Bölüm 49 : Hiç Minnettar Değilim (2)

Mücadele ederken örümcek ağları beni daha da doladı. Titreşim mağarada saklanan örümceğe ulaştı. Zehirli iğnesini fırlatacak mı? Bağlı halde mücadele eden bana mı? Kızıl Tarantula çok vahşiydi. Daha şiddetli bir yöntem kullandım. Tududududu- Korkunç bir hızla mağaradan atladı. Boğa kadar büyük bir tarantula. Parlak kırmızı zehirli dişleri. Bu dişlerin içerdiği ölümcül zehir, benim sinir zehrimden bile çok az aşağıda. Yüksekçe zıpladı. Ve ben bu anı bekliyordum. 「Temel Elemental Büyü Kullanımı: Ateş lv4.」 Vücudumun etrafında alevler oluşturdum. Tel kadar sert olan örümcek ağı anında yandı. Alevler kendiliğinden yayıldı ve yakındaki diğer örümcek ağlarını da yakmaya başladı. Kwang! Kızıl Tarantula, bir an önce bulunduğum yere atladı. Tozlar uçuşup kıvılcımlar saçıldı. Bu kadar küçük bir alevle onu öldürmek niyetinde değildim. Zıpladım ve vücuduna yapıştım. Hızla ince beline sarıldım. "Kweek, kwek!" Devasa vücuduna rağmen, Kızıl Tarantula inanılmaz bir çevikliğe sahipti. Diğer bir deyişle, ben ona asılıyken her yöne doğru çılgınca hareket edebilir. Tang! Kwang! Demir parmaklıklara ve kayalara çarpıyor. Beni sarsmaya çalışıyor. Ve yeterince zaman verilirse, bu girişim kesinlikle başarılı olur. Onu boğarak öldüremeyeceğim. Isırmak bile zor. Kürkü ve sert kabuğu, ve sallanmaktan kaynaklanan baş dönmesi bunu zorlaştırıyor. Vücuduma mümkün olduğunca güç verdim. Her neyse, yeni edindiğim beceriyi kullanmayı planlıyordum. 「Zehirli Pullar lv2'yi kullanıyorum.」 Pullarından zehir salgılayan basit bir beceri. Daha önce bunu doğru düzgün kullanamazdım. Sonuçta, yılan pulları, nasıl bakarsanız bakın, silah olarak kullanılamaz. Sadece dokunması hoş olmayan bir yılan haline gelirdim. Ama artık Kristal Çift Boynuzlu Piton'a evrimleştim. Artık kristal gibi parlayan keskin pullarım var ve hatta onları dikleştirebiliyorum. Kakakakak! Yükselen pullar sonunda onun vücuduna nüfuz etti. Bu, zehir bezinden salgılanan sinir zehirinin Kızıl Tarantula'nın vücuduna enjekte edildiği anlamına geliyor. "Kwek." Yavaş yavaş yavaşladı ve sonunda hayatı sona erdi. Uzun bacakları keskin bir şekilde kıvrıldı. 「Crimson Tarantula lv32'yi öldürdün.」 「Seviyen yükseldi.」 Uzun zamandır seviye atlamamıştım. Burada düşündüğüm kadar hızlı seviye atlayamadım. Seviyem epey yükselmiş gibi görünüyor. Spot bana baktı ve ulumak için başını kaldırdı. "Awooooo!" Kendini kurt mu sanıyor? Sen köpek ailesinden bile değilsin ki. Ama bunu zaferi kutlayan bir fanfare olarak düşünürsem fena değil. Kuyruğumla kafasını okşadım. Spot dilini dışarı çıkardı, nefes nefese kalarak kuyruğunu salladı. Durum penceresini kontrol edelim. ────────────── [Kristal Çift Boynuzlu Piton lv10] [Unvan] Ouroboros, Kalp Yiyen Yılan [Özellikler] [Kırılmaz], [Azim], [Boynuz], [Desen], [Pullar] ────────────── Seviye 10'a ulaştım. Deshnan'ı yakalamamış olsaydım, muhtemelen bu kadar kolay seviye atlayamazdım. Bir sonraki evrim için hangi seviyeye ulaşmam gerektiğini merak ediyorum. Geçen sefer 20'ydi, bu sefer 30'a kadar çıkabilir. Öyleyse, kapalı hayvanat bahçesinde deneyim kazanmak kesinlikle zor olacak. Dışarı çıkıp daha güçlü canavarlarla yüzleşmem gerekebilir. ────────────── [Beceriler] [Billy'nin Boynuzu lv4]: Zehirli Pullar lv2, [Zıplayan Boynuz lv2] [Göksel Gök Gürültüsü Ruhu lv0], [Temel Elemental Büyü: Ateş lv4], [Temel Elemental Büyü: Toprak lv5], [Temel Elemental Büyü: Su lv2], [Temel Elemental Büyü: Rüzgar lv2], [Büyü: Görünmez El lv2], [Ölümcül Zehir: Nörotoksin lv5], [Yutma lv7], [Kalp Yiyen Sıçrama lv1], [Gizlilik lv7] [Zehir Direnci lv7], [Kanama Direnci lv3], [Ağrı Direnci lv8], [Isı Direnci lv10], [Soğuk Direnci lv1], [Taşlaşma Direnci lv1], [Elektrik Direnci lv4] [Hayatta Kalma İçgüdüsü lv6], [Büyü Algılama lv3], [Hızlanma lv5], [Yüzme lv1], [Nefes Tutma lv5], [Kesme lv2], [Kara Pullar lv1], [Eğitme lv5], [Hantal Kılıç Kullanma lv1] [Durum] [Kibirli] ────────────── Beceri penceresi oldukça karmaşık hale geldi. Düzenleme zamanı geldi. İlginç kısım başarılar bölümüydü. ────────────── [Muhafız Kaptanı Suikastı], [Kırkayakların Dostu], [Goblinlerin Dostu], [Canavar Lideri] ────────────── Canavar Lideri başarısını elde ettim. ────────────── [Canavar Lideri] Beşten fazla canavarı evcilleştirdin. Canavarlar sana daha itaatkar olacak. ────────────── Hahaha. Kapalı hayvanat bahçesinde yaptıklarımın boşuna olmadığı kanıtlandı. "Daha önce Samuryu olmak istediğini söylemiştin. Ama bunun ne olduğunu bilmiyorum." Pelerian alçak sesle dedi. "Aslında Samuryeong." "Peki Samuryeong nedir?" Ortaokulda okuduğum bir wuxia romanını ayrıntılı olarak açıklamaya gerek yok. Kahramanların, orduların, hatta canavarların bile karşı koyamayacağı, mutlak bir yenilmez varlık. Ya da bir krallığın tüm gücüyle bile dokunamayacağı, elle tutulamaz bir engerek. Kısacası, kimse tarafından kovalanmak ya da tehdit edilmek istemiyorum. "Bunun dünyadaki tüm kötü adamların ulaşmak istediği seviye olduğunu biliyorsun, değil mi? Ulaşması neredeyse imkansız." Pelerian da böyle bir seviyeye ulaşmayı hayal ettiğini söylüyor. Sadece kendi türünün evrimini dilemiş ve araştırmış, ama dünya onu rahat bırakmamış. "O seviyeye ulaşmanın iki yolu var." "Nedir bunlar?" "Birincisi, ezici bir güç elde etmek. Gökyüzünü bile ters çevirebilecek en güçlü büyücü olmak. Ya da kılıçla denizi ikiye bölebilecek bir kılıç tanrısı olmak." Ya da dağları sararak tsunamiye neden olabilecek dev bir yılan olmak. "Ya da en büyük grubu oluşturmak. Krallık ya da imparatorluk olsun." "Yani, ihtiyar, sen ilk yöntemi denedin sanırım." Ve muhtemelen başarısız oldun. Pelerian başını salladı. "Aslında, şimdi düşünüyorum da, cevap her ikisini de takip etmekti." Bir grup oluşturmak. Kapalı hayvanat bahçesindeki canavarları evcilleştirmem aslında yarı şakaydı. Ama Canavar Lideri başarısı durum penceremde açıkça kayıtlıydı. 'Şimdilik daha içeri girelim.' Kızıl Tarantula'yı yakaladıktan sonra, kapalı hayvanat bahçesini neredeyse tamamen fethetmiştim. Artık sadece en içteki demir parmaklıklar kalmıştı. Spot'u geride bırakıp o iç alana yaklaştım. Burada ışıklar kapalıydı. Orada, dışarı çık! "Sa-ak!" Bağırdım. Orada kesinlikle bir canavar saklanıyordu. Ama kolay kolay kendini göstermiyordu. Bana düşmanca davranacak mı, yoksa teslim olacak mı? Her iki seçenek de bana uyar. Eğer çıkmazsan, ben kendim girerim. Tam demir parmaklıkları açmak üzereydim ki. Karanlıktan bir şey çıktı. Oldukça büyük. Kızıl Tarantula ile yaklaşık aynı boyda olabilir mi? Adım, adım. Ama çok daha ağır görünüyor. Pullarımı kaldırdım ve savaşa hazırlandım. Nedense güçlü bir canavar gibi geliyor. Ve güçlü canavarlar kolay kolay teslim olmazlar. Karşımda bir goril belirdi. Hem de her iki kolunda kabuklar çıkmış muhteşem bir goril. Tam ona yem sunup seçim yapmaya zorlayacakken. "Yılan... Yılan." Ugh, o kadar şaşırdım ki tüm yemi döktüm. Şok edici bir gerçek, diğer canavarlardan farklı olarak konuşuyordu. Büyük gözleri yaşlarla parlıyordu. "Beni... eve... gönder." Ah, bu goril. Sanırım Deshnan'ın yetiştirme günlüğünde yazıyordu. Burası senin evin, goril. "O zaman, ailem... ödeyecek." Goril ne tür bir ödeme yapacak? Bana muz mu verecek? "Senin ellerin var... Ellerin varsa, sen de akrabamsın." Görünmez ellerimi nasıl bildi? Goril felaket bir hayırseverdi. "Vereceğim, canım. Kabul et... ailemizin bir parçası olarak." Şok edici bir evlat edinme teklifi. Gerek yok.