Bölüm 1203 : Yerlerinize... dönün...

Savaş hala bitmemişti. Daha doğrusu, asıl savaş daha yeni başlamıştı. Kral, diğer canavarları da yok etti, evet. Ancak en güçlü olanı hala zarar görmeden ayaktaydı ve uzun süredir savaşan Kral... Bütün bunlardan sonra yorgun olması normaldi. Tüm bu süre boyunca savaşı izleyen General'in yüzünde ciddi bir ifade vardı. Bunun kendilerinin ve Kral'ın son savaşı olabileceğini fark etti. Ancak General büyük bir yanılgıya düşmüştü. Onların 'Kralı', karşılaştıkları Canavardan çok daha canavarca biri tarafından eğitilmişti, Yenilenme gücü sadece Sağlığını, Manasını ve Yaralarını yenilemekle kalmıyor, aynı zamanda Dayanıklılığını da yeniliyordu, bu da Vyriana'nın Nux'a aşıladığı gülünç derecede güçlü iradeyle birleşince, Kralının 'Yorgun' kelimesini bilmediği bir durum yaratıyordu. İstediği kadar, sonsuza kadar savaşabilirdi ve onun durumunda, savaş ne kadar uzun sürerse, onun için o kadar iyiydi çünkü... Bu iki saat içinde, İlkel Kanının yardımıyla Nux tüm *Özünü* geri kazanabildi. "Bunu bitirme zamanı geldi." Nux, önünde duran Canavara büyük bir gülümsemeyle bakarak konuştu. Sonra aniden, kullandığı kılıca benzer başka bir kılıç elinde belirdi ve iki kılıç parlamaya başladı. [Blink Fault] En eski yeteneklerinden biri olan bu yeteneği, ancak şu anda Nux, orijinalinden tamamen farklı bir versiyonunu kullanıyordu. Yeteneklerin sürpriz unsuruna güvenmek yerine, 'Savunma Göz Ardı Etme' unsuruna odaklanıyor ve bunu büyük miktarda *Öz* kullanarak güçlendiriyordu. Parlayan Kılıçlar, içlerinde büyük miktarda 'Titreşim' depolayan kılıçlardı. Nux, bu Titreşimleri Canavarın Vücuduna enjekte ederek onu içten içe mahvetmeyi planlıyordu. "İkinci raunda başlayalım mı?" Nux konuştu ve sanki onun söylediklerini anlamış gibi, Canavar Nux'a doğru koştu ve daha önce olduğu gibi onu yakalayıp ezmeye çalıştı. Ancak Nux, canavarın kolunu kaçınarak çömeldi ve öne doğru yuvarlandı. Canavar, Nux ayağa kalkmadan saldırısını engellemeye hazırdı. Normalde Nux, canavardan kaçmak için gölge formunu kullanırdı, ancak şimdi elinde iki kılıç vardı ve bu kılıçları bırakamazdı, çünkü kılıçlarla temasını kaybettiği anda, kılıçlara depoladığı tüm titreşimler yok olacaktı. *Vın* Canavar tekrar yumruk attı, Nux yana kaçtı ve "Aaah!" *Çın* İki kılıcıyla canavarın koluna saldırdı, mükemmel bir vuruş yapmasına gerek yoktu, sadece canavara dokunması gerekiyordu, bu yüzden mükemmel bir formda olması gerekmiyordu. Titreşimler canavarın vücuduna yayıldı ama Nux'un beklediği gibi, canavar hiçbir tepki göstermedi. "Tek hamlede biteceğini de beklemiyordum." Nux, bunun uzun bir savaş olacağını çok iyi biliyordu. Blink Fault'u kullanarak Titreşimleri kılıçlarına depolamaya devam etti ve fırsat buldukça tüm Titreşimleri canavarın vücuduna enjekte etmeye devam etti. Savaş 30 dakika daha devam etti, ta ki Nux sonunda bir şey fark edene kadar. İlahi Aşama Canavarı yavaşlıyordu. En çok hedef aldığı bacakları ve kolları sürekli titriyordu. "Heh." Bunu fark ettiğinde yüzünde büyük bir gülümseme belirdi. "Bitti, seni pislik." Canavara doğru koşarken mırıldandı, bu sefer canavarın hızı azaldığı için hareketleri çok daha cesurdu. Saçma sapan hızı sayesinde sürpriz saldırılardan korkması için hiçbir neden yoktu. Vücudunun tahmin etmesi gereken "durum"ların sayısı azalmıştı, bu da ona daha güçlü saldırılar yapma ve Canavarın vücuduna daha fazla "titreşim" enjekte etme imkanı veriyordu. *Çın* *Çın* *Çın* Nux sınırlarını zorlayarak iki kılıcını kullanarak canavara olabildiğince çok saldırdı. Canavarın hareketleri zaman geçtikçe yavaşlamaya devam etti ve kısa sürede hızı Nux'un hızına eşitti. Zenith Flow sayesinde Nux'un ekstra zaman kazanmasıyla, canavar Nux'un gözünde hareketsiz bir hedeften başka bir şey değildi. *Çın* *Çın* *Çın* Nux'un acımasız kılıç saldırıları devam etti. *Vın* Canavar onu yakalayıp savaşı bitirmeye çalıştı, ancak en iyi durumunda bile bunu başaramamışken, şimdi bunu yapmak imkansızdı. 30 dakika daha geçti ve sonunda, *Güm* Canavar yere düştü. Organları içten yok olmuştu. Artık hareket edemiyordu... "Haahh… Haahh… Haahh…" Canavarın arkasında duran Nux, ağır ağır nefes alıyordu. 'Yorgun değilim, sadece nefesim kesildi…' Nux içinden mırıldandı, o anda bile yorgun olduğunu itiraf etmekten korkuyordu, Vyriana'nın ortaya çıkıp onu dövmesinden korkuyordu. "Heh." Nux, çılgın öğretmeninin bu kavga hakkında ne diyeceğini düşünerek yüksek sesle güldü. Sonra, tüm bu düşünceleri kafasından atmak için başını salladı, Blink Fault'u tekrar kullandı, kılıçlarındaki tüm titreşimi son bir kez topladı ve canavara doğru yürürken kılıçlarını kafasına koydu. tüm titreşimleri tek seferde canavarın vücudunun en savunmasız kısmına gönderdi. İlahi Aşama Canavarı sonunda düştü ve "Khawwwkk!!" Nux dizlerinin üzerine çökerek kan öksürdü. "Majesteleri!!" General ve diğer askerler dehşet dolu bakışlarla ona doğru koştular, ancak Nux kılıçlarını kullanarak vücudunu destekledi. 12 Yıldızlı Yanıp Sönme Kusuru'nun titreşimleri, 12 Yıldızlı Yenilenme yeteneği olmasına rağmen vücudu için çok fazlaydı. Yenilenme yeteneğini güçlendirmek için Nux, ağır ağır nefes almaya devam ederken bir vampire dönüştü. "Majesteleri!" General onu desteklemeye çalıştı ama "Yerlerinize... dönün..." Nux, solgun bir ifadeyle askerlerine bakarak emretti. "N-Ne...?" General kafası karışmıştı, ancak... *Gürültü* *Gürültü* Yer tekrar titremeye başladı ve general dehşetle gözlerini genişletti. Bu, yeni bir dalganın başlangıcıydı. 31. Dalga gelmişti.