Bölüm 113 : Heh. Senin için mükemmel bir hedef buldum~

Ertesi gün, Edda uyandığında gözleri, yüzünde küçük bir gülümsemeyle ona bakan Nux'a takıldı. "Günaydın, benim sapık hizmetçim~" diye selamladı Nux. Edda'nın yüzünde de bir gülümseme belirdi. Güne başlamak için gerçekten en iyi yol buydu. İçinden başını salladı. Kısa süre sonra, dün gecenin anıları zihnine geldi ve gülümsemesi genişledi. "Dün gece harikaydın, efendim~" "Sen de harikaydın~" diye mırıldandı Nux. "Peki o suikastçı, gitti mi?" diye sordu Edda. "Tabii ki gitti! Hahaha~ Onu çok korkuttun~" Nux kendini kontrol edemedi ve yüksek sesle güldü. "Hmph! Ben hiçbir şey yapmadım, sadece bana söylediğini yaptım" diye karşılık verdi Edda, ancak kızgın gibi görünmeye çalışsa da yüzündeki gülümseme onu ele verdi. Dün gece, onlar sevişirken biri onları gizlice izliyordu. Hayır, bu doğru değil, onun onları izlemesi için manipüle edildiğini söylemek daha doğru olur. Nux, Alger'e Thyra'yı aramasını emretmeseydi, hiçbir şey olmazdı. Tabii ki, bunu kimsenin bilmesi gerekmiyordu. O yüzden şşş! Ahem Ahem. Tabii ki, her şeyi ayarlayan Nux olduğu için, Thyra'nın onları izlediğini doğal olarak biliyordu ve Edda'ya buna göre davranmasını söyledi. Önce, Thyra'nın aşina olduğu bazı sahneleri yeniden canlandırdı, sonra onun tepkilerini not aldı ve onun "heyecanlı" olduğunu doğruladıktan sonra Ona gösteri için birinci sıra bilet verdi. Thyra, onlar sevişip birkaç kez boşalırken izlemeye ve "oynamaya" devam etti, ancak üçüncü kez boşaldıktan hemen sonra, Nux ve Edda aynı anda onun yönüne baktılar. Thyra'nın gözleri korkuyla büyüdü ve yanında bir aslan olduğunu fark eden bir geyik gibi, olabildiğince çabuk kaçtı. "Hahaha~" Edda, Thyra'nın yüzündeki dehşet dolu ifadeyi hatırlayınca yüksek sesle güldü. Onu kızdırmak gerçekten çok eğlenceliydi, özellikle de Thyra'nın sayısız can almış soğukkanlı, ciddi bir suikastçı olduğunu bildiği için. Ancak kısa süre sonra Edda'nın gözleri pencereye takıldı ve gülümsemesi kayboldu. "Geç kaldım!" Panik içinde yataktan kalkarken bağırdı. Sonra yüzünde bir gülümsemeyle ona bakan Nux'a döndü ve "Neden beni uyandırmadın?" diye sordu. "Uyurken çok huzurlu görünüyordun, seni rahatsız etmek istemedim," diye cevapladı Nux. Yüzündeki alaycı gülümsemeyi gören Edda, onun sadece kendisiyle dalga geçmek için bunu yaptığından emindi. "Ughhh! Geç kalacağım~" Edda hayal kırıklığıyla inledi. Tam banyoya doğru yürümek üzereyken, Nux elini tutup onu yatağa çekti. Edda direnmeye çalıştı, ancak Nux onu arkadan kucaklayıp mırıldandı. "Geç kalırsan ne olur ki? Sen baş hizmetçisin, Edda. Kimse sana bir şey demez." "Ughhh! Nux, bırak beni~ Geç kalacağım! Geç kalmak iyi değil, özellikle de baş hizmetçi olduğum için, diğerlerine örnek olmalıyım!" Böyle dese de, onun kucaklamasına hiç direnmedi, aksine vücudunu ona yaklaştırdı ve dokunuşunun tadını çıkardı. "Hooh? Ne zamandan beri işine bu kadar ciddi yaklaşıyorsun? Tek düşündüğün şeyin bağlanacak yeni pozisyonlar olduğunu sanıyordum..." diye mırıldandı Nux. Edda'nın yüzü kızardı ve dudaklarını büzdü. "Hmph! Kim söyledi bunu!? Baş hizmetçi olarak iyi iş çıkarmam lazım, yoksa yakında yerime başkası geçer. Kaç kişinin benim pozisyonumu almaya çalıştığını biliyorsun, değil mi?" Edda, Edrea'yı hatırlayarak sordu. Sonra Edda'nın yüzünde küçük bir gülümseme belirdi ve mırıldandı, "Hmmm, bence sen kral olduğunda, ben biraz daha gevşeyeceğim. Baş hizmetçi pozisyonumu elimden almayacaksın, değil mi? Efendim~?" Nux, Edda'ya daha sıkı sarıldı, ağzını kulağına yaklaştırdı ve baştan çıkarıcı bir şekilde fısıldadı: "Heh, tembellik mi? Ne komik! Kral olduğumda, günde 24 saat çalışmak zorunda kalacaksın. Tembellik yok! Hiç dinlenmeden bana eşlik etmek zorunda kalacaksın! Hehe~" Edda, yüzünde kocaman bir gülümsemeyle onun teklifini kabul etti, o anı gerçekten çok arzuluyordu. O zaman çok fazla çalışmak zorunda kalmayacak, sadece Nux'un yanında kalıp keyif sürecekti. Nux'un bir an önce kral olmasını gerçekten çok istiyordu ve onun bunu çabucak başarması için kendisi de çok çalışıyordu. "Ah, biraz araştırdım ve senin için mükemmel bir hedef buldum." Sonra Edda sinsi bir gülümsemeyle mırıldandı, "Merak etme, senin zevkine uygun olduğundan emin oldum." "Hmm? Zevkime mi? Zevkimi biliyor musun?" Nux meraklı bir bakışla sordu. "Tabii ki biliyorum. Sen büyük göğüsleri seviyorsun!" Nux'un elini tutup göğsüne koydu. "Neden öyle diyorsun?" "Ben, Felberta, Lane, hepimizin büyük göğüsleri var." "Peki ya Skyla?" diye sordu Nux. "O kız masumiyeti ve saflığıyla herkesin kalbini eritebilir. Büyük göğüsleri olsun ya da olmasın, kimse ona aşık olmamak için direnemez. Ona direnmek imkansızdır. O yüzden o sayılmaz." Edda başını salladı. Nux'un çevresindeki tüm kadınlar arasında en çok Skyla'yı seviyordu. Masum, arkadaş canlısı ve neşeli bir kızdı. Sevimli bir kızdı. Nux da gülümsedi, Skyla sevimliydi, bu doğruydu. Ancak bu, Edda'nın haklı olduğu anlamına gelmiyordu, o büyük göğüsleri küçük göğüslere tercih etmiyordu. Hepsini eşit derecede seviyordu. Göğüsler göğüştü. Büyük ya da küçük olması fark etmezdi. Aniden gülümsemesi genişledi ve başını salladı. Heh, kimi kandırmaya çalışıyordu? Kendini mi? Hayat boyu büyük göğüsler! Gerçekten de büyük göğüsler en iyisidir. Sonra kadının sıkı göğüslerini kavradı ve sordu. "Peki, kimden bahsediyorsun?" "Allura Skyfall."