Bölüm 852 : İstediğim Melia.

"Artefaktın sadece 5 dakika dayanabileceğini söylememiş miydin? Sadece 30 saniye kaldı. Ondan sonra Melia kültivasyonunu geri kazanacaktı." Nux yüzünde şeytani bir gülümsemeyle konuştu ve Vindan'ın ifadesi değişti. Tamamen önündeki Nux'u görmezden geldi ve bir anlığına alt ettikleri o kabus gibi Vampire döndü, gözleri kendi klan üyelerinin kanıyla dolu yere düştü ve yüzü dehşetle soldu. O... O'nun zamanı kalmamıştı! O canavar geri dönecekti! Ve bu sefer, bu İmparator Aşaması canavarla birlikte savaşacaktı. "Yine 3 saniye kaybettiniz, Klan Lideri." Nux gülümsedi. Vindan, kendisine gülümseyen Nux'a öfkeyle baktı ve sonra, "AAaaaaaaggGgghhhHHhhhhh!!!" Öfkesini haykırdı, etrafındaki Mana çılgınca akmaya başladı, Vindan'ın arkasında yaklaşık 50 Sihirli Çember belirdi ve hepsi Nux'a Rüzgar Bıçakları fırlattı. Nux, kendisini ve kızlarını korumak için bir Karanlık Ametist duvarı çağırdı, ardından Kapının portalını açtı ve eşleriyle birlikte teleport oldu. Melia'nın hemen yanında duruyordu. "24 saniye kaldı." Yüzünde şakacı bir gülümsemeyle uyardı. Sonra Melia'yı kucağına aldı. Nux onu tekrar kucağına aldığı anda, zar zor sakinleşmiş olan Melia irkildi. "Ne yapıyorsun sen!?" Panik içinde sordu. "Ahh, bu son anların tadını çıkarayım, olur mu? Bana hiç direnemeyen zayıf Melia, bunun ne kadar çekici olduğunu biliyor musun?" Nux, Melia'nın gözlerine bakarak yüzünde baştan çıkarıcı bir gülümsemeyle konuştu. Sonra aniden tekrar dudaklarına öptü. "Gördün mü? Kan Mızraklarının saldırısından endişe etmeden tüm bunları yapabiliyorum." Dedi. Melia'nın yüzü kızardı. "Ben... Seni affetmeyeceğim!" Nux'un yüzüne öfkeyle bakarak konuştu. "Aanh!" Ancak Nux, kıçına diz attı ve onu tekrar irkiltirdi. "Biraz bencil olmama izin ver, olur mu? Seninle tekrar tüm bunları yapabilecek duruma gelmem için biraz zamana ihtiyacım var." "Bir daha asla böyle aptal bir eser tarafından yakalanmayacağım." Melia karşılık verdi. "Benim eserlerden bahsettiğimi kim söyledi?" Nux, alnını Melia'nın alnına koyarak şakacı bir şekilde gülümsedi. "İstediğim her şeyi yapabileceğim zayıf Melia çok sevimli, katılıyorum. Ama en iyi olmak için çabalayan Melia, işte o Melia benim istediğim Melia." "S-S-Sen! Bekle biraz..." *BOOOM* Aniden, Melia ve diğerleri büyük bir enerji dalgası hissettiler. "SENİ YOK EDECEĞİM!!" Sonra bir çığlık duyuldu. 3 Büyük Bilge, yaşam güçlerini yakmaya karar vermişti. Önce, kendileriyle aynı seviyede olan birine karşı 1'e 5 yenildiler, bununla kalmayıp, o kadın içlerinden birini öldürmeyi başardı ve diğeri de düşmanı bir süreliğine kontrol altında tutabilmek için kendi hayatını kullanmak zorunda kaldı. Ve sanki bu yeterince utanç verici değilmiş gibi, yoldaşları nihayet kendi canını feda ederek o kadını tuzağa düşürdükten sonra, başka bir canavar ortaya çıktı. Bu seferki, sadece bir İmparatordu. O kadar güçlü bir İmparatordu ki, klan üyelerinin yarısından fazlasını öldürdü ve onları oyuncak gibi kullandı. Tuhaf teknikleri onu neredeyse yenilmez kılıyordu. O piç kurusu tamamen farklı bir seviyedeydi. Ve şimdi... Onlar zar zor kontrol altına aldıkları önceki canavarı bile serbest bırakacaktı. Kalan 3 Büyük Bilge'nin böyle bir şeye izin vermesi mümkün değildi, yoldaşları bunun için hayatını feda etmişti. Bu savaşı kazanacaklardı, Bunun için ağır bir bedel ödemek zorunda kalsalar bile. Bu nedenle, 3 Büyük Bilge, Yaşam Güçlerini yakmaya karar verdiler. Mana'ları kontrolden çıktı, sonsuz Mana bedenlerine akın etti, etraflarındaki Aura o kadar güçlendi ki neredeyse boğucu hale geldi, bu Nux veya Melia'nın karşı koyabileceği bir şey değildi, şu anki 3 Büyük Bilge, ikisinden çok daha güçlüydü. Üç Büyük Bilge, Nux'a baktılar. O İmparator hızlıydı, değil mi? O kadar hızlıydı ki, sanki ışınlanıyormuş gibi hissettirdi, sonra, Siktir et, Tüm savaş alanını yok edeceklerdi! Bir şekilde kendini kurtarsa bile, değer verdiği tüm bu kadınlar, Onları ondan alacaklardı! *Vın* *Vın* *Vın* Mana çılgınca hareket etti, Sayısız Büyü Çemberi savaş alanının her yerinde belirdi ve sadece ExceedoGenesis üyelerine değil, Destiny'nin hayatta kalanlarına da tehdit oluşturdu. 3 Büyük Bilge umursamadı. Öfkeleri, umursamayacak kadar büyüktü. En güçlü büyülerini yapmaya karar vermişlerdi. Onların enerjisini hisseden ve ne yaptıklarını anlayan Melia paniğe kapıldı. "Nux! Çekirdeği aç!" Endişeyle bağırdı. O büyüler, ona isabet ederse, o bile hayatta kalamazdı. Destiny'nin diğer üyeleri de paniğe kapıldı. "Klan Lideri! Merhamet edin!" "Lord Xavien!" "Leydi Miliana! Bakmam gereken bir ailem var! Lütfen beni öldürmeyin!" Hayatları için yalvardılar, ancak üç Büyük Bilge umursamadı. "NUX! Neden hiçbir şey yapmıyorsun?" Melia öfkeyle bağırdı, ancak kısa süre sonra yüzündeki ifade değişti. Nux... Gülümsüyordu... Ve yalnız değildi. Allura, Lane, Ember, Evane ve Amaya da onlarla birlikte gülümsüyorlardı. "Kışkırtman işe yaradı." Amaya yorumladı. "Ne bekliyordun ki? Tabii ki işe yarayacaktı. Daha önce hiç başarısız oldum mu?" Nux, yüzünde kendinden emin bir gülümsemeyle sordu, sonra ne olduğunu anlayamayan Melia'ya döndü ve gülümsedi. "Beni öpersen, şu anda o üçüyle ilgilenirim." "N-Ne diyorsun sen!?" Melia öfkeyle bağırdı. "Hadi ama, dudaklarından öpmekten bahsetmiyorum, yanağından basit bir öpücük de olur. Ne dersin?" Nux yanağını Melia'nın yanına yaklaştırdı. Melia paniğe kapıldı. Bu adamın ne yaptığını anlayamıyordu! Nasıl bu kadar değişebildi? Arkasına baktı, üçü neredeyse bitirmek üzereydi! Böyle oyun oynayacak zamanları yoktu! Aniden, Melia omzunda bir el hissetti. Arkasını döndü ve Allura'nın hemen yanında durduğunu fark etti. "Sadece bir öpücük, Melia. Güçlü Melia, düşmanlar onların yaşam gücünü yakarken klanı için bunu bile yapamayacak mı?" Yüzünde şakacı bir gülümsemeyle konuştu. "S-S-Sen delisin! Bahsettiğimiz kişi senin kocan!" "Tsk, eşlerin bir sorunu yok, sorun ne? Kızardığını gördüm, tamam mı? Bunu yapmak istediğini biliyorum." "İstemiyorum!!" Melia karşılık verdi. "Fazla vaktimiz yok, Melia. Çabuk yap, bu duruma düşmemizin sebebi sensin, biliyorsun değil mi? 5 Büyük Bilge başından beri senin sorumluluğundaydı." Allura sırıttı. "…" Bu sefer Melia sessiz kaldı. Sonra Nux'un yanağına baktı ve yine kızardı. Sonra hareket etti ve hızla Nux'un yüzünü öptü. "Şimdi bir şeyler yap!" Yüzünde utanmış bir ifadeyle bağırdı ve kimse bunun bilinçsiz bir hareket olup olmadığını bilmiyordu, ama Nux'un boynuna sarıldı. Nux'un yüzünde kocaman bir gülümseme belirdi ve sonra, *Çıt* Parmaklarını şıklattı ve aniden Vindan, Miliana ve Xavien Kara Sis ile çevrildi.