Bölüm 1410 : Alger Bannermane, benim kölem olmak ister misin?

"Bu tanıdık bir manzara." Nux, Bannermane Malikanesi'ne girerken böyle yorumladı. Malikanenin savunma sistemi onu durdurmak için hiçbir şey yapmadı, tabii "savunma sistemi" denebilecek bir şey yoktu. Yrniel'de klanlar, klanlarının etrafında sayısız kalkan oluşturmak için çeşitli eserlere sahipti ve bu kalkanlar, diğer varlıkların gizlice girmesini algılayıp engelliyordu. Unutulmuş Kıta o kadar gelişmiş değildi, ama zaten bunun bir önemi yoktu. sonuçta, Nux Özünü kullandığında o eserler bile onu algılayamıyordu. Şu anda, İlahi Aşama Kültivatörleri bile Nux'u algılamakta zorlanıyordu. Bu yerde, Nux neredeyse yenilmezdi. Her neyse, bu yerin sahip olduğu tek "savunma" başlangıç seviyesinden büyük usta seviyesine kadar çeşitli seviyelerde olan muhafızlar ve... Nux'un çok iyi tanıdığı bir kadındı. Gözleri kapalı bir şekilde kültivasyon yapıyor gibi görünen Thyra'nın varlığını hissedince, içinden gülümsemeden edemedi. Kadına yaklaşmak istedi, ancak bunun bir hata olduğunu biliyordu. Yapmayacağı bir hata. Nux başını sallayarak dikkatini tekrar önündeki şeye vermeye karar verdi. Yatağında bağdaş kurmuş oturan gümüş saçlı adama bakarak, Nux gülmekten kendini alamadı. Adam meditasyon yaparken duygusuz bir yüz ifadesine sahip olsa da, Nux onun yüzünde yansıyan endişe izlerini kolayca okuyabiliyordu. Hayır, o ifade okuma ustası falan değildi ve bu durumda, adamın sorunlarını anlamak için öyle olmasına da gerek yoktu. Sonuçta, tüm sorunlarının kaynağı oydu. Baş hizmetçi Edda Osburn'e yaptığı saldırı, gönderdiği suikastçılar görevlerinin ortasında 'gizemli' bir şekilde bilincini kaybettikleri için başarısız oldu ve bundan sonra, baş hizmetçi Kraliyet Kalesi'nden ayrılmayı bıraktı ve onunla tüm iletişimi kesti. Sadece bu da değil, intikam peşindeki hizmetçi, Edda'nın ardından bir sonraki baş hizmetçi olarak seçtiği sevgili astı Edrea Fox'u 'aşırı çalıştırdı'. Edrea onunla iletişime geçecek durumda değildi, sadece o da değil, hizmetçi Kraliyet Sarayı'ndaki tüm 'bağlantılarını' biliyormuşçasına, onları yorulmak bilmeden çalıştırdı, öyle ki planlar yapmayı bırakın, nefes almak ya da iç çekmek bile onlar için lüks gibi görünüyordu. Bu zihinsel bir işkenceydi! Sadece astları için değil, Kraliyet Sarayı içindeki tüm bağlantılarını kaybetmiş olan kendisi için de, bu durum 'onların' ona giderek daha fazla baskı yapmasına neden oluyordu! O kadın kesinlikle sıradan bir kadın değildi! O, şeytani bir cadalozdu! Alger, gelecekteki eylemleri hakkında düşünmekte zorlanıyordu, bir şeyler düşünmesi gerektiğini biliyordu, o sinir bozucu kadınla başa çıkmak için bir karşı önlem bulması gerekiyordu. Zavallı adamın bilmediği şey, 'sinir bozucu kadın'ın en küçük sorunu olduğuydu. Sonuçta, şu anda ondan çok daha korkutucu bir varlık tarafından izleniyordu. "Tamam, hadi bitirelim şunu." Nux konuştu, vücudunu gerdi, elini salladı, vücudundaki Öz hareket etti, çevreyi kapattı ve sonra, BOOOM Alger'in yüzüne yumruk attı. Yumruk o kadar güçlüydü ki, çarpmanın etkisiyle burnu çöktü, kafatası çatladı, gözleri yaşardı, dudakları dişlerine yapıştı ve dişleri diş etlerine daha da derine gömüldü, evet, tek bir yumrukla adamın tüm yüz yapısı korkunç bir şeye dönüştü. Bu süreç çok acı vericiydi, ancak Alger bu acı verici acıya tepki gösterip çığlık atamadan, çarpmanın etkisiyle vücudu havaya uçtu ve boynunun daha önce hiç görülmemiş bir şekilde bükülmesine neden olacak duvara çarpacakken, Nux duvarın önünde belirdi ve... Tokat Adamın yüzüne tokat attı ve onu 3 saniye içinde etkisiz hale getirdi. Sonuçta, bir Büyük Usta Aşaması Mana Kültivatörünün Tam Kültivatörlere karşı yapabileceği çok fazla bir şey yoktu, Nux sadece Usta Aşaması Kültivatör olsa da, bu hiçbir fark yaratmazdı, sonuçta, Essence'ı sayesinde diğer Usta Aşaması Kültivatörlerden çok daha üstündü, vücudundaki daha zayıf Zenith Flow versiyonundan bahsetmeye bile gerek yoktu. Artık vücuduna daha alıştığı için, Kral Aşaması Kültivatörleriyle bile başa çıkmak sorun değildi, İmparatorlara gelince... Nux hala emin değildi. Normal İmparatorları, üstün becerileri sayesinde yenebileceğini biliyordu, elbette İmparatorlar ondan çok çok daha güçlü ve hızlıydılar, ama Zenith Flow'un ona verdiği 'ekstra saniye' birçok kişinin düşündüğünden çok daha absürt bir şeydi. Vücudunun düşmanların hareketlerine kendi kendine tepki vermesi, saniyelerin bile önemli olduğu savaşlarda büyük bir avantajdı. Peki ya İmparatorların Birinci Aşama Kültivatörleri alt etmek için kullandıkları "baskı"? Lütfen, bu baskı, başkalarını etkisiz hale getirmek için patlayan ham Mana'dan başka bir şey değildi, daha düşük bir enerji formu, ondan çok daha absürt bir enerjiyi geliştiren Nux'a karşı nasıl işe yarayabilirdi? Dürüst olmak gerekirse, Nux'un savaş deneyimi ve avantajları göz önüne alındığında, buradaki uygulayıcılar onlar için büyük bir sorun değildi, onu tehdit edebilecek tek kişi Nawdren olabilirdi, ama o da sadece şu anki bedeni onunla savaşmaya yetmediği için, hareketlerine tepki verebilse bile, Pseudo Sage ile başa çıkabilmek için bedeninin yeterince hızlı olması gerekiyordu. İmparatorları hala öldürebilirdi ama... İmparatorlardan biri... aslında en güçlüsü... Başa çıkamayacağı biriydi. Sonuçta, karısıyla yüzleşmek, sadece onun hayali olsa bile, Nux'un yapabileceği bir şey değildi. Onu incitmek istemiyordu ve bir İmparatoru, özellikle de Astaria gibi bir kişiliğe sahip birini boyun eğdirmek... Nux, Azriel ile savaşıp kazanma şansının daha yüksek olduğunu biliyordu. Sonuçta, Astaria'yı "yenmek" ve "boyun eğdirmek" için onu "kırması" gerekecekti, bu da kalbinin kaldıramayacağı bir şeydi. Sonunda Nux sadece başını salladı ve bu konuyu düşünmeyi bıraktı, her şey planlarına göre giderse her şey çözülecekti. Ve planlarının ilk aşaması. "Alger Bannermane, benim kölem olmaya razı mısın?" "Evet de." "...N-Ne? S-Sen kimsin...?"