Bölüm 1195 : On Bin Tanrının Tapınağının Üç Sorun Çocuğu [Bölüm 2]

"Daniel denen adama karşı savaşma şansı mı istiyorsun?" Lily, yüzünde bir gülümsemeyle Yarı Elf'e sordu. "Tabii ki," diye cevapladı Lux hiç tereddüt etmeden. "Onu yenebilmenin bir yolu varsa, seve seve yaparım." "Öyle diyorsun, ama bu bilgiyi elde etmek için ne ödemeye hazırsın?" Lily kaşlarını kaldırdı. "Ben eşdeğer değişim yasasını uyguluyorum. Ayrıca iade de kabul etmiyorum. Koşullarımı kabul ettiğinde, imzalayacağın sözleşmeyi bozamazsın." Lux, yüzünde ciddi bir ifadeyle küçük kırmızı başlıklı kıza baktı. Eriol ve Max telepatik olarak onunla konuşmuş ve ikisi de önündeki üç kişinin aslında ona yardım etmeye karar vermiş tanrılar olduğunu, ancak bunun bedelsiz olmayacağını söylemişlerdi. "O zaman ne yapmam gerekiyor?" diye sordu Lux. "Benim alt sınırımın altına düşmediği sürece, her bedeli ödemeye hazırım." Lily biraz düşündükten sonra Lux'un etrafında daireler çizerek dolaşmaya başladı. Yarı Elf'i baştan aşağı sanki bir uzman gibi, mağazada sergilenen ürünlerin kalitesini kontrol eder gibi inceledi. "Senin elde etmek istediğin bilginin bedelini belirleyecek olan ben değilim," dedi Lily. "Bu bedeli belirleyecek olan, başka bir tanrı tarafından haksızlığa uğramış ve şu anda bedenine konulan sınırlamalara rağmen hayatta kalmak için elinden geleni yapan biri. "Onun nihai amacı, Kadere karşı savaşmak ve babasına asla unutamayacağı bir dayak atmak. Biz tanrılar bu kişiye çok dikkat ediyoruz ve bazılarımız On Bin Tanrılar Tapınağı'ndan onu aktif olarak destekliyoruz. Bu kişiyle tanışacaksın ve o sana yardım edip etmeyeceğine karar verecek." Lux anlayışla başını salladı. "Bu kişiyle tanışmak istiyorum." Lily gülümsedi ve başını salladı. "Burada biraz bekle. Arkadaşlarımdan sana yardım etmelerini isteyeceğim. Cupid, sen burada biraz kalabilirsin. Ya sen, Dim Dim? Burada kalıp oynamak ister misin?" "Dim~ Dim~" Dim Sum Tanrısı başını salladı. Eiko'yu, kendisine ruh ikizi gibi olduğu için sevmişti. Dim Dim'in bilmediği şey, Eiko'nun da Dim Sum Tanrısı'nı farklı bir şekilde sevdiği idi. "Dim Dim'i sana emanet ediyorum," dedi Loli Tanrıça Lily, Dim Sum Tanrısını Lux'a verip yanındaki portalı açtı. "Mümkün olduğunca çabuk döneceğim." Lily ayrılır ayrılmaz, Lux Eiko'dan Dim Sum Tanrısı'na göz kulak olmasını istedi ve Eiko bunu yüzünde kocaman bir gülümsemeyle kabul etti. Dim Dim de çok mutluydu çünkü sevimli Bebek Slime ile oynayacağını düşünüyordu. Bebek Slime, Dim Sum Tanrı'nın vücudunu yalamaya başladı ve onu güldürdü. Yarı Elf, Eiko'nun Dim Dim'i çok sevdiğini görünce gülümsedi, ama nedense Dim Sum Tanrısının tehlikede olduğunu hissetti. "Sadece hayal gücüm olmalı," diye düşündü Lux ve sevgililerini aramak için odadan çıktı. Daniel'e karşı savaşmasına yardım edebilecek biriyle buluşmak için Elysium'dan bir süreliğine ayrılacağını onlara bildirmeliydi. Daniel, istediği zaman bir Dış Tanrı'nın gücünü kullanabiliyordu. ——————————— Beş saat sonra Lily geri döndü. Ancak bu sefer yalnız değildi. Yanında, pembe saçlı, çok sevimli iki küçük kız duruyordu ve ikisi de jelibon ayıcıkları yiyerek meşguldü. Lily etrafına bakındı ve Dim Dim'in ortalıkta olmadığını fark edince rahat bir nefes aldı. Yanındaki iki kız çok oburdu, bu yüzden Dim Dim onlardan çok korkuyordu. Lux, kısa bir süre önce tanıştığı iki küçük kıza bakarak bir kez, sonra iki kez gözlerini kırptı. Onlar, doğum günlerini kutlamış olan Maple ve Cinnamon'dan başkası değildi. James onları birkaç günlüğüne kendi dünyasına götürdüğü için, o ve Aurora da doğum günü partilerine katılmışlardı. "Merhaba Maple, Cinnamon," dedi Lux gülümseyerek. "Annen Chiffon nasıl? Baban William?" "Annem iyi," diye cevapladı Maple. "Şu anda babamın hotdog'unu yiyor. En azından, o ve babam odalarına kapanmadan önce bize öyle söyledi." "Cinnamon da hotdog yemek istiyor! Ama annem benim için henüz çok küçük olduğumu söyledi," dedi Cinnamon somurtarak. "Bu haksızlık!" "Değil mi?" Maple başını salladı. "Neh~ Abla. Senin sosisli sandviçini yiyebilir miyiz?" Lux ve Lily, iki kızın söylediklerini duyunca neredeyse kan kusacaktı. İkisi de, bu yıl dokuz yaşına giren iki kıza kötü örnek oldukları için içlerinden anne babalarına küfretti. "İkiniz de hot dog yemek için henüz çok küçüksünüz, neden biraz daha büyüyene kadar beklemiyorsunuz?" diye cevapladı Lux. "Ya da daha iyisi, şimdilik başka bir şey yiyin. Hot dogdan daha lezzetli birçok yiyecek var." "Ama annem hep babamın hot dog'unun lezzetli olduğunu söyler," diye karşılık verdi Cinnamon. "Doğru!" diye ekledi Cinnamon. "Hatta kaç kez yerse yesin, hiç bitmezmiş. Bu, açık büfe yemek gibi değil mi? Ah... Unuttum. Bizim açık büfeye gitmemiz yasak." "Evet. Cinnamon da bunu çok sinir bozucu buluyor," diye cevapladı Cinnamon. "Orada yememize izin verilmezken, buna nasıl açık büfe diyebilirler?" Lux öksürdü ve ona bakan Lily'ye baktı. İkisi aynı anda başlarını salladılar ve anlaşmaya vardılar. İkisi de Maple ve Cinnamon'un ebeveynleriyle uzun uzun konuşmaya ve çocuklarına daha büyük olana kadar bilmemeleri gereken şeyleri öğretirken daha dikkatli olmalarını söylemeye karar verdiler. "Maple, Cinnamon, şu anda hot dog yemeyi dert etmeyin," dedi Lily. "Size daha sonra bol bol alacağım, tamam mı? Ama önce, bu ağabeyinizin yardımına ihtiyacı var." "Tamam," diye başını salladı Maple. "O büyük ağabeyi ziyaret edeceğiz, değil mi?" "O büyük abayı seviyorum. Cinnamon'a çok iyi davranıyor," diye cevapladı Cinnamon. Lily gülümsedi. "Bu sefer sizinle gelmeyeceğim çünkü o dünyanın Tanrısı çok katıdır. Ancak, uygunsuz bir şey yapmazsanız, güvende olursunuz... belki." Lux, Lily'nin sözlerinin uğursuz olduğunu hissetti, ama bu konuda bir seçeneği olmadığı için sadece başını salladı ve dişlerini sıktı. Maple ve Cinnamon birbirlerinin ellerini tuttular ve serbest ellerini dairesel hareketlerle salladılar. Bir an sonra, önlerinde baskıcı bir aura yayan kırmızı bir portal belirdi. "Gidelim, ağabey," dedi Maple. "Bizi yakından takip et. Aksi takdirde, zaman ve uzayda kaybolabilirsin." "Bizi yakından takip et, tamam mı?" Cinnamon tekrar uyardıktan sonra ikiziyle birlikte kırmızı portala doğru yürüdü. Yarı Elf derin bir nefes aldı ve farklı dünyalara seyahat etme gücüne sahip iki küçük kızla birlikte, babalarının annelerini sevdiği kadar onları sevecek özel birini aramak için portaldan içeri girdi.