Bölüm 616 : Gizli Niyetlerle Yardım Etmek

Giriş alanına yaklaşırken Gustav bir şey fark etti ve zihin iletişim cihazını etkinleştirdi. "Herkes... Durun," Gustav'ın bu sözlerini duyduktan sonra hepsi adımlarını durdurdu. "Ne oldu, takım lideri?" Darkyl cihaz aracılığıyla sordu. "Bekleyin..." Gustav, giriş alanında olanları gözlemlerken cevap verdi. İleride iki devasa sütun vardı. İki Kırmızı Ceket, iki devasa sütunun arkasındaki girişin her iki yanını koruyordu. İçeri girmek üzere olan bir Kırmızı Ceketli, maskesini çıkardı ve içeri girme izni verilmeden önce yüzüne ışık huzmeleri vurdu. "İleride bir yüz tanıma tarayıcısı var. İçeri girmeden önce maskelerimizi çıkarmamız istenecek," dedi Gustav, az önce olanları gözlemledikten sonra. "Aman Tanrım... Şimdi fark edilmeden nasıl gireceğiz?" Fiona, bu bilgi açıklandıktan sonra herkes endişelenince sordu. "Hey, orada ne yapıyorsunuz?" Bu tarafta devriye gezen bir Kırmızı Ceketli, onların bir arada durduklarını görünce seslendi. "Onlar bir sonraki grup. Herkese hangi yeri koruyacaklarını söylüyorum," diye cevapladı Gustav hemen. "Bir sorun mu var?" diye ekledi. "Hayır, devam edin," diye yanıtladı Kırmızı Ceketli ve yan tarafa doğru ilerlemeye devam etti. "Takım lideri, şimdi ne yapacağız?" diye sordu Ildan. "O adama söylediğim gibi, hepiniz hemen çevreye dağılın... Ben tek başıma sızacağım, güvenlik sistemlerini devre dışı bırakacağım ve ne zaman gireceğinizi size haber vereceğim," dedi Gustav ve girişe doğru ilerlemeye başladı. "Takım lideri, nasıl sızmayı planlıyorsunuz?" Fiona zihin iletişim cihazından tekrar sordu. "Bunu dert etmeyin, sadece etrafa dağılın, böylece şüpheli görünmezsiniz," diye yanıtladı Gustav, iki sütunun arasına vardığında. O ilerlerken ve maskesini çıkarırken, oradaki Kırmızı Ceketliler yerinde durdular. Girişin hemen önünde, beyaz bir ışık huzmesi yüzüne doğru fırladı ve yeşil ışık yanmadan önce yüzünü defalarca taradı. Gustav, yerinde duran Kırmızı Ceketlilere başını salladıktan sonra maskesini tekrar takıp içeri girdi. Fiona ve diğerleri, Gustav'ın alarmları tetiklemeden içeri girmeyi başardığını görünce şaşırdılar. "Bunu nasıl yaptı?" Bu, hepsinin aklındaki düşünceydi. Gustav'ın sadece arkasını uzaktan gördükleri için, yüzünün orijinal görünümünden tamamen farklı olduğunu bilmiyorlardı. Gustav binanın içinde dolaşırken, ekibin geri kalanı binanın çevresinde devriye gezmeye başladı. Burası bir üs gibiydi, içi çok genişti ve farklı alanlara açılan birçok büyük koridor vardı. Gustav algısını kullanarak, onu etrafa yaydı ve Kırmızı Ceketlilerin toplandığını hissedebildiği alanlara doğru ilerledi. Algısıyla çevreyi iyice gözlemlemeden içeri girmeyecekti, bu yüzden kontrol odasını aradığı için şüpheli görünüyordu. Gustav başka bir merdivene çıktı ve yine başka bir koridora ulaştı. Burada, ileride yaklaşık sekiz farklı oda hissedebiliyordu ve bunlardan sadece ikisi, zaten Kırmızı Ceketler olduğunu bildiği canlılar tarafından işgal edilmişti. Diğer odalar depo olarak kullanılıyordu. Gustav, silah sandıklarının ana hatlarını algılayabiliyordu. Koridorun sonuna doğru ilerleyerek, sondan ikinci odaya geldi ve tam o sırada bir Kırmızı Ceketli odadan çıkıyordu. "Hey, sen yedek olmalısın," dedi. Gustav bu ifadeyi onaylayamadan veya reddedemeden, Gustav'ı odaya çekti. Görüş alanlarında, hepsi on üç fit yüksekliğinde olan çok sayıda mekanik robot belirdi. Yaklaşık yedi tane daha Kırmızı Ceketli, birbirlerinin yardımıyla bu mekanik robotları kaldırmaya çalışırken hareket ediyordu. Burası çok geniş bir alandı, yüz kişi girse bile hiç sıkışık görünmezdi. "Hadi, onlara yardım et. Bunlar dokuzuncu bölgedeki Routilias'a gidecek," dedi Kırmızı Ceketli, etrafta bulunan mekanik insansı robotları işaret ederek. "Hayır, ben yedek değilim," dedi Gustav sonunda. "Ha? Değil misin? O zaman neden benimle geldin?" Kırmızı Ceket sinirli bir ses tonuyla sordu. "Tek birine yardım edebilirim," diye yanıtladı Gustav. "Gerçekten mi?" Kırmızı Ceket umut dolu bir ses tonuyla sordu. "Tabii," dedi Gustav ve bir tanesine doğru ilerleyerek başka bir Kırmızı Ceketli ile birlikte onu kaldırmaya başladı. Gustav bunu tek başına kaldırabilirdi, ama bunu yaparsa şüphe çekecekti. Yardım ettiği Kırmızı Ceketli ile birlikte büyük odadan çıkıp binanın arkasına doğru ilerledi, orada büyük bir nakliye aracı bekliyordu. İnsansı mekanik robotu araca yüklediler ve Gustav, içinde yaklaşık üç tane daha olduğunu görebildi. Araçtan indikten sonra Gustav gizlice yana doğru ilerledi ve alt kısma üç yuvarlak nesne damgaladı. Görülmediğinden emin olmak için etrafına bakındıktan sonra, Gustav binaya geri döndü ve son odayı kontrol etmek için aynı koridora geri geldi. "Sonunda..." diye içinden söyledi Gustav, içeri girip holografik monitörleri ve çok sayıda holografik projeksiyonun arkasında oturan ve klavye yüzeylerine dokunan Üç Kırmızı Ceket'i gördüğünde. Birinin içeri girdiğini duyunca hepsi arkasını döndü. "Burada ne yapıyorsun?" diye sordu içlerinden biri. "Yedek... Vardiyayı değiştirmemiz gerekiyor, hatırladın mı?" Gustav ilerlerken dedi. "Vardiya değişimi mi? Burası kontrol odası, seni aptal," Kırmızı Ceketli, Gustav'ın söylediklerini duyunca bastırılmış bir ses tonuyla konuştu. "Ama buraya gelmem istendi, koridordan sola doğru ilerleyip sol odaya girmem söylendi," Gustav konuşurken onlara yaklaşarak aptal gibi davrandı. Diğer ikisi onu tamamen görmezden geldi ve yapı içindeki ve dışındaki farklı yerleri gösteren holografik monitörlere bakmaya devam etti.