Bölüm 618 : Yeni Bir Arkadaş Buldum! [2. Bölüm]

"Burada ne oluyor?" diye sordu Sarah. "Neden hepiniz buradasınız?" "Hanımım, kızınız bir canavar bulmuş ve ona arkadaşım diyor," diye rapor verdi Marie. "Canavarı ondan almaya çalışıyoruz ama kaçtı. Genç hanımın hayatını tehdit eden Slime ile başa çıkabilmek için muhafızları çağırmak zorunda kaldım." Sarah kaşlarını çattı ve Leah'ın elindeki slime'a baktı. Bebek Slime'ın kızına zarar vermediğini görünce, kalbindeki endişe azaldı. Ayrıca, tek bir bakışta en küçük kızının canavarı zarar görmekten korumak için elinden geleni yaptığını anladı, bu yüzden Sarah bu işi bizzat halletmeye karar verdi. "Bundan sonrasını ben hallederim," dedi Sarah, kararlı adımlarla Leah'a doğru yürürken. "Hepiniz görevlerinize dönün." İsteksiz de olsalar, hizmetçiler ve muhafızlar itaat ederek birlikte ayrıldılar. Sadece Sarah, Leah, Eiko ve en büyük çocuğu Alexa kaldığında, Ousborne konağına yeniden huzur geldi. "Leah, canım, yeni arkadaşını nerede buldun?" Sarah çömelerek kızına sordu. "Onu bahçede buldum," diye cevapladı Leah. "Adı Eiko. Çok tatlı, değil mi?" Leah artık Eiko'yu saklamadı ve yüzünde kocaman bir gülümsemeyle annesine gösterdi. "Merhaba!" dedi Eiko, bu da Sarah'nın kaşlarını kaldırmasına neden oldu. Konuşan bir canavar görmesi ilk kez değildi. Aslında, babası ve annesi atalarının evinde bir Büyük Kurt yetiştirmiş ve ona konuşmayı öğretmişlerdi. "Merhaba Eiko. Nasılsın?" diye sordu Sarah. "İyiyim," diye cevapladı Eiko. "Hadi konuşalım!" "Oh? Benimle konuşmak mı istiyorsun?" "Evet!" "Ne hakkında konuşmak istiyorsun?" Eiko hemen cevap vermedi. Bunun yerine bir şey tükürdü, Sarah refleksle onu yakaladı. Güzel kadın, elindeki altın kolyeyi görünce şokla gözlerini genişletti. Tasarımı çok tanıdıktı ve kalbi göğsünde hızla çarpmaya başladı. Başparmağıyla ustaca açtı ve bir görüntü belirdi, ona ve kızlarının ona gülümsediğini gösteriyordu. Bu tanıdık görüntü Sarah'nın kalbini bir an durdurdu ve kızının elindeki Bebek Slime'a ciddi bir ifadeyle baktı. "Konuşmak istediğini söylemiştin, değil mi?" Sarah kolyeyi elinde sıkıca tuttu. "Evet," diye cevapladı Eiko. "Önemli bir konuşma!" Sarah gözlerini kapatıp kendini sakinleştirmek için birkaç derin nefes aldı. Sonunda sakinliğini yeniden kazandığında Leah'ın başını okşadı ve küçük kız ona şaşkınlıkla baktı. "Leah, Eiko ile biraz konuşmam gerek," dedi Sarah. "Özel olarak konuşmamız lazım. Sorun olur mu?" "Konuşmanız bittikten sonra ikimiz oynayabilir miyiz?" diye sordu Leah. Mavi gözlerinde endişe vardı çünkü annesinin yeni arkadaşına zarar verip vermeyeceğini bilmiyordu. "Tabii ki oynayabilirsiniz. Değil mi, Eiko?" "Evet! Leah ile sonra oynayalım!" Bebek Slime'ın ikisinin de daha sonra oynayacaklarına dair güvence verdiğini gören Leah, sonunda Eiko'yu annesine verdi ve bir adım geri çekildi. "Teşekkürler, Leah," dedi Sarah ayağa kalkarken. "Eiko ile biraz konuşacağım. Sen şimdilik kız kardeşin Alexa ile git." Sarah kızının cevabını beklemeden, tek kelime etmeden Eiko ile birlikte odasına girdi. Kapıyı kapattıktan sonra, Eiko ile konuşmalarını kimsenin duymaması için ses geçirmez büyü yaptı. "Tamam, Eiko, konuşalım," dedi Sarah, Bebek Slime'ı masanın üzerine koyarken. "Kocama ne oldu? Neden onun kolyesi sende?" Bebek Slime güzel kadına baktı ve başını salladı. "Bekle!" diye cevapladı Eiko. "Babam seninle konuşacak!" Eiko, Sarah'nın sorusuna cevap verme zahmetine girmedi çünkü geri kalanını babasına bırakmaya karar vermişti. Bebek Slime ağzını genişçe açtı ve kırmızı saçlı bir genci tükürdü. Bu, Sarah'nın saldırıya hazırlanmak için kılıcını çağırmasına neden oldu. "Bekle!" Lux aceleyle iki elini kaldırarak teslim olduğunu gösterdi. "Buraya Büyük General Garret'ın sana önemli bir mesajı olduğu için geldim." Sarah'ın kılıcı Lux'un yüzünden sadece bir ayak uzaklıktaydı ve basit bir hamle ile kafasını delip geçirebilirdi. "Konuşmaya başla," dedi Sarah. "Söylediklerini beğenmezsem seni öldürürüm." Sarah zararsız bir ev hanımı gibi görünse de, aslında kocası Garret'in yanında savaşmış bir savaşçıydı. Lux, karşısındaki kadının aslında kendisinden birkaç kat daha güçlü bir C-Ranker olduğunu fark edince şaşkına döndü. Elbette, ciddi bir şekilde savaşırsa üstünlük sağlayabileceğinden emindi. Ancak Ousborne konağına savaşmaya gitmemişti. "Benim konuşmam yerine, Garret'ın seninle şahsen konuşması en iyisi olacak," dedi Lux, saklama yüzüğünden yuvarlak bir ayna çıkararak göğsüne tuttu ve Sarah'ın yüzünü aynanın yüzeyine yansıttı. "Sör Garret, karınız burada." Lux bu sözleri söyler söylemez aynanın yüzeyi bulanıklaşmaya başladı. Bir an sonra, gözleri bulanık, buruşuk bir yaşlı adam aynada belirdi. Sarah'nın eli yavaşça yükseldi ve dudaklarını kapattı. Bu yaşlı adamı ilk kez görmesine rağmen, onun neredeyse iki haftadır görmediği sevgili kocası olduğundan emindi. —------------ Bu sırada, Haca Hanedanlığı'nın başkenti Aspen'deki ışınlanma kapısı parlak bir şekilde parladı. Birkaç saniye sonra, bir düzine adam ortaya çıktı ve Işınlanma Kapısı'nı izleyenleri şaşkınlığa uğrattı. "Sonunda geri döndüm," diye mırıldandı Ronan, uzaktaki kaleye bakarak. "Önce Majestelerine gideceğim. Ondan sonra..." Öncü Komutanı, dikkatini Soylu Bölgesi'nin ilk katında bulunan büyük bir malikaneye çevirdi. "Bunun için yıllarca bekledim, Sarah," diye düşündü Ronan, uzun zamandır sevdiği kadının görüntüsü zihninde belirirken. "Sonunda bana ait olacaksın."