tünel alanının yüzeyinin üzerinde, yanan kumların giderek büyüyen bir deliğe battığı görülebiliyordu. Delik, saniyeler içinde yüz fitlik bir yarıçaptan beş bin fitin üzerine çıktı. Bu fenomen o kadar çılgındı ki, Burning Sands şehrinden oldukça uzakta olmasına rağmen, devasa çukurun ana hatları batı bölgesinin kenarına yakın en yüksek binalardan bile görülebiliyordu. Yeraltı savaş tesisinde, yer şiddetli bir şekilde sallandı ve içeride yoğun bir panik yarattı. Tavan ve duvarlar çatladı. Bazıları için duvarların dayanamayacağı görünüyordu. "Neler oluyor?" Bu, herkesin ağzında olan soruydu. Tesisin üst düzey yetkilileri de küre patlamasının sesini duydukları için endişeliydi. Böyle bir olaydan sadece dışarı gönderdikleri muhafızların sorumlu olabileceğini düşündüler, ancak kaçışa karışan kişinin de güçlü bir varlık olması endişesini uyandırdı. Birkaç saniye sonra titreşim durdu, ancak onların bilmediği şey, buradan çıkan tüm tünellerin patlama ve yanan kumlar nedeniyle çökmüş ve içini kaplamış olduğuydu. Yüksek rütbeli yetkililer daha sonra duruma müdahil oldular ve sonunda yeraltı savaş tesisindeki iletişimi keserek, çevrimiçi izleyicilere daha sonraki bir tarihte bir konuşma yapılacağını söylediler. Gecenin etkinliğini sonlandırarak, bir sonraki adımları şehirdeki zengin ve güçlü izleyicilerin kalplerini yatıştırmaktı. Tüneller yıkıldığı için izleyicileri buradan çıkarmak için de doğaçlama bir çözüm bulmak zorundaydılar. Kaçmaya çalışan ikisi yakalansa bile, bugün meydana gelen kayıpları telafi edemezlerdi. Seyircileri oradan çıkarmak için acil çıkış devreye sokuldu. Sir ZiL ve Damien, tesisten çıkıp şehre geri dönen ilk kişiler arasındaydı. Hovercar'ları, tesisin girişinde birçok siparişle birlikte park edildiği için tahrip olmuştu. Çok zengin oldukları için bu onlar için sorun değildi. Sir ZiL, başka bir şoförünü onları almaya çağırdı ve şehirdeki evlerine geri döndüler. "Gustav ağabeyi aramayı dene," dedi Damien uçan arabada. "Birkaç kez denedim ama bağlantı kurulamıyor," diye cevapladı Sir ZiL. "Umarım iyidir," dedi Damien iç çekerek. "Umarım... Yarın ilk iş olarak onu tekrar aramaya çalışacağım ve eğer ulaşamazsam, Faviola Relaxation Palace'daki evini kontrol etmesi için birkaç adamımı göndereceğim," dedi Sir ZiL, Damien'i teselli etmek için elini onun omzuna koyarak. O da endişeliydi ama durum orantısız bir şekilde büyümüştü ve Lordların, Patron Danzo ve Charisas'ı bulmak için ellerinden gelen her şeyi yapacaklarına şüphe yoktu. Sadece Gustav'ın gerçekten bu işe karışmış olması durumunda, kimsenin ölümüne yol açmayacak şekilde durumu akıllıca idare edeceğini umuyordu. --- "Garou ve Biden'dan haber alan var mı?" Yeraltı savaş tesisinde, bir grup muhafız arasında yüksek sesli bir konuşma duyuldu. "Hayır efendim," diye cevapladı muhafızlardan biri. "Hepiniz işe yaramazsınız. Hiçbiriniz suçluyu yakalayamadınız," kırmızı şapkalı kadın koridordan gelerek aralarına katılırken seslendi. Kadın içeri girerken hepsi saygıyla başlarını eğdiler. "Hanımefendi, patlamanın Garou ve Biden tarafından yapıldığını düşünüyorum. Herhangi bir yöntem kullanma izni istediler ve ben de onay verdim," daha önce konuşan kişi seslendi. Bu, daha önce Garou ve Biden ile buluşup onlara görevi veren kişiydi. "Bu, failin çok güçlü olduğu anlamına gelir," dedi kadın şüpheci bir tonla. "Neredeler..." Tam tekrar konuşmak üzereyken, iki kişi giriş noktasındaki gölgelerden çıktı. Plop! İki kişi de yere düştü ve çok hırpalanmış görünüyorlardı. Yakındaki güvenlik görevlileri dikkatlice onlara doğru ilerledi. "Garou, Biden?" İçlerinden biri, figürlerin önüne gelince seslendi. Herkes, aralarındaki en güçlü iki muhafızın durumunu görünce gözlerini genişletti. Garou'nun yüzünün sol yarısı, sol boynuzu ile birlikte parçalanmıştı.