Bölüm 1044 : Sana şans diliyoruz, sevgilim

"Öğrencimin kocası olduğun için mutlu ol, evlat." Vyriana, Nux'a bakarken içinden böyle düşündü. Nux, onun bakışlarının kendisine döndüğünü hissetti ve yüzünde şakacı bir gülümsemeyle sordu "İyi miydim, Leydi Vyriana?" " Vyriana hiçbir şey söylemedi. Onun sessizliğinden hoşlanmayan Nux, kendini açıkladı. "Onu daha fazla ezebilirdim, ama beni Lady Vyriana engelledi." Onu duyan Vyriana'nın gözleri, kan kaybından dolayı baygın olan Ejderha Kahramanı'na takıldı ve ağzı seğirdi. "Onu öldürecektin." "E-Elbette bunu gerçekten yapmazdım." Vyriana hiçbir şey söylemeden sadece kaşlarını kaldırdı. Bu, "saçmalamayı kes" demek için kullandığı bir yöntemdi. "L-Leydi Vyriana sözünden dönmeyecek, değil mi? Yedi Kahramanı yenersem bana o teknikleri öğreteceğini söylemiştin. Ayrıca, ben senin öğrencinin kocası değil miyim, bana biraz müsamaha gösterebilirsin, değil mi?" Nux, birkaç dakika önce gösterdiği öfkeli halinden tamamen farklı, masum bir gülümsemeyle Astaria ile konuşmak onu sakinleştirmişti. Onun utanmazca gülümsemesini gören Vyriana, içinden iç çekmekten kendini alamadı. Öğrencisi nasıl bu kadar utanmaz biriyle ilişkiye girmişti? "Onları alacaksın, merak etme," dedi Vyriana. Sonra Nux'un gözlerine bakarak, "Seninle konuşmam gereken bazı şeyler var. Daha sonra seni ziyaret edeceğim." Ses tonundan, Nux bu konunun ciddi olduğunu anlayabilirdi. "Emriniz başım üstüne, Leydi Vyriana." Başını eğdi. "Şimdi git, burada ne kadar uzun kalırsan, o kadar sorun çıkar." Vyriana, dünya liderlerine bakarak konuştu. Ejderha Lordu, onun yaydığı baskıdan bayılmış ve şu anda bilinçsizdi, diğer dünya liderleri temkinliydi, seyirciler ise tamamen sessizdi. Aynı anda çok fazla ezici şeye tanık oldular. Altı Kahraman yenildi. Tüm kahramanların en güçlüsü olan Ejderha Kahramanı bile herkesin önünde aşağılanmış ve neredeyse ölmüştü. Ejderha Kahramanı'nın babası Ejderha Lordu kendi başına hareket etti ve hatta Şeytan'ı hedef almaya çalıştı, bu da Atalar Düzeni'nden Yargıç'ın harekete geçmesine ve dünyadaki en güçlü varlıklardan biri olan Ejderha Lordu'nu sanki hiçbir şey değilmiş gibi tamamen boyun eğdirmesine neden oldu. Halk, Ataların Düzeni'nin güçlü olduğunu biliyordu. Dünya liderlerinin bile onların önünde düşüncesizce hareket edemeyeceği bir noktaya gelmişti ve bugün, bu gerçeğin canlı bir örneğini gördüler. "Heh." Nux, dünya liderlerine bakarken gülmekten kendini alamadı, sonra Vyriana'ya döndü ve "Lady Vyriana burada olduğu sürece daha fazla sorun çıkacağını sanmıyorum." "Seni korumak için her zaman yanında olamayacağım, Nux." "Öğrencinizin mutlu bir hayat sürmesi için onun kocasını yetiştirmelisiniz, değil mi? Neden klanımızda bizimle kalmıyorsunuz? Ya da daha iyisi, bize katılın, eminim öğrenciniz de mutlu olacaktır." 'Tabii ki benden daha mutlu olamaz.' Elbette Nux bu son sözleri yüksek sesle söylemeye cesaret edemedi. Ne kadar güçlü olursa olsun, karşısındaki bu kadın kendi ligindeydi, Nux'un cesareti ne kadar büyük olursa olsun, onun yanında yine de dikkatli davranacaktı. Tabii ki, bu onun şansını denemeyeceği anlamına gelmiyordu. Kim bilir? Belki de şanslı günleriydi. Ama şanslı günü değildi. Vyriana bir süre Nux'a baktı ve sonra, "Eğer öğrencimin kocası kendini güvende hissetmek için benim korumama ihtiyaç duyuyorsa, o zaman o öğrencime uygun bir seçim değildir." "Heeehh... bunu neden öğrencinize sormuyorsunuz?" Nux, yüzünde şakacı bir gülümsemeyle sordu. "...Sormama gerek yok. Başladığı savaşları sonuna kadar götürecek kadar cesur olmayan bir erkeğe ilgi duymadığını anlayabiliyorum. Kocasının, önemsiz meseleleri halletmek için ustasına güvenmesini isteyeceğini hiç sanmıyorum." "Küçük işler..." Nux'un yüzünde zayıf bir gülümseme belirdi. Bu kadın, dünyanın en güçlü liderlerinden birini önemsiz biri olarak nitelendirmişti... 'Siktir et.' Sonunda Nux geri dönmeye karar verdi. "Ben gidiyorum, Leydi Vyriana." "Bir dahaki görüşmemizde daha güçlü bir seni görmek istiyorum," dedi Vyriana. "Oh, güvenin bana, göreceksiniz." Nux gülümsedi ve ortadan kayboldu. Etkinlik sona erdi. Vyriana daha sonra dünya liderlerine döndü, onun bakışını gören dünya liderleri donakaldı ve bir saniye sonra Vyriana dünya liderlerinin tam önünde belirdi ve gözlerini bilinçsiz Arcturus'a dikerek konuştu "Bugün onu affedeceğim çünkü kendisi için endişeleniyordu, ama bu bir daha tekrarlanmayacak, anlaşıldı mı?" "Evet, Leydi Vyriana." Alaric başını eğdi. Vyriana sonra Alaric'e baktı ve "Ona aptalca bir şey yapmaması için uyarı. Bir sonraki Ejderha Lordu'nun henüz hazır olduğunu sanmıyorum." Bu sözleri duyan dünya liderleri donakaldı. Bu bir tehditti. "E-Evet, uyarırım." Alaric bile kekeledi. Vyriana başını salladı ve ortadan kayboldu. Stadyumun tamamı sessizliğe büründü. Bugünün etkinliğinin ana karakterleri çoktan ayrılmıştı, ancak bıraktıkları etki unutulamayacak kadar güçlüydü. 5 dakika geçmesine rağmen, insanlar hala tepki vermiyordu. "B-Bu, bugünkü etkinliğin b-bitişi anlamına geliyor." Anonsçu nihayet kendine geldikten sonra insanlar onu takip etmeye başladı. "Bugün pek çok şey gördük, muhtemelen asla unutamayacağımız şeyler. Şeytan, Yedi Kahramanı yendi. Yedi Kahraman'ın tamamen çaresiz bir duruma düştüğü, tek taraflı bir savaştı. Bilinmeyen bir adam geldi, Yedi Kahramana meydan okudu ve onları tamamen mahvetti. Bu Şeytan kim? Geçmişi nedir? Eminim bu sorular aklınızdan geçiyordur ve yalnız değilsiniz... Sunucu, bu etkinliği uygun bir şekilde sonlandırmak için konuşmaya devam etti. Kısa süre sonra etkinlik resmi olarak sona erdi, dünya liderleri ilk ayrılanlar oldu, ardından kalabalık ayağa kalktı. Kalabalığın içinde oturan 12 gizemli kadın da ayağa kalktı. Dışarı çıktılar ve kısa süre sonra önlerinde portallar belirdi. Kadınlar son derece güzel bir yere girdiler ve önlerinde son derece yakışıklı bir iblis duruyordu. "Hazır mısın?" diye sordu Amaya. "Mhm." Nux başını salladı. "Bu, kendi başına ilk kez bir atılım yapışın olacak. Sana şans diliyoruz, sevgilim." "Merak etmeyin, benim başardığım an, hepinizin son birkaç yıldır beklediği an olacak." "Sanki hiç beklemiyormuşsun gibi konuşuyorsun." "Sen bilemezsin..." Nux, eşlerine bakarken mor gözleri tuhaf bir şekilde parladı.