Bölüm 312 : Düşmüşlerin Diyarına Dönüş [2. Bölüm]

Farklı krallıkların temsilcileri Düşmüşlerin Diyarı'na girer girmez, kendilerine olan güvenleri kayboldu ve yüzlerinde sadece ciddi ifadeler kaldı. Hepsi Sahte İnisiye'ydi, yani İnisiye Rütbesine ulaşmak için sadece yüz kadar stat puanı daha kazanmaları gerekiyordu. Bu nedenle, diğerlerine göre duyuları daha keskin ve bu Topraklar'ın kendilerinden daha güçlü yaratıklarla dolu olduğunu hissediyorlardı. "Üstlerinizden ne tür emirler aldığınızı bilmiyorum," dedi Lux, Kutsal Zindan'ın girişine doğru yönlendirecekleri otuz kişiye bakarak. "Ama eğer aranızdan kimse ölmek istemiyorsa, hedefimize ulaşmak için birbirinizle işbirliği yapmaktan başka seçeneğiniz yok." "Buradan itibaren, uğraşmanız gereken canavarlar, uşakları hariç, 5. Sıra Canavarlar'dan Deimos Sırası'na kadar uzanıyor. Ancak, bir Pseudo-Argonaut veya Argonaut Sırası'nda bir canavar olma ihtimali var. Eğer bunlardan birine rastlarsak, herkes koşmaya başlasa iyi olur. Bizler, bu canavarların gözünde sadece böcekleriz." Xynnar Savaş Paktı temsilcilerinin lideri Ellis Roth, fikrini belirtmek için öne çıktı. "Yabancı, kahramanlıklarını duydum ve seninle çalışmayı dört gözle bekliyorum," dedi Ellis. "Ancak, bizi Kutsal Zindan'a en kısa yoldan götürürsen çok minnettar olurum. Burası... bizim rütbemizi aşan canavarlarla dolu. Bu yerde kalmanın iyi bir fikir olduğunu sanmıyorum." Lux başını salladı. "Planımız öyle. Ama şunu bilin ki, Kutsal Zindan'a giden yol bile çok tehlikelidir. Son seferimizde, sadece girişine ulaşmak için yüzden fazla adamımızı kaybettik. O yüzden kendinizi hazırlayın." Ellis gülümsedi. Nefes kesici bir güzelliğe sahip olmasa da, erkeklerin ilgisini çekecek kadar çekiciydi. Yirmili yaşlarının başlarındaydı ve Malcolm gibi o da bir Mühür Bileziği takıyordu. Lux, onun İnisiye Sırasını geçmesini engelleyen şeyin ne olduğunu bilmiyordu, ama bu onu ilgilendirmediğinden, merak etmemeye karar verdi. "Bize yakın dur," dedi Lux yürümeye başlamadan önce. "Birlikte çalışırsak, yol boyunca kayıplarımızı en aza indirebiliriz." Lux, bir düzine İskelet Savaşçıyı keşif görevlisi, bir düzine de öncü olarak çağırdı. Sadece otuz altı kişiydiler, bu yüzden ayrılmak bir seçenek değildi. O zamanlar, yüzlerce kişi olarak Kutsal Zindan'ın girişine doğru yol almışlardı ve hepsi, 5. Sıra Alan Boss'u olan Diabolical Doom Mosquito ve onun yandaşları tarafından ezilmemek için birlikte çalışmak zorunda kalmışlardı. Uzun ve gergin yolculuk iki saat sonra sona erdi. Lux'un İskeletleri, Yarı Elf'e başka bir yol bulup bu canavarlardan tamamen kaçmak için ilerlemelerini durdurmaktan başka seçenek bırakmayan birkaç güçlü canavarla karşılaşmıştı. Onun ihtiyatlılığı sayesinde, yol boyunca hiç can kaybeden olmadan güvenli bir şekilde hedeflerine ulaşabildiler. Yolculuk boyunca sessiz kalan Malcolm, İmparator Andreas'ın imrendiği Fallen'ın Diyarı'nı gerçekten hafife aldığını fark ederek içinden rahat bir nefes aldı. Ona, Fetih Kapısı'na meydan okuması ve içinde bulabileceği tüm hazineleri toplaması için kesin emirler verilmişti. Genç adam, İmparatorun neden özellikle o kapıyı seçtiğini bilmiyordu. Ancak efendisinin emri olduğu için, ne olursa olsun itaat etmekten başka seçeneği yoktu. "Burada ayrılıyoruz," dedi Ellis, şükranının bir göstergesi olarak avucunu ve yumruğunu birbirine bastırarak. "Bizi buraya sağ salim getirdiğin için teşekkürler. Görevimizi tamamladıktan sonra daha fazla konuşalım." "Tabii ki," diye cevapladı Lux gülümseyerek. "Dikkatli olun ve şans sizinle olsun." Ellis gülümsedi ve ekibini Kutsal Zindan'ın girişine götürerek bir kapı seçti. Hepsi Ölüm Kapısı'nın neye benzediğini biliyordu ve hiçbiri on üç Ölüm Tiranı ile aynı anda uğraşmak istemiyordu. Kutsal Beyaz Lotus cazip bir ödül olsa da, diğer krallıkların kralları diğer kapıların ardında neler olduğunu öğrenmekle daha çok ilgileniyordu. Ellis ve ekibi Normal Zorluk seviyesindeki Kıtlık Kapısı'nı seçti. Üstleri işleri yavaştan almak istiyordu, bu yüzden hemen Cehennem Moduna atılmak için acele etmiyorlardı. Ellis'in görevi, Kıtlık Kapısı'nı geçmek için ne tür takımların gerekli olacağını analiz etmekti, böylece bir dahaki sefere Düşmüşlerin Diyarı'na döndüklerinde, onu fethetmek için daha hazırlıklı olacaklardı. Malcolm, ekibini Fetih Kapısı'na götürmeden önce Lux'a yan gözle baktı. Normal Zorluk seviyesine meydan okuması emredilen Ellis'in aksine, generalin oğlu Cehennem Modunu seçmesi emredilmişti. İmparator Andreas, Efsanevi Ejderhalar İmparatorluğu'na giden anahtarın Fetih Kapısı'nın arkasında bulunabileceğine inanıyordu. Vahan İmparatorluğu'nun ilk kurucusu tarafından tutulan kayıtlar belirsizdi, ancak biyografisinde Fetih kelimesi birkaç kez geçiyordu. Otuz kişi ortadan kaybolduktan sonra Einar, Vall ve Xander, Cai ve Keane'in yanında duran Lux'a yaklaştı. "Biz de gidelim mi?" diye sordu Einar. "Tamam." Lux başını salladı. "Peki, bizim için bir kapı seçme şerefine kim layık?" "Ben! Ben!" diye bağırdı Cai. "Ben seçeyim!" Lux, Keane'e bakarak onun fikrini sordu, ama Keane sadece omuz silkti. Einar, Vall ve Xander de aynısını yaptı. Onlar için hangi kapıdan girecekleri pek önemli değildi, çünkü hiçbiri Kutsal Zindanın kalan dört kapısının ardında ne olduğunu bilmiyordu. Cai şarkı söylerken toynaklarını üç kapıya doğru uzattı. "Eeny, meeny, miny, moe, Tırnağından kap bir kaplan. Eğer bağırırsa bırak gitsin, Eeny, meeny, miny, moe." Dönüşümüyle kaplan haline gelen Einar, kaderlerini belirleyecek kapıyı seçmek için çocuk şarkısı söyleyen sinir bozucu yaban domuzunu tekmelemek için can atıyordu. Barbar'ın ne düşündüğünü bilen Lux güldü, ama Cai'nin küçük oyununu oynamasına engel olmadı. "Tamam. Ben bunu seçiyorum!" Cai, üzerinde "Savaş" rünleri yazılı Kırmızı Kapıyı işaret etti. "Gidelim!" Yaban domuzu heyecanla Savaş Kapısı'na doğru yürüdü, Lux ve diğerleri ise onun arkasında takip etti. Hepsi, hangi kapıyı seçerlerse seçsinler, sadece Cehennem Modunu seçecek ve ellerinden gelenin en iyisini yapıp geçeceklerine karar verdiler. Düşmüşlerin Diyarı Kapısı'nın dışında. Tüm Sıralamalılar ve her Krallığın diğer etkili kişileri, temsilcilerinin seferini izlemek için toplanmıştı. Malcolm ve Ellis'e verilen eserler, zindanın dışındaki herkesin Kutsal Zindan'da olanları gerçek zamanlı olarak görmesini sağladı. Ellis'in Kıtlık Kapısı'nın Normal Modunu seçtiğini gören Skystead İttifakı'nın tarafında alaycı sesler yükseldi. Onlar için bu, Xynnar Savaş Paktı'nın tarafının onlara düşmanca bakmasına neden olan korkakça bir davranıştı. Ancak içten içe, Skystead İttifakı'nın Fetih Kapısı'nın Cehennem Modu'na meydan okuma cesaretinin, kendi taraflarının seçtiği hareketten daha ilgi çekici olduğunu kabul etmek zorundaydılar. Hiçbiri, Zindan'ın dışında kalan altı kişiye ne olduğunu düşünmeye bile tenezzül etmedi. Dikkatleri tamamen kendi temsilcilerine odaklanmış olduğundan, Lux ve yoldaşlarının da Kutsal Zindan'ın Kapılarından birine girdiklerinin farkında değillerdi. Bu Kapı, onlara Savaş kavramının düşündüklerinden çok daha kanlı olduğunu öğretecekti.