Bölüm 781 : Yeni Sezon (1)

Ken'in cezası yeniden gözden geçirildiği ve eski bir çalışan hakkında iç soruşturma açıldığı haberi duyulunca, medya çılgına döndü. Skandal, diğer vakaları da gün yüzüne çıkardı ve Michael'ın çarpık adaletinin kurbanı olan birçok sporcu ortaya çıkarak hikayelerini anlattı. NCAA Başkanı Luke Emmert, bu saçmalığın bu kadar uzun süre devam etmesine izin verdiği için büyük tepki aldı. Sonunda doğru kararı vermiş olsa da, medyanın gözünde bu karar çok geç kalmıştı. Böyle bir baskı altında, kitleleri yatıştırmak için başkanlıktan istifa etmek zorunda kaldı. NCAA'nın başında geçirdiği 10 yıllık saltanatı sona erdi ve tek bir çalışan yüzünden yaptığı tüm iyi işler lekelendi. Bu üzücü gibi görünebilir, ancak iş dünyasında bu tür şeyler her zaman olur. Luke, nezaketle istifa etti ve tamamen emekli olmayı seçerek görevi bir sonraki kişiye devretti. Sezonun başlangıcı yaklaşana kadar skandalla ilgili haberler azalmaya başladı. Ken bu konuyu çoktan unutmuş, akademik çalışmalarına ve yaklaşan sezona odaklanmıştı. Bu yıl Columbia'ya alınan birinci sınıf öğrencileri yetenekliydi. Özellikle liseden mezun olan en iyi 5 oyuncu arasında yer alan Brian Sweeney. Hızlı ve iyi bir vurucu olmasının yanı sıra, sesli ve gürültücü biriydi ve saha içinde emir vermekten çekinmezdi. Brian, eski kaptan Tristan'ın bıraktığı boş kısa stop pozisyonunu alarak hızla kadroya entegre oldu. Neden Columbia'yı seçtiği sorulduğunda, kızıl saçlı genç, Bobcats'e ilk ulusal kupasını kazandırmak istediği için olduğunu söyledi. Bu cevap, elbette çoğu medya mensubu tarafından gülünç bulundu, ancak Ken öyle düşünmedi. Ken, bu adamı bir süre gözlemledikten sonra, onun sadece çalışkan değil, aynı zamanda oldukça saygılı ve eleştirilere açık olduğunu fark etti. Bu, birçok üst düzey oyuncunun çekineceği bir özellikti. Ken, çocuğa Identify yeteneğini kullandığında daha da şaşırdı. ADI: Brian Sweeney YAŞ: 18 YETENEK DEĞERLENDİRMESİ: SSS POTANSİYEL: EX- KULLANICI İSTATİSTİKLERİ: >Fiziksel Uygunluk: SSS >Atış: C >Saha Oyunu: SSS >Oyun Zekası: SS >Zihinsel: SSS+ Ek Notlar: Son derece motiveli. Sadece fiziksel olarak formda olmakla kalmayıp, oyun zekası ve mental gücü de olağanüstüydü. Brian'ın yakın gelecekte kesinlikle büyük liglere çıkacağı bir bakışta belliydi. Bu yüzden Ken onu hemen kanatları altına aldı. Katıldıkları her antrenmanda, sabah koşuları da dahil olmak üzere, Brian da onlara eşlik ediyordu. Fiziksel kondisyonu Steve'den bile daha iyiydi, bu da Ken'in beklediğinden daha iyi bir etki yarattı. Yerine geçileceğini hisseden Steve aşırı rekabetçi hale geldi. Koşularda kimin önce bitiş çizgisine ulaştığı gibi küçük şeyler, ikisi arasındaki önemsiz mücadelede övünme kaynağı haline geldi. Bu sabahki koşuda Ken, ikisinin 400 metre kala sprint yapmaya başladığını hissetti. İki tarafında koşan ikili, uzaktaki ağaca doğru koşarken hızlanmaya başladı. Ken ilk başta bu rekabeti eğlenceli buldu, ancak ikisinin onu geride bırakmayı planladığını görünce artık kendini tutamadı. "Mika, limit kırma kullan." Empire'da yeni hikayeler yaşayın Ken hızını artırdı, aralarındaki mesafeyi azalttı ve becerinin hız patlamasını bekledi. Ancak bu gelmedi. [Kullanıcı şu anda oyun oynamadığı için beceri kullanılamıyor. Monoton ses ona cevap verdi ve paniğe kapıldı. "H-Hayır... Onların kazanmasına izin veremem." Ken, gözleri iki figür arasında gidip gelirken düşündü. İkisi birbirleriyle yarışıyor olsaydı başka bir şeydi, ama Brian ve Steve'in onu geçerken kendinden emin bakışlarını görmüştü. Bu gayri resmi yarışı kaybederse, tüm sezon boyunca, hatta belki de hayatı boyunca bununla dalga geçileceklerini hissediyordu. Şimdi düşündüğünde, bu ikisinden hiçbirine hiç kaybetmemişti, bu yüzden şimdi kaybetmesi, ağabey olarak konumunu tehlikeye atacaktı. "ARGHH, BUGÜN OLMAYACAK, SİZ ADİ HERİFLER!" Ken bağırarak kollarını ve bacaklarını öfkeyle salladı. Bu ikisinin kendisinden daha iyi olduklarını düşünmelerine ve kazandığı saygıyı kaybetmesine izin vermeyecekti. Ağaç yaklaşmaya başladı ve Ken, Steve ve Brian ile aynı hizaya gelmişti, ancak kısa sürede onları geçemedi. Umutsuzluk içini kaplamaya başladı ve sabotaj yapma düşünceleri aklına geldi, ancak bu düşünceleri hemen kafasından attı. Hepsi sprint yapıyordu, içlerinden biri yola düşerse yaralanabilirdi. 300 metre 200 metre 100 metre 50 metre Ken, uzun kollarını ve bacaklarını hedefe doğru öfkeyle sallayarak kaslarındaki tüm enerjiyi sonuna kadar kullandı. Son anda başını öne doğru itti ve ağacı geçerek ilk olarak koşuyu tamamladı. Rahatlama hissi onu sardı ve yavaşlamaya başladı, kalbinin göğsünde attığını hissediyordu. Ellerini başının üstüne koydu ve arkasına döndüğünde Steve ve Brian'ın sırt üstü yatıp nefes nefese kaldıklarını gördü. "Bir dahaki sefere şansınız yaver gider umarım," dedi nefes nefese. İkisi cevap verecek gücü bulamadı, nefes almaya çalışmakla meşguldü. Bu, onların önünde yorgun görünmek istemeyen Ken'in işine geldi. Yeterince toparlanıp tekrar düzgün hareket edebilecek hale gelince dudaklarından küçük bir kahkaha kaçtı. Sezon çok uzak değildi ve fiziksel notları yükselmediği halde geçen yıldan daha güçlü ve odaklanmış hissediyordu.