Bölüm 173 : Sualtı Seyahati

Bu dikdörtgen şekilli cihaz, Gustav'ın nereye giderse gitsin yanında taşıdığı yiyecekleri sakladığı cihazdı. "Ev yapımı lezzetlerimi yanımda getirdiğim iyi oldu," dedi memnuniyetle, yiyecek saklama ekipmanını açmaya devam ederken. Sshhhsss! Fırın benzeri ekipmandan küçük bir duman bulutu yükseldi ve tüm alana lezzetli bir aroma yayıldı. Gustav yemeklerin kokusunu içine çekip gülümsedi. Birbiri ardına yemekleri çıkardı ve önündeki masaya dizdi. Önündeki yemeklerin sayısı dört kişilik bir aileyi doyurmaya yetecek kadardı. Ancak Gustav çok yemek yiyen biriydi, bu yüzden bu onun için hiçbir şeydi. "Kızarmış tilki yavrusu, kavrulmuş mutasyona uğramış şeytan ördeği, haşlanmış siyah pirinç... Ah, volkanik mavi karidesi unuttum," dedi Gustav, yemekleri tek tek saydıktan sonra birinin eksik olduğunu fark edince. Herhangi bir sorun çıkması ihtimaline karşı her şeyi bir kerede bitirmek istemediği için, yiyecek saklama ekipmanında hala yiyecek bırakmıştı. "Bunlarla idare edebilirim," dedi Gustav ve kızarmış tilki yavrusundan büyük bir parça koparmaya başladı. Yırttığı parça bir yetişkinin avucunun büyüklüğündeydi. Yine de Gustav, parçanın tamamını ağzına sığdırmayı başardı. Çıtır! Çıtır! Çıtır! Lezzetli yemeği keyifli bir ifadeyle çiğnerken yanakları şişti. ----- Gözetleme odasında Gradier Xanatus, katılımcıların yiyecek aramasını izliyordu. Bazı katılımcılar, bütün gün yemek yemeden koştukları için çoktan enerjilerini kaybetmişlerdi. Bu yüzden, cansız bir şekilde oturuyorlardı. Gradier Xanatus, birçok katılımcının benzer durumda olduğunu görünce başını salladı. Aniden, ekranın bir köşesinde birinin bir yığın lezzeti munching ettiğini fark etti. Buna karşılık, diğerleri geceyi aç geçirme kaderine çoktan razı olmuşlardı. "Ne oluyor...?" Gradier Xanatus, Gustav'ın dünyayı umursamadan rahatça yemek yediğini görünce nutku tutuldu. "O çocuk yanında bir gıda düzenleyici mi getirmiş?" Gradier Xanatus, Gustav'ın önündeki mutfak ekipmanlarını gördü. Katılımcılar, test sırasında depolama cihazlarını yanlarında götürmelerine izin verilmişti. Depolama cihazlarının içinde sakladıkları güçlendirici hapları kullanmaya karar verseler bile, MBO bu nedenle onları diskalifiye etmeyecekti. Bu bir dayanıklılık testiydi. Kan bağı güçlendirici ilaçlar, kullanımdan sonra yan etkiler yaratır. Melezler kan bağı güçlendirici ilaçlar kullandıklarında, bir veya iki gün boyunca zayıflar ve kan bağı yeteneklerini düzgün kullanamazlar. Değişiklikler, melezin vücut yapısına göre farklılık gösterir. Bu nedenle, MBO bu ve diğer birçok nedenden dolayı buna karşı çıkmadı. Sadece kendini dezavantajlı duruma sokmak isteyen biri bu tür ilaçları kullanmaya karar verebilirdi. MBO'nun düşünmediği şey, katılımcılardan birinin depolama pişirme ekipmanını getirecek kadar çılgın olacağıydı. İçinde yiyecek olmasa bile, çevrede bulunan kaynaklarla yemek hazırlayabilirdi. Bu, Gradier Xanatus'un daha önce hiç görmediği, eşi benzeri görülmemiş bir şeydi. Bu, Gustav'ın böyle bir şeyi nasıl düşünebildiğini merak etmesine neden oldu. Diğer tüm katılımcılar bunu yapmayı akıllarına bile getirmezdi. "Bu çocuk gerçekten bir şey..." Gradier Xanatus, Gustav'ın düşüncesini anlayamadığı için, şimdilik onu izlemeye devam etmeye karar verdi. ------ Ertesi gün, katılımcılar uyandıktan sonra ışığı takip etmeye başladılar. Çoğu için uzun bir geceydi, çünkü karnlarının gurultusu uyumalarına engel oluyordu. Bazı katılımcılar uyumadan önce yiyecek bulabilmişti. Yine de çoğu bulamamıştı ve şimdi boş mideyle yeşil ışık topuna doğru yolculuklarına devam ediyorlardı. Normal insanlar bunu yapamazdı. Ancak, melezlerin anatomisi insanlara kıyasla her zaman daha gelişmişti. Melezler, yiyecek ve su olmadan günlerce koşabilir ve hayatta kalabilirlerdi. Bunu yaparken zayıflarlardı, ama yine de başarabilirlerdi. Gustav, gece yarısı saat 2'den beri hareket etmeye başlamıştı. Yemeği sayesinde enerji puanlarını geri kazanmış olduğu için uyumaya ihtiyacı yoktu. Yine de, daha erken yola çıkabileceği halde saat 2'de yola çıkmadan önce biraz dinlenip bazı şeyleri düşünmeye karar verdi. Gustav'ın enerji puanları olduğu sürece, dinlenmeye ihtiyaç duymadan günlerce koşmaya devam edebilirdi. Gustav hala nehir bölgesindeydi. Son dört saatte hareket ederken yaklaşık yedi nehri geçmişti. Bu nehirlerin hepsi dardı, bu yüzden bazılarını geçmek için sadece atlaması gerekiyordu. Şu anda geçmeye çalıştığı nehir diğerlerinden daha büyüktü. Ne yazık ki, diğerlerinden farklı olarak kuzeye doğru uzanıyordu. Bu nehri atlayamayacağı için, yüzerek geçmeye karar verdi. Gustav, bu nehrin yüzeyinde koşmak için yeterli hız ve kinetik güç üretebilirdi. Yine de, bir süre düşündükten sonra, bu fikri bir kenara bıraktı. Su altında yüzmenin en iyi seçenek olacağına karar verdi. Gustav, bu nehri geçerken bir şekilde zorluklarla karşılaşacağını biliyordu. MBO'nun hazırlayacağı zorlukların su altından geleceğini düşündü. Bu yüzden, karşılaşacağı engelleri ilk elden görebileceği su altında yüzmeye karar verdi. Su üstünde koşarsa bunu yapamazdı. Gustav, sistemin gücünü elde ettiğinden beri fark ettiği bir başka şey de, suya girmedikçe algısının su kütlelerini çok iyi nüfuz edemediğiydi. Frruuhhoooowwmm! Shrroouhhummm! Su altında olmasına rağmen, Gustav'ın vücudu bir deniz canlısı gibi hızlı hareket ediyordu. Nehrin altında bir kayak teknesinden daha hızlı dalarken nefesini tuttu. Yüzürken nehrin altında birçok küçük kaya ve bitki görebiliyordu. Nehrin dibinden yüksekte uzanan bazı kayalardan kaçmak için sola ve sağa yön değiştirmek zorunda kaldı.