Bölüm 1107 : Şüphelileri Takip Etmek

Yazarın Notu: Düzenlenmemiş Bölümler (Henüz ayrıcalık kademelerini satın almayın) ------------------------------ "O zaman yapalım..." diye yanıtladı Gustav. "Ha?" E.E bir kez daha adımlarını durdurdu ve Gustav'a dönerek baktı. "Gecekondu sakinlerinin kaderini değiştirelim," diye açıkladı Gustav. "Gerçekten mi?" E.E. sesini yükselterek yüzü aydınlandı. "Ama önce Genxodus ile çatışmamız sırasında şehrin bu bölümünü güvende tutmanın bir yolunu bulmalıyız," dedi Gustav. "İkimizin de buraya erken gelmiş olması iyi oldu... Birlikte çalışarak bir şeyler yapabiliriz," E.E heyecanlanmaya başlamıştı. "Hnm. Gidelim," dedi Gustav başını sallayarak. E.E ve Gustav bu noktada şehri taramaya başladılar. E.E'nin ailesini buradan çıkardıktan sonra ikinci hedeflerini unutmamışlardı: Aribia şehrinin tamamını gizlice araştırarak operasyonda herhangi bir boşluk olup olmadığını keşfetmek. İkinci hedef, Genxodus yok etme keşifçilerinin gözden kaçırmış olabileceği Genxodus üyelerinin başka potansiyel saklanma yerleri olup olmadığını da keşfetmeye çalışmaktı. Ancak, artık üçüncü bir hedefleri daha vardı. Bu hedef, operasyon süresince gecekondu sakinlerinin hayatlarını korumaya çalışmaktı. Üçüncü hedefi, gecekondu sakinlerinin saklanabileceği güvenli koruma alanları gizlice kurarak gerçekleştirmeye başlamışlardı. En büyük sorun, kimin gerçek bir gecekondu sakini olduğunu tespit etmekti. Gustav, bazı Genxodus üyelerinin yakalanmamak için gecekondu sakinleri kılığına gireceklerinden şüphe duymuyordu. Yanlışlıkla Genxodus üyelerini korumak zorunda kalmak istemezlerdi. Ayrıca, yaklaşan çatışma için gizli bir koruma bölgesi oluşturulduğunu duyurup, gecekondu sakinlerinin hazırlık yapmasına neden olamazlardı. Bu mantıksız bir fikirdi, çünkü böylece Genxodus üyelerine saldırı planlarını da haber vermiş olacaklardı. Şimdilik her şey gizli tutulmalıydı. "Gerçek gecekondu sakinlerini sahte olanlardan ayırt edebileceğim, o yüzden zamanı geldiğinde bunu bana bırak. Ben hallederim," dedi E.E. Gustav'a. Gustav, E.E'nin bu konuda kendisinden daha bilgili olduğunu bildiği için başını sallayarak yanıt verdi. Gustav ve E.E, günün geri kalanında farklı bölgeleri kontrol ederken, gecekondu mahallelerinin her yerine gizlice bu koruma noktaları kurdular. "Arka sokak eskisinden daha şüpheli görünüyor," dedi E.E günün sonunda Gustav'a. "Öyle mi? Ben sadece bir grup gecekondu serserisi fark ettim," diye cevapladı Gustav, yıkık bir binanın içinde dururken. "Tanıdık gelmeyen bazıları var... ve tipik gecekondu serserileri gibi davranmıyorlar," diye açıkladı E.E. "O zaman onlara dikkat edelim," dedi Gustav, bahsettikleri arka sokağın yönüne dönerek. "Önce onlarla iletişime geçip, güvenliğimizin tehlikeye girmediğinden emin olmalıyız..." Gustav, kulağının arkasına dokunmadan önce ekledi. "Aildris, beni duyabiliyor musun?" -"Seni duyabiliyorum Gustav," "İyi... oradaki durum nasıl?" Gustav, her şeyin yolunda olduğunu doğruladıktan birkaç dakika sonra Aildris ile iletişimini sonlandırdı. Kampta yayılan bilgilere göre, operasyonların başlamasına bir gün kalmıştı. Gustav ve E.E'nin geri dönmeden önce burada geçirecekleri sadece bir gün kalmıştı. Şu anda gece olmuştu ama üç hedeflerinden ikisini pratik olarak gerçekleştirmiş oldukları için, yeterince iş yapmışlardı. Ancak, E.E.'nin bahsettiği şeyden dolayı, kesinlikle geri dönüp onun fark ettiği şüpheli kişileri kontrol etmeleri gerekiyordu. Birkaç dakika sonra ikisi de başka bir yıkık binaya girdiler. Burunlarına ilk gelen şey, alkol ve dumanın keskin kokusuydu. -"Ben kazandım!" - "Yine mi, bu piç kurusu hile yapıyor olmalı!" -"Bana borçlusun..." Çoğunluğu erkek olan birkaç kişi, enkaz yığınının etrafında oturmuş, tuhaf kart oyunları oynarken hararetli bir tartışma içindeydiler. -"Ver ona Markle," -"O piçi döv!" Bu yerin başka bir bölümünde, bazıları yırtık pırtık giysiler içinde, tanıkların tezahüratları eşliğinde yumruklaşıyorlardı. Pah! Pah! Pah! Pah! "Ahhh! Uhmmm! Hmm!" Yıkılmış binanın başka bir köşesinden etlerin çarpışması ve yüksek inlemeler duyuluyordu. O kısım, sapkın egzersizlere girişen iki figürün görünüşünü gizleyecek kadar karanlıktı. Ancak Gustav ve E.E. gibi güçlü melezler için yeterince karanlık değildi. Loş alanı net bir şekilde görebiliyorlardı. Burası, E.E.'nin bahsettiği arka sokaktaki binalardan biriydi. Etrafta görebildikleri tek şey, çok hafifmeşrep bir hayat süren bir grup gecekondulu gibi görünüyordu. "Şüpheli olduğunu söylediğin kişiler nerede?" Gustav, içinden gelen tiksinti ifadesini gizlemeye çalışarak sordu. "Saat 6 yönünde... kahverengi giysili olan ve saat 2 yönünde, sargı bezi gibi bir giysi giyen," diye fısıldadı E.E. "Hmm," Gustav, arkasına dönüp onların yönüne bakmasa bile, algısını kullanarak onların tüm görünüşünü anlayabilirdi. "Şimdi sen söyleyince... gerçekten de şüpheli görünüyorlar," dedi Gustav. "Fark ettin mi?" diye sordu E.E. "Vücutlarının bir kısmına bulaşmış çamur... çok eski görünmüyor. Neredeyse fark edilmiyor ama çok uzun süredir gecekondu mahallesinde yaşıyor olsalardı, biraz farklı görünürdü," Gustav sonunda farkına vardı. "Bunu fark etmedim ama fark ettiğim şey, burayı sık sık ziyaret ediyorlarmış gibi davranıyorlar ama öyle olsaydı onları daha önce görmüş olurdum... Onları hiç görmedim. Burası eskiden kardeşimin çetesinin sığınağıydı ve o öldükten sonra bu hale geldi. Burayı sık sık ziyaret eden herkesi tanıyorum ve onlar yetişkin oldukları için onları daha önce de görmüş olurdum ama görmedim. İkincisi, saat iki yönünde oturan kişi kartları yanlış tutuyordu... Saat altı yönünde oturan kişi uyuyormuş gibi davranmaya çalışırken etrafı gözlemliyordu," diye sıraladı E.E. "Uyumadığını fark ettim ama şüpheli bulmadım... Haklısın, bu ikisini kesinlikle gözlemlemeliyiz," diye fısıldadı Gustav. "Burada kalıp ikisini de gözlemlemeli miyiz, yoksa onları dışarı çekip gizlice sorgulamalı mıyız?" diye sordu E.E. "Şimdilik gözlemleyelim," diye fısıldadı Gustav. "Saat 6 yönündeki adamı ben alıyorum," diye fısıldadı E.E. Sonra ikisi ayrılıp yıkık binanın farklı bölümlerine gittiler. Bu bina neredeyse tamamen yıkılmış olmasına rağmen, hala bazı yüksek katları ve eksik merdivenleri vardı. Gecekondu sakinleri genellikle tamamlanmamış üst katlara çıkarlardı. Bazıları tırmanırdı. Bu da üst katların da kullanılmasına neden oluyordu. Gustav, bu yıkık binada tek başına iki yüzden fazla gecekondu sakini olduğunu zaten anlayabilirdi; bu bina, tamamlanmış haliyle muhtemelen çok büyüktü. E.E. ve Gustav, her bir şüpheliye odaklandıklarına göre, bu ikisini nereye giderlerse gitsinler gizlice takip etmek zorunda kalacaklardı. Sonraki üç dört saat boyunca, her iki şüpheli de gecekonduların bu bölümünde devam eden oyunlar dışında şüpheli hiçbir davranışta bulunmadı. Diğerleriyle kaynaşarak sigara içip, eğlenip, içki içtiler. Gustav ve E.E. de burada oynanan oyunlara katılıyormuş gibi yaptılar. Gustav gizlice Tanrı Gözleri'ni etkinleştirerek her iki şüpheliyi de taradı ve onların Melez olmadıklarını doğruladı. Battaniyeye benzer bir giysi giyen şüpheli, kısa saçlı ve hafif göbekliydi, ama hepsi bu kadardı. Diğeri ise yırtık pırtık kahverengi giysiler giymiş, kel ve iç uyluklarında dövme olan biriydi. Gördüğü kadarıyla, ikisi de gerçekten sıradan insanlardı. Birkaç saat sonra, gece yarısı olduğunda, ikisi nihayet binadan çıktılar. İkisi de aynı anda binadan çıkmaya karar vermeleri, sanki önceden planlanmış gibiydi. Gustav ve E.E. de bu noktada harekete geçmek zorunda kaldılar ve ikisini dışarıya kadar takip ettiler. Hareket etmek anormal değildi, ancak zamanlama biraz şüpheliydi. Ancak, E.E ve Gustav, ikisi de zıt yönlere doğru hareket ettikten sonra biraz şaşkınlık yaşadılar. Dışarı çıktıktan sonra, birbirleriyle hiç temas kurmadılar veya herhangi bir gizli mesaj paylaşmadılar. Sadece zıt yönlere gittiler. Gustav, şişko ve sargı bezi gibi giysili olanı takip ederken, E.E. Gustav'ın iç uyluklarında dövme olduğunu fark ettiği kel olanı takip etti. İstedikleri takdirde birbirleriyle iletişim kurabilirlerdi, bu yüzden zıt yönlere gitmeleri pek sorun değildi. Hedefe sadık kalmaya karar verdiler ve gece boyunca bu ikisini gözlemlemeye devam ettiler. Gustav hareket ederken varlığını tamamen gizlerken, E.E. çok yakın mesafede kalarak takip ettiği kişi arkasını döndüğünde yerde oluşturduğu girdaba dalıyordu.