Bölüm 183 : Lycan Mutasyon Projesi

"İç, Matty," dedi Lux, cüce çocuğun elindeki iksiri içmesine yardım ederken. Şişe boşaldıktan sonra, Yarı Elf başka bir şişe çıkardı ve Matty'nin vücuduna serpiştirerek daha hızlı iyileşmesini sağladı. Cüce çocuğun yüzü hâlâ biraz solgundu, ama önceki haline göre çok daha iyiydi. "Teşekkür ederim, ağabey," Matty, konuşacak kadar güç toplar toplamaz cevap verdi. Minnettarlık duygularıyla boğulmuş, içinden tutmaya çalıştığı düşünceyi sonunda dile getirdi. "Um? Abim?" Lux, cüce çocuğa yaramaz bir gülümseme attıktan sonra kafasını okşadı. "Aferin! Merak etme, küçük kardeşim, ben arkandayım. Abin bu zorbalara size sataşmamayı öğretecek." Matty'nin yüzü kıpkırmızı oldu ve Lux'a ağabeyim dediğine anında pişman oldu. Yarı Elf'in kendini beğenmiş ifadesi o kadar sinir bozucuydu ki, gözden uzak, akıldan uzak mantığıyla bir çukur kazıp içine gömülmek istedi. Ancak Matty utanç içinde kendinden geçmeden önce, Lux saklama yüzüğünden birkaç Sağlık İksiri ve Mana İksiri çıkardı ve hepsini ona uzattı. "Colette ve diğerlerine göz kulak ol," dedi Lux, etraflarında devam eden savaşa bir göz atarak. "Ben önce bu adamlarla ilgilenirim." Matty başını salladı ve arkadaşlarının yanına koştu. Şu anda Diablo ve Pazuzu, 3. Sınıf Alfa Canavarla uğraşırken, Ishtar ve Orion, iskelet ordusuyla birlikte onun uşaklarıyla savaşıyordu. Cüppeli Cüceler de savaşa katılmak üzereyken, birkaç İskelet ve Slime arkalarından saldırdı. "Doppelganger," dedi Lux ve yanında iki klon belirdi. Eiko kendini ağaçlardan birinin içine saklamış, güvenli bir mesafeden savaşı izliyordu. Tıpkı Lux gibi, o da kendi Doppelganger'larını çağırmış ve onlara savaşta yardım etmelerini emretmişti. Lux, bebek Slime'a savaş alanında kendini göstermemesini emretti. Aynı kural klonları için de geçerliydi, bu yüzden ağaç tepelerine saklanıp yerine savaşacak minyonlar çağırmaktan başka çareleri yoktu. Lux ve Eiko'nun birleşik yetenekleriyle, şu anda savaşta olan iskeletlerin sayısı 300'ü geçmişti. Ama hepsi bu kadar değildi. İskeletler ve Slime'ların yanı sıra, Orion da dahil olmak üzere yedi Rock Golem de savaş alanında bulunuyordu. Başlangıçta Lycanlar ve cüppeli Cüceler, Colette'in grubuna beş kat üstünlük sağlarken, şimdi çağırılan yaratıklar diğer gruba on dört kat üstünlük sağlamıştı. Cücelerin lideri ve adamları, etraflarında olanlara inanamıyordu. Başlangıçta iskeletlerin sıradan iskeletler olduğunu düşünmüşlerdi, ancak beklentilerinin aksine, karşılarında savaştıkları ölümsüzler oldukça dayanıklıydı ve bir takım olarak iyi çalışıyorlardı. "Hala yetmez," diye mırıldandı Lux. "Bu piçler daha fazla acı çekmeli. Millet, çıkın ve onları ısırın!" Lux, Hakimiyet Görevi sırasında edindiği Warg'ları çağırdı. Hepsi savaş hayvanlarıydı, bu yüzden Diablo'nun bineği Airon gibi savaşma yeteneğine sahiptiler. Bu yirmi Warg, Lux'un verdiği Mutasyona Uğramış Gök Gürültüsü Kurt Kralı'nın Kanını içtikten sonra Gök Gürültüsü Warg Kralı'na dönüşen Jed tarafından yönetiliyordu. Jed artık 4. Sınıf bir canavardı, diğer Warglar ise 2. Sınıf canavarlar olarak kalmıştı. O zamanlar Jed, vahşi doğada görülebilen diğer sıradan Warg'lardan farksızdı. Sağ gözündeki yara izi dışında, onu diğerlerinden ayıran hiçbir özelliği yoktu. Ama şimdi durum farklıydı. Randolph'un yardımıyla, Lux'un Savaş Atı, onu anime dizisi Zoydz'daki Blade Liger'e benzeyen havalı bir zırhla süslenmişti. Jed kükredi ve yıldırımlar vücudunun etrafında kıvrıldı. Ardından, beş küçük Lycan'ı yıldırımlarıyla elektrik çarpmasıyla felç edene kadar vurdu. Lux, cüce liderinin Colette ve diğerlerini Lycan'a dönüştürmekle ilgili sözlerini duydu. Eğer sezgisi doğruysa, alt Lycan'lar da serumun etkisiyle mutasyona uğramış cücelerdir. Mümkünse, Lux onları eski hallerine döndürmenin bir yolunu bulmak istiyordu. Bunun mümkün olup olmadığından emin olmasa da, kaybettiklerini geri kazanmalarına yardımcı olmak için elinden geleni yapmak istiyordu. Cüppeli cüceler, çoğu B ve A sınıfı havariler olduğu için iskeletlere bir dereceye kadar direnebiliyordu. Ancak, alt Lycanlar halledildikten sonra, Ishtar, Orion ve Jed ile onların emrindeki Warglar, efendilerinin dostlarını hedef alan kötü adamlara saldırmak için iskeletlere katıldı. "Olmaz!" Artık Cücelerin lideri, Lux ve adamlarıyla savaşmaya devam etmenin boşuna bir çaba olduğunu anlamıştı. Astlarını kalkan olarak kullanarak, aceleyle olay yerinden kaçtı ve herkesi geride bırakarak ormana doğru koştu. Bu sahneyi gören diğer Cüceler, liderlerinin peşinden koştular. Onlar da liderleriyle aynı rütbedeydiler, bu yüzden onları yakalamaya çalışan İskeletlerden kolayca kurtulabildiler. Lux, alaycı bir gülümsemeyle onların uzaklaşmasını izledi. İskeletlere, cüce lideri ve bazı adamlarının kaçabilmesi için gizlice bir yol açmalarını emretmişti. "Eiko, her şey sana bağlı." Liderleri de dahil olmak üzere altı cüce olay yerinden kaçarak karargahlarına doğru koştular. Başlarının üzerinde, üç bebek slime'ın ağaçların üzerinden onları takip ederek uçtuğundan habersizdiler. Ishtar ve Eiko, kaçan cücelere iz sürücü yerleştirmek için Avcı İşareti yeteneğini kullanmıştı. Lux'un planı, onların üslerine dönmelerine izin vermek ve böylece onlarla savaşa girdiğinde ortaya çıkan görevi tamamlamaktı. < Lycan Mutasyon Projesi > – Acil Görev – Zorluk Derecesi: B – Bilinmeyen bir örgüt, Oakwood Town bölgesinde bir deney yürütüyor. Amaçları, Gweliven Cüce Krallığı'nın barışını bozmak için mutasyona uğramış canavarlar ordusu oluşturmak. < Görev Hedefi > – Örgütün karargahını bul ve deneylerle ilgili belgeleri ara. – Bu keşfi Maceracılar Loncasına bildir, böylece Oakwood Kasabası'nda saklanan bilinmeyen örgütün geri kalan üyelerini ortadan kaldırmak için maceracılar gönderebilirler. < İsteğe Bağlı Görev Hedefi > – Mutasyona uğramış Lycanlar için bir tedavi bulun. < Ödüller > – Görev Ödülleri, görevin nasıl tamamlandığına göre hesaplanacaktır. Airon'un göğsüne attığı güçlü tekmeyle, 3. seviye Alfa Lycan hayal kırıklığıyla uluyarak yere yığıldı. Lux onu öldürebilirdi, ancak Lycan'ın da bilinmeyen örgütün deneyinin kurbanı olup olmadığından emin değildi. Bu durumda, onun hayatını bağışlamaya ve sadece karşılık veremeyecek hale getirmeye karar verdi. Lux, sakatladığı cüceleri bağlarken, kulaklarına yüksek bir bağırış ulaştı. "Ağabey!" Yarı Elf, ağlayan cüce kızı kucaklamak için kollarını açarak gülümsedi. "Colette, hâlâ yapmamız gereken işler var," dedi Lux, Colette'in başını hafifçe okşayarak. "Seni yakalamaya çalışan örgüt hâlâ serbest. Bu yüzden senden benim için bir şey yapmanı istiyorum." Colette geri çekildi ve gözlerindeki yaşları sildikten sonra Lux'a ciddi bir ifadeyle baktı. Küçük cüce kızın sonunda sakinleştiğini gören yarı elf, ona Helen'i Maceracılar Loncasına geri götürmesini ve mevcut durumu rapor etmesini söyledi. Lux, Adventurer's Guild'in yakaladığı kötü adamları halletmesinin en iyi çözüm olacağını düşündü. O sırada, o da örgütün lideriyle başa çıkmak için onların karargahına doğru yola çıkmıştı. Matty, Andy, Axel, Ishtar, Pazuzu ve Orion, yakaladıkları cücelere göz kulak olmak ve Colette ile Helen'in dönüşünü beklemekle görevlendirildi. "Merak etme, ağabey," dedi Colette, Warg'ına biner binmez. "Mümkün olduğunca çabuk yardım getireceğim!" Lux başını salladı. "Sana güveniyorum." Colette daha fazla zaman kaybetmeden Warg'ını olabildiğince hızlı koşmaya zorladı. Helen de hemen arkasındaydı ve Oakwood Kasabası'na yardım istemek için aceleyle ilerliyordu. İki cüce ve binekleri gözden kaybolduğunda, Lux cüceli cücelerin liderinin gittiği yöne baktı. "Aferin, Eiko. Ben de yoldayım." Cüce lideri nihayet üssüne ulaştığına göre, artık harekete geçme zamanı gelmişti. Arkadaşlarına yaptıklarından sonra lider ve geri kalan adamlarının hayatının kolay olmayacağından emin olacaktı. Başlangıçta hepsinin ölmesini istiyordu. Ancak görevi aldıktan sonra, hayatta kalmalarının daha iyi olacağına karar verdi ve günahlarının cezasını hapiste çekmelerine izin verdi. Lux, çocukların önünde çok şiddetli davranmak istemiyordu, ama yakalanan Cüceleri korumakla görevlendirildikleri için, artık tüm gücünü kullanarak, masum insanları kendi iğrenç planları için piyon olarak kullanma kararından pişman olmalarını sağlayabilirdi.