Bölüm 1121 : Bu güzel karmaşayla başa çıkmak için en az 2 yıla ihtiyacım var.

"Öldür onu." Felberta konuştu, Astaria öne atladı ve tek bir kesikle, o anda neredeyse açık bir hedef olan 5 metrelik, 11 Yıldızlı Canavar'ın kafası kesildi. "Heh. Sanırım biz ilkiz, değil mi?" Edda, yüzünde büyük, kendinden emin bir gülümsemeyle sordu. "Acaba hayal dünyasında mı yaşıyorsun?" diye Allura'nın sesini duydular. "Biz 2 dakika önce bitirdik." 50 yıl geçmişti, ancak kadınlar hala eskisi kadar rekabetçiydi. Sonuçta, bu küçük rekabet sıralarını belirleyecekti. "Öyleyse neden yaptığında söylemedin?" Edda şüpheli bir tonla sordu. "Bu gerçekten önemli mi? Dürüst olalım, aramızda en güçlü olanın kim olduğunu hepimiz biliyoruz. Yarışma başından beri adil değildi." Allura, takım arkadaşına bakarak cevap verdi. Bir canavarın cesedi üzerinde oturan Aisha şakacı bir şekilde gülümsedi. "En güçlü olmak güzel bir duygu." "Hala yapabiliyorken tadını çıkar." Astaria'nın soğuk sesi duyuldu. "Edeceğim~" Aisha cevapladı. Astaria'nın yetenekli olduğunu kabul ediyordu, sonuçta Vyriana onu bizzat keşfetmişti, ancak Aisha, Astaria'nın onu gerçekten geçebileceğinden şüphe ediyordu, tabii ki, Primordial Seviye Kan Bağına sahip olmadığı sürece. Primordial Seviye Kan Bağı'nı elde etmek o kadar kolay değildi. Nux'un [Kan Bağı Sistemi] bile onu kopyalayamamıştı. "... Astaria da sessizleşti. Şu anki Aisha'nın kendisinden daha güçlü olduğunu kabul etmek zorundaydı. Ve sadece Aisha değil, Allura, Thyra, Melia, bu kadınlar da geride kalmıyordu, Astaria tüm gücünü kullanarak bile bu kadınların hiçbirini yenebileceğinden emin değildi. Tabii ki bu, gelecekte de aynı kalacağı anlamına gelmiyordu. Astaria, kız kardeşlerinin hiçbirinin göremediği şeyi zaten görebiliyordu, sadece daha fazla odaklanması gerekiyordu ve yakında Vyriana'nın onda gördüğü potansiyeli fark edeceğinden emindi. "Biz de bittik." Thyra da konuştu. Takım arkadaşları Amaya ve Ember hiçbir şey söylemedi. Geriye sadece Melia, Evane ve Skyla kalmıştı ve 2 dakika sonra "Ne? Sonuncular mıyız? Oldukça iyi gidiyorduk sanıyordum!" Skyla şikayet etti. "Siz nasıl bu kadar çabuk öldürdünüz?" "Çünkü biz daha iyiyiz." Felberta gülerek kız kardeşini taklit etti. "Katılmıyorum. Düello ile karar verelim!" Skyla konuştu. "Korkacağımı mı sanıyorsun?" Felberta geri adım atmaya niyetli değildi. İkisi kavga edecek gibi görünüyordu ama sonra, "Kesin şunu." Amaya seslendi. Sonra yeniden bir araya gelen kız kardeşlerine dönerek sordu "Aranızda geçmeyi planlayan var mı?" Sadece bir el kalktı. Tüm kadınlar Aisha'ya döndü. "Mana vücudumdan adeta taşıyor, artık daha fazla dayanamıyorum," diye cevapladı Aisha. "3 büyünü Büyük Başarı Seviyesine kadar ustalaştırdın mı?" diye sordu Amaya. "Hmm? Tabii ki, bunlar Sınavda kullandığım büyülerle aynıydı, bu yüzden onları ustalaşmak pek de zor bir şey değildi. İstediğim zaman yapabilirdim. Sadece sizlerle birlikte kalmak istediğim için kendimi tutuyordum. Sorumlu bir abla, küçük kardeşlerine bakar, değil mi?" Aisha omuz silkti. Diğer kız kardeşlerine göre 1000 yıllık bir avantajı vardı, kendi ligindeydi. Ancak diğer kadınlar içlerinden homurdandılar ve hiçbir şey söylemediler. "Başka geçmeyi planlayan var mı?" diye sordu Amaya. Bu sefer, kadınların hiçbiri öne çıkmadı. "Hiçbirimiz 3 Beceri veya Büyüyü Ustalık Seviyesine ulaşamadık mı?" Amaya şaşırmış görünüyordu. Ama sonra, "Ben zaten ustalık hedefine ulaştım ama... henüz hazır değilim. Daha sağlam ve güçlü bir temele ihtiyacım var." Astaria konuştu ve kısa süre sonra Thyra, Melia, Allura ve Ember de başlarını salladılar. Felberta öne çıktı ve "Ayrıca, buraya gelmemizin asıl amacı, zaman farkını kullanarak gereksiz dikkat çekmemek değil miydi? Hepimiz Yarı Aziz Aşamasına geçersek, bu amaç boşa gider. Zaten Nux ve Aisha var, aceleye gerek yok. Yrniel'e döndükten sonra atılım yapacağım." Diğer kadınlar da başlarını salladılar. Çoğu, Vyriana'nın istediği gibi 3 tekniğini Büyük Başarı seviyesine kadar ustalaştırmıştı, ancak Aisha dışında hiçbiri atılım yapmaya karar vermedi. Kadınlar, Büyük Bilge Aşaması'nda hala daha fazlasını kazanabileceklerini düşünüyorlardı. Her neyse, düşünceleri aynı olan kadınlar birbirlerine başlarını salladılar. Ve sanki tartışmalarının bittiğini bilmiş gibi, "Hepiniz hayattasınız, tebrikler." Vyriana ortaya çıktı. "Şunu söylemeliyim ki, oldukça şaşırdım, en azından birinizin burada sonunu getireceğini düşünmüştüm." "…" Kadınlar ne diyeceklerini bilemediler. "Her neyse, Yrniel'e dönmeye hazır mısınız?" Vyriana heyecanlı bir ifadeyle sordu, ama "Nux nerede?" Tüm kadınların aklında tek bir soru vardı. "Tabii ki buradayım." Aniden, Amaya arkadan kucaklandı ve 50 uzun yıl sonra Nux'un dokunuşunu hissedince, Amaya tüm ağırlığını Nux'a bırakıp eridi. "Nux!" Skyla da elbette geride kalmayı düşünmüyordu ve hızla ona atladı. Ancak kısa süre sonra diğer kadınların da aynı şeyi yaptığını fark etti. Lane ise çoktan Nux'un Gölgesine atlamıştı ve Thyra hızla kedi formuna dönüşerek Nux'un gömleğinin içine girmişti. İki kadın, kan bağı yeteneklerini kötüye kullanıyordu. Nux, eşlerinin gözlerindeki bakışı fark etmesi uzun sürmedi, sonra Vyriana'ya dönerek, "Yrniel'e dönüşümüzü bir ay erteleyelim. Bu güzel karmaşayla başa çıkmak için en az iki yıla ihtiyacım var." Vyriana gözlerini kısarak baktı, ancak kadınların son 50 yıldır çok çalıştıkları için bir ödülü hak ettiklerini ve teknik veya kaynaklardan ziyade, onlar için en iyi ödülün... bu olduğunu biliyordu... Bunu kabul etmeye karar verdi ve başını salladı. "Biraz dinlen, bunu hak ettin." Bu sözleri söyleyerek ortadan kayboldu. "Umarım bir dakika sonra geri dönmez, tıpkı daha önce yaptığı gibi..." Skyla somurtarak mırıldandı. Şu anda, onun gibi saf ve kabullenici bir ruh bile, Nux'la yalnız kalmaktan başka bir şey istemiyordu.