Bölüm 519 : Silah Seçimi

("Bu seviyenin altındaki melezler, güçleriyle bariyeri aşamazlar. Sen hala en üst seviye Martial rütbesindesin, bu yüzden uygunsun. Bu odadaki sen dışındaki herkes Echo rütbesi ve üstüdür.") Sistem Gustav'ın zihninde açıkladı. "Anlıyorum..." dedi Gustav. "Dünya hükümetinin izin vermesini bekleyip durumu yatıştırmak için içeri girmemiz gerekirse, Sahil kaçabilir..." Memur Gooseman belirtti. "Onu bulup üzerine bir izleyici yerleştirmem yeterli... Basit bir iş gibi görünüyor," dedi Gustav. "Rakibini küçümseme, özellikle de bu senin ilk görevin olduğu için," diye ekledi Memur Milly Brown. "Bizim katkımızla içeri girmek garantidir, dışarı çıkmak da çok sorun olmayacaktır, çünkü bariyer içeri girmek için oluşturulmuştur, çıkmak için değil, ama Sahil'i bulmak en zor kısmı olacak," diye ekledi Memur Gooseman. "Unutma, bu bir savaş evlat... Her an bir çatışmanın içinde bulabilirsin kendini," diye memur Louis Integro da yanından seslendi. "Orada da senin güç seviyenle savaşacaklar olacak, bu yüzden fazla kibirli olma, burası MBO kampı değil, gerçek savaş alanı," diye seslendi Memur Tron Bosko. Her konuştuğunda, kocaman göbeği sallanıyordu. "Anlıyorum..." Gustav, rahatsız olmamış bir ifadeyle yanıtladı. "Tsk tsk, bu çocuklar tehlikeli durumlara düşüp altlarına sıçana kadar hep kendilerine çok güvenirler," diye ekledi Memur Milly Brown. "Bu çocuğa öyle bir şey olmayacağını düşünüyorum, neyse, devam edelim," diye devam etti Memur Gooseman. Sahil'in bulunabileceği şüphelenilen şehrin farklı bölgelerini açıkladı ve gösterdi. Bunların bazıları, ara sıra çatışmaların çıktığı, şehrin en tehlikeli bölgeleriydi. "Şehirde uzun süredir olağanüstü hal ilan edildi, bu yüzden bir evde olmak sizi güvende kılmaz. Her köşede tehlike pusuda olduğu için geceleri rahat uyuyamayacaksınız," diye konuşmaya devam eden Memur Gooseman, Gustav'a bu girişim sırasında kendini güvende tutması için bazı fikirler verdi. "Şu ana kadar iki binden fazla ölüm bildirildi, ancak dünya hükümeti on bine ulaşmadıkça müdahale edemez ve biz o kadar uzun süre bekleyemeyiz. Ayrıca, tek bir kişiyi yakalamak için cesetlerin birikmeye devam etmesini bekleyemeyiz. İç savaş, ölü sayısı o kadar yüksek bir rakama ulaşmadan sona erebilir ve tüm bunlar yine de Sahil'in kaçmasına yol açacaktır, bu yüzden bu görev çok önemlidir," diye tavsiye etti Memur Gooseman. Gustav, bu yerleri not alıp zihninin bir köşesine koyarken hafifçe başını salladı. "Ne zaman çıkacağım?" diye sordu Gustav. "Yarın sabah saat altı, Memur Louis ve Tron sizi kaçış noktasına kadar eşlik edecekler," diye yanıtladı Memur Gooseman. "Bu arada, Memur Milly size alacağınız her cihazın özelliklerini anlatacak," diye ekledi ve Memur Milly'yi işaret etti. Memur Milly, Gustav'a ana çadırdan dışarı çıkması için işaret etti ve Gustav da öyle yaptı. Dışarı çıkarken Gustav, Gradier Xanatus bu davanın Aimee'nin üzerinde çalıştığı davayla bağlantılı olduğunu söylemişken, Aimee'nin neden burada olmadığını merak etti. Memur Milly ile birlikte ekipman çadırına girerken, bu konuyu şimdilik aklının bir köşesine koymaya karar verdi. Bu çadır, öncekine göre daha küçüktü. Yine de, içeri girer girmez Gustav, üst üste dizilmiş farklı türde aletler ve silahlar gördü. Memur Milly ilk sıradakilerden birine doğru ilerledi ve düğme büyüklüğünde beyaz bir cihaz seçti. "Bu bir F21, on saniye boyunca görünmez olmanı sağlar... Ancak enerjisi bitmeden toplam dört kez kullanabilirsin. Leoluch şehrinde olduğun için şarj edemeyeceksin, bu yüzden akıllıca kullan," diye açıkladı. Gustav cihazı ondan aldı ve depolama cihazına koydu. Memur, gümüş rengi dairesel şekilli nesnelerin dizili olduğu rafa doğru yürüdü ve on yedi tanesini aldı. "Bungalov büyüklüğünde bir binayı yok edebilecek küçük bir patlayıcı," dedi Gustav'a verirken. Her biri küçük parmak tırnağı büyüklüğündeydi. O kadar küçüktüler ki, herkes onların zararsız olduğunu düşünürdü. Devam etti ve Gustav'a bazı gelişmiş sis bombaları ve ihtiyaç duyulabilecek diğer aletleri verdi. Sonunda bir silah rafının önüne geldi. Burada, yakın dövüş ve uzun mesafeli savaşta yardımcı olanlar da dahil olmak üzere çeşitli silahlar görülebiliyordu. Gustav farklı şekillerde, enerji taşlarıyla parıldayan silahlar görebiliyordu. Ayrıca, dokunmadan bile keskinliğini hissedebileceğiniz bıçaklar ve hançerler de vardı. "Hangi tür silahları kullanmakta ustasın?" diye sordu Gustav'a. Gustav, MBO'da savaş derslerinde bazı silahlarla eğitim aldığını hatırladı. Her ne kadar hepsinde yetkin görünse de, aslında silahlarla pek ilgisi yoktu, bu yüzden rafın etrafına bakındı. "O ne işe yarıyor?" diye sordu Gustav, çıkıntıya yerleştirilmiş kırmızı kabzalı bir katanayı işaret ederek. "Oh, o senin kullanabileceğinden çok güçlü, başka bir tane seç," dedi kız küçümseyen bir ifadeyle. "Hmm? Ne demek istiyorsun?" diye sordu Gustav. "Kullanıcısına bağlı olarak çeliği veya daha sert katı metalleri kolaylıkla kesme gücüne sahiptir," diye açıkladı. "Gücü bir vuruşla ortaya çıkar, ama sen onu sallayamazsın," diye ekledi. Gustav yaklaşıp kılıcı almaya uzandı. "Hayır," diye onu durdurmak için uzandı, ama çok geçti. Zzzhiiiiixxxx~ Gustav ona dokunduğu anda elinden bir elektrik akımı geçti ve birkaç metre geriye fırladı. Bam! Gustav arkadaki raflara çarptı. "Ah," diye bağırdı, sonra hiç aldırış etmeden ayağa kalktı ve elini kontrol etti. Derisinde yanık izleri oluşmuştu, ama gözlerinin önünde, iyileşirken yanık izleri kaybolmaya başladı. "Savunmamı bu kadar kolay mı aştı?" Gustav şaşkındı.