Bölüm 365 : Vücudum sadece Nux'a ait

"Sizler gerçekten iyi anlaşıyorsunuz." Nux yüzünde küçük bir gülümsemeyle konuştu. "Heh, gerçekten öyle." Felberta gülümsedi. Nux'un gülümsemesi değişmedi. Sonra Thyra'ya döndü ve elini uzattı. "Sevgili suikastçım, bir saniye bana verebilir misin?" Thyra gülümseyerek başını salladı, parmağındaki yüzük parladı ve elinde beliren kitabı Nux'a uzattı. "Teşekkür ederim." Thyra tekrar başını salladı. Nux diğer kadınlara döndü ve şöyle başladı "Sanırım hepiniz Beden Geliştirme hakkında bilgi sahibisiniz, değil mi?" "Kültivasyonun ikinci yolu. Bu dünyada kimsenin bilmediği bir şey." Felberta cevapladı. "Doğru, ve ben de bu bilinmeyen, keşfedilmemiş yolda yürümene yardımcı olabilecek bir Geliştirme Tekniği buldum." Nux gülümsedi ve Felberta, Lane, Skyla ve Edda'ya elindeki kitabı gösterdi. Felberta bu sözleri duyunca gözleri parladı. "Yani, sen yokken zaman kaybetmek yerine, bu tekniği kullanarak Beden Kültivasyonu Alemi'ne girebiliriz. Bu harika değil mi?" Skyla'nın gözleri bile parlıyordu. "Evet, doğru." Nux başını salladı. "Şimdi yapacağımız şey, bu tekniği kopyalayıp herkese birer kopya dağıtmak..." Nux devam etti ve bunu gören Thyra'nın yüzünde küçük bir kaş çatma belirdi. Bu... Nux, nedense işleri kendi eline almıştı. Tekniği dağıtmak ve hepsini eğitmek onun görevi değil miydi? Öyleyse neden Nux... "Bu küçük kavga yüzünden mi?" Aklına bir düşünce geldi, ancak bu olasılığı hemen göz ardı etti. Kadınlar söz konusu olduğunda Nux doğrudan bir adamdı, herhangi bir sorun varsa bunu doğrudan söylerdi, orada öyle gülümseyerek durmazdı. "Bir saat önce bana o kitabı verdiğinde her şey yolundaydı..." Thyra durumu analiz etmeye başladı. Nux'un kararından hiç etkilenmediğini söylemek yalan olurdu. O sadece ona yardım etmek ve hayatını kolaylaştırmak istiyordu, ancak kalbinin bir köşesinde, Nux'un böyle bir adım atmasının iyi bir şey olduğunu hissediyordu. "Kopyalamayı size bırakıyorum, 11 kopya lazım ve mümkün olduğunca çabuk istiyorum." "Merak etme, ben hallederim." Felberta öne çıktı. Nux başını salladı ve devam etti "Ayrıca, kullandığınız silahları da vermenizi istiyorum." "Ha?" Ember kaşlarını çattı. "Ne..." Sormak istedi, ama "Al." Skyla, Nux'a doğru yürüdü ve yüzünde kocaman bir gülümsemeyle hançerlerini ona verdi. Nux gülümsedi, silahlarını aldı ve kafasını okşadı. "Hehe~" Skyla bu fırsatı değerlendirerek onun göğsüne doğru gizlice yaklaştı. Niyetleri artık odadaki herkes için açıktı. Bir süre burayı işgal edecekti. Nux, elbette, onu hiç reddetmedi. Bunu yapmak için canavarın kalbine sahip olması gerekirdi. Sadece sol elini Skyla'nın beline doladı ve onun tomurcuğunu yoğurmaya başladı. "Anhhaha~" Skyla sevimli bir şekilde güldü. "Onu hafife almışım." Önündeki manzarayı izleyen Ember, ciddi bir ifadeyle mırıldandı. "Görünüşüne aldanma, o göründüğünden çok daha akıllıdır. Gerçi beyni sadece Nux ile ilgili şeylerde çalışıyor." Thyra yorumladı. "Tsk Tsk" Edda burnunu çektirdi. Lane, her zamanki gibi hiçbir şey söylemedi, ancak bu fırsatı değerlendirerek Nux'a doğru yürüdü ve ona kılıcını verdi. Nux gülümsedi, kılıcı kabul etti ve kılıç sahibi, Skyla gibi ona sarıldı. Bu küçük oturum kısa sürede bir rekabete dönüştü ve bir dakika sonra Nux, 6 güzel kadınla aynı anda toplu bir kucaklaşmanın tadını çıkarıyordu. "Gerçekten cennet gibi." Nux içinden böyle düşündü ve gülümsedi. Herkes bir süre bu pozisyonda kaldı ve kısa süre sonra, Nux'tan sonra en rahat pozisyonda olan Skyla konuştu. "Nux..." "Mhm?" "Evane abla ile tanışmak istiyorum." Felberta ve Lane bu sözleri duyunca gözlerini devirdiler. "Ember zaten sende yok mu?" Felberta kaşlarını çatarak sordu. "Ha? Ben mi? Ne?" Ember de kaşlarını çattı. "Endişelenme." Thyra başını salladı. "Şey, Ember kardeş var... ama bu sadece bu gece için..." Skyla cevapladı. "Heh, eminim bunu 10 ila 20 geceye kolaylıkla uzatabilirsin." Felberta güldü ve Lane de onaylayarak başını salladı. Thyra ve Edda bile başlarını sallıyorlardı. "Ama... yine de Evane Kardeş'in de olması daha iyi olmaz mı?" Skyla gülümsedi. "Ne açgözlü ve azgın bir kadın." Edda güldü. "Hey hey hey, n-ne hakkında konuşuyorsunuz siz?" Bu konuşma karşısında tamamen şaşkına dönen Ember sordu. Sesinden, bir nedenden dolayı paniklemiş gibi görünüyordu. "Şu anda sana söylüyorum, ne olursa olsun garip bir şey yapmayacağım. Vücudum sadece Nux'a ait." "Ha?" Bu sefer Skyla ve diğerleri kaşlarını çattılar. Nux neler olduğunu ve Ember'ın neden böyle davrandığını anladı, ancak hiçbir şey söylemedi. Şu anda bu heyecan verici duyguyu yaşamakla meşguldü. "Belki de Edda haklıdır. Yedi kişilik grup hiç de fena değil. Artık bunun için gerekli dayanıklılığa sahibim." Yüzünde küçük bir gülümseme belirdi. Birkaç saniye sonra, Felberta da ne olduğunu anladı ve yüzünde tiksinti dolu bir ifade belirdi. "Ne düşünüyorsun sen, Ember? Neden aklına ilk gelen şey bu oldu?" "...bunu söyleyen sizlersiniz." "Biz söylemedik." Felberta başını salladı. Artık herkes ne olduğunu anlamıştı. "Ember kardeş, endişelenmene gerek yok, ben de Nux'tan başka kimseye ihtiyacım yok." "O zaman neyden bahsediyordunuz?" Ember sordu. "Kızlar konuşur~" Skyla küçük bir şeytan gibi güldü. Odadaki herkes bunu çok sevimli buldu. "Ne demek istiyorsun?" Ember sordu. "Yakında öğreneceksin. Fufufu~" Skyla güldü, sonra Nux'a dönerek sordu "Ee? Yarın Evane abla ile görüşebilir miyim?" "Tabii ki, sevimli küçük hizmetçim."