Bölüm 737 : Toprak Elementi Güçlü.

"Aaaaawwooooo!!" 7 Yıldızlı Kurt Canavarı öfkeyle uludu. Hiçbir saldırısı işe yaramıyordu. "Sinirleniyor." Edda yüzünde küçük bir gülümsemeyle mırıldandı. Her iki kolunu da öne doğru uzatmış, onları koruyan Büyü Çemberini çalışır durumda tutan oydu. Evet, bir kez olsun Edda kız kardeşlerine gerçekten yararlı oluyordu. Şaşırtıcı, değil mi? Hayır, o her zaman yararlıdır. Sadece yeterince takdir edilmiyordu. "Tabii ki olacak. Etrafındaki tüm bu cesetleri görmüyor musun?" Evane yüzünde küçük bir gülümsemeyle cevap verdi. Sonra Edda'nın arkasında duran kadına bakınca ifadesi değişti ve iç çekmeden edemedi. "Bir dahi ve korkunç bir ucube. Amaya, sen bir sahtekarsın." "Sis kesinlikle eskisinden daha güçlü. Artık 6 Yıldızlı Canavarları bile etkileyebiliyor. Muhtemelen Yoğun Mana ile bir ilgisi vardır." Amaya cevap verdi. 'Aslında, bunun bu kurdu da etkilediğini hissedebiliyorum, ancak etkisi çok yavaş olduğu için dikkate alınmayacak kadar az. 'Yavaş bir zehir gibi, hareketleri kesinlikle yavaşlıyor.' Evane yargıladı. 'Öyle, ama sizler daha hızlı bir şeyler yapmalısınız, Bunu daha fazla sürdüremeyeceğim, Gücüm tükeniyor..." Edda cümlesini tamamlayamadan, Amaya öne çıktı ve ona Mana İksiri içirdi. "Endişelenme. Aisha bana bunlardan bolca verdi. Sen sadece bu Toprak Kayalarını yaratmaya devam et ve bizi bu köpekten koru. Edda, yüzünde ifadesiz bir bakışla Amaya'ya baktı. Tamam, anladı, İksir sayesinde artık Mana'ya sahipti, ama bir büyüyü bu kadar uzun süre devam ettirmek yine de çok fazla zihinsel enerji gerektiriyordu, biliyorsun? Yorgun düşüyordu. Edda sonra Evane'ye acınası bir ifadeyle baktı. "Bana yardım et." Dedi. "Hadi ama, bu haksızlık." Evane şikayet etti. Amaya sadece Sis'i kullanıyordu ve Edda savunmayı yapıyordu. Bu yüzden canavarla doğrudan savaşma sorumluluğu onun omuzlarındaydı. O tam olarak bir savaşçı değildi, biliyorsunuz. Elbette, Nux için her şeyi yapmaya hazırdı, ancak en azından bu konuda ona rehberlik edecek biri olabilirdi, değil mi? "Deneyimledikçe öğrenirsin." Sanki onun ne düşündüğünü biliyormuş gibi, Amaya güldü. "Bilmelisin ki, bu krallıktan hiç kimse daha önce 7 Yıldızlı Canavarlarla savaşmadı. Sen ilkisin. Stratejiler geliştirmek, farklı büyüler kullanmak, zayıf noktaları bulmak, tüm bunları kendi başımıza yapmalıyız. Ayrıca, ben hala yanındayım, değil mi? Kız kardeşin Skyla'yı düşün." Amaya konuştu. Evane'nin yüzünde alaycı bir gülümseme belirdi, o tatlı küçük kız kardeşinin Felberta ve Lane ile sıkışıp kaldığını hatırlayarak. İkisi de Toprak Elementi ile bir yakınlık içindeydi. Bu ne anlama geliyordu? Rüzgar Elementi ile uyumlu olan Skyla, takımlarına saldırabilecek tek kişiydi. Bu yüzden saldırı sorumluluğunun tamamı onun küçük omuzlarındaydı. "Kızlar, kendinize odaklanmanızı tercih ederim." Felberta yüzünde kibirli bir ifadeyle konuştu. "Toprak Elementinin işe yaramaz olduğunu kim söyledi? Bence o, var olan en güçlü Element." "Katılıyorum! Keşke ben de Toprak Elementi ile uyumlu olsaydım!" Skyla da her zamanki neşeli ses tonuyla cevap verdi. "Öyle mi? İkiniz oldukça sakin görünüyorsunuz. Durumunuz nedir?" Amaya meraklı bir ifadeyle sordu. Aynı zamanda, tek başına canavarla savaşan Evane'yi de gözetliyordu. Sis'i her yere yayarak, canavarın doğuştan gelen yeteneğini kullanamamasını sağladı, ayrıca Evane'nin savaşına sorunsuz devam edebilmesi için etrafında yeterli Mana olduğundan emin oldu, hatta bazen Sis'i kullanarak canavarın görüşünü engelledi ve Evane'ye uzaklaşıp sakinleşmesi için fırsat verdi. Tüm bunlar hesaplama ve planlama gerektiriyordu ve elbette Amaya bu becerilerden yoksun değildi. Edda'nın arkasında saklanarak sanki sadece dinleniyormuş gibi görünse de, gerçekte savaşı Sis'iyle bir arada tutan kişi oydu. Amaya, Sis'iyle tek başına saldırıyor, savunuyor ve savaş alanını kontrol ediyordu. Eğer Nux olsaydı, ilk 5 saniye içinde her şeyi mahvederdi. Tabii ki, eğer gerçekten o olsaydı, bu savaş bu kadar uzun sürmezdi. "Hmm? İki 7 Yıldızlı Canavar ve birkaç 6 Yıldızlı Canavar tarafından kuşatıldık." Felberta, Amaya'nın sorusuna cevap verdi. "Ha?" Evane'nin ifadesi değişti. "Nux'u aradın mı?" Amaya ciddi bir ifadeyle sordu. "Ha? Neden öyle bir şey yapayım ki? Her şey yolunda gidiyor. Şu anda ona ihtiyacımız yok. Sonuçta sadece iki adet 7 Yıldızlı Canavar. 6 Yıldızlı Canavarlar zaten önemsiz." Felberta cevapladı. "... Diğerleri sessizleşti. "Hadi ama kızlar! Bu kadar şok olmuş gibi davranmayın! Bu hiçbir şey değil! Özellikle de eşsiz bir savunmamız ve savaş alanında delice bir kontrolümüz varken. Şu anda sadece doğru fırsatı bekliyoruz." "Ne demek istiyorsun?" Amaya kaşlarını çattı. "Toprak Büyüleri inanılmaz derecede güçlü." Aniden Felberta ciddi bir ifadeyle konuştu. Sonra açıklamaya başladı. "Toprak Büyüleri savunma için iyidir, evet. Ancak, onları sadece bunun için kullanamazsınız. Bir düşün, Canavar iki bacağını havaya kaldırarak sana saldırıyor, o anda Canavarın diğer iki bacağının altındaki zemin hareket ederse ne olur? "Dengesini kaybederdi." Edda cevapladı. "Doğru. Peki, tam o anda ona bir Rüzgar Bıçağı fırlatırsan ne olur?" "Kesin bir isabet olur." Amaya fark etti. "Aynen öyle." Felberta gülümsedi. "Tek bir yetiştiriciyle bu mümkün olmayabilir, ama iki yetiştiriciyle, biri savunmaya, diğeri ise sadece tacize odaklanarak, her şey çok kolaylaşır. Ve eğer hızlı ve sürekli olarak seninle birlikte Canavarları saldırabilecek biri varsa, Canavarların kaçması ya da ölmesi sadece an meselesi olur. Bu delice basit bir strateji, ancak etkinliği tamamen farklı bir seviyede." Felberta açıkladı. "Fel, bu hiç de fena bir savaş yöntemi değil! Bunu ustaca kullanırsan, seni yenmek inanılmaz derecede zor olur." Amaya yüzünde hayranlık dolu bir ifadeyle konuştu. "Aslında bunu ben bulmadım. Lane buldu."