Bölüm 651 : Hayat Asla Kolay Değildir

"Kendini iyi saklamışsın," dedi Einar, özel olarak görüşmek istediği Yarı Elf'e. "Pazuzu'nun bu kadar güçlendiğini bilmiyordum." Arkadaşları Akademi'nin revirinde tedavilerini tamamlar tamamlamaz, Barbar Prens Lux'u aramaya gelmişti. Einar, Lux'un Adlı Yaratıklarını daha önce görmüştü ve aralarında Pazuzu bir savaşçı olarak öne çıkmıyordu. Yoldaşları, kullanmaları yasak olduğu için Trump Kartlarını kullanmamışlardı, ancak Einar, Kale Savunucusu'nun da kendi Trump Kartlarını göstermediğine inanıyordu. Doğrusu, Einar, Lux'un son görüşmelerinden bu yana ne kadar değiştiğini fark edince çok şaşırmıştı. Yarı Elf, sayısız savaş alanında savaşmış deneyimli bir savaşçı gibi kendine güven dolu bir aura yayıyordu. "Son zamanlarda birçok güçlü düşmanla karşılaştı," diye cevapladı Lux. "Peki, özel olarak ne hakkında konuşmak istemiştin?" Einar, Iris'in özel konutunun balkonundan Akademi'ye baktı. Burası Akademi'nin en güvenli yeriydi, bu yüzden ağızlarından çıkanların kimse tarafından duyulmayacağı garantiydi. "Birlikte birçok savaşta savaştık ve seni Kutsal Zindan'daki geçici liderim olarak görüyorum, bu yüzden sana dürüst olacağım," dedi Einar. "Bu sefer Vahan İmparatorluğu'nun temsilcileri bizden bir adım önde olabilir. Bu haberi buraya gelmeden önce babamdan duydum ve Kutsal Zindan'a gitmeden önce senin de babandan duyacağını düşünüyorum. Ancak, bu sefer daha dikkatli olmanı şiddetle tavsiye ederim. Vahan İmparatorluğu'nun 'konuğu', Kutsal Zindan'a girdiğimizde seni öldürerek operasyonun liderliğini zorla ele geçirebilir." Lux, Einar'ın sözlerini duyduktan sonra kaşlarını kaldırdı. Barbarların ne kadar gururlu olduğunu biliyordu ve Einar'ı başkalarına boyun eğdirmek çok zor olacaktı. Barbar Prens'in ona böyle bir şey söylemesi, Vahan İmparatorluğu'ndan gelen konuğun gerçekten çok önemli biri olduğu anlamına geliyordu. Ne pahasına olursa olsun gücünü kırmamak gereken bir önemli kişi. Ama Lux sadece içinden güldü. Eğer bir acemi, Kutsal Zindan'ın içinde onu öldürmeye cesaret ederse, kesinlikle ölümün eşiğine gelir. Ancak merakı galip geldi ve Einar'a o konuğun kim olduğunu sormaya karar verdi. "Kim o?" diye sordu Lux. "Hangi gruba ait?" "Kim olduğunu bilmiyorum çünkü babam çok ketumdur," diye cevapladı Einar. "Ama Vahan Krallığı'ndan gelen konuğu gücendirmemem konusunda beni uyardığına göre, bu tek bir anlama gelebilir: bu kişi güçlü bir örgüte mensup biri. En azından aldığım bilgilere göre, bu kişinin koruması olarak iki Aziz görev yapıyor." Einar'ın açıklamasını duyan Lux'un yüzü aniden asıldı. Eğer o misafir iki Aziz tarafından korunuyorsa, bu kesinlikle onların sıradan insanlar olmadığı anlamına geliyordu. Azizler havuç değildi ve en fazla bir krallıkta bir tane olurdu. İmparatorluklarda iki, hatta üç tane birden olabilir, ancak bu güç merkezlerinin bir kişinin koruması olarak görev yapacak kadar boş zamanları yoktu. İmparator Andreas'ın bile yanında sadece bir Yüksek Rütbeli vardı. Ülkesinin Azizleri, ulusal çıkarları tehlikeye girmedikçe harekete geçmezlerdi. O noktaya gelmedikçe, İmparator Andreas emretse bile büyük çaplı savaşlara aktif olarak katılmayacaklardı. "Hangi krallığa veya imparatorluğa ait olduklarını biliyor musun?" diye sordu Lux. Einar başını salladı. "Tek bildiğim, uzak bir yerden geldikleri; Skystead İttifakı'nın komşu krallık ve imparatorluklarından daha uzak bir yerden." Lux bir süre sessiz kaldıktan sonra anlayışla başını salladı. "Bunu anlattığın için teşekkür ederim," dedi Lux. "Babamdan da Vahan İmparatorluğu'ndan gelen bu misafirler hakkında bilgi alacağım." Einar başını salladı. "Babam bu misafiri gücendirmememi söyledi ama bu, bu keşif gezisinde seninle birlikte çalışmamı engellemeyecek." Barbar Prens, Lux'a şeytani bir gülümseme attı, bu da keskin hatlarını daha da belirgin hale getirdi. "Kendi başlarına bir ekip kurmak istiyorlarsa, bunu yapabilirler," dedi Einar. "Ben kazanan ekibin yanında olacağım, bu yüzden seninle geliyorum." Lux sırıttı ve kapalı yumruğunu kaldırdı. Einar da aynısını yaptı ve ikisi, Kutsal Zindan'daki önceki keşiflerde yan yana savaşmış yoldaşlar olarak yumruklarını çarpıştırdı. "Val'in de aynı şekilde düşündüğünden eminim, bu yüzden bizim için endişelenmene gerek yok," dedi Einar, kollarını göğsünde kavuşturarak. "Altı Krallık ve Xynnar Savaş Paktı o misafirle ittifak kurarsa bile, biz yine de seninle gideceğiz. Henrietta ve Lonca üyeleri de aynı şeyi yapacaktır. "Ama şunu bil. Eğer sen ve o kişi kavga ederseniz, ben sadece kenardan izleyeceğim. Babam o örgütle herhangi bir çatışma istemiyor, bu yüzden eğer kıçın tekmelenirse orada olamayacağım için şimdiden özür dilerim." Lux, Einar'ın sözlerini duyduktan sonra güldü. Herkes onu Skystead İttifakı, Xynnar Savaş Paktı ve hatta Altı Krallık ile yaşadığı çatışmalar nedeniyle sorun çıkaran biri olarak görüyordu. Ancak, Azizlerin girmesi yasak olan Kutsal Zindan'ın içinde oldukları sürece, kendisiyle aynı rütbeden olan herkesi sorunsuz bir şekilde halledebileceğinden emindi. İkili, birkaç şey daha konuşup dostça ayrıldılar. "Hayat asla kolay değil," diye düşündü Lux. "Bir sorun çözülürken, yerine başka bir sorun çıkar. Babamı bulup bu gizemli örgüt hakkında bildiği her şeyi sormalıyım. Benim guildim, Azizlerle savaşacak kadar güçlü değil." Yarı Elf, babası Alexander'ın da kendisini beklediği müdürün odasına doğru ilerlerken içini çekti.