Bölüm 277 : – Anormallik

Odanın dışında, Nick kendini küçük ve tenha bir koridorda buldu. Dışarıdan gelen doğal ışık, tavandaki ışık şaftındaki deliklerden içeri sızıyordu. Duvarlar, tavan ve zemin, boşluk bırakılmadan tek tip çelikten yapılmıştı. Koridor uzundu ve kimsenin saklanabileceği bir yer yoktu. Parlak ışıklı koridordaki siyah figür, tavanın kenarı boyunca hareket eden siyah duman haline dönüşmüş gibi görünüyordu. Koridorun sonunda, yukarıya çıkan bir merdiven vardı, ancak siyah duman merdivene ulaşmadan durdu. Bir gölge. Merdivenlerde bir kişinin gölgesi vardı. Doğal olarak, Nick'in öldürdüğü amir içeri girmeden önce destek istemişti. Parazit ile ticaret yapmak yasa dışıydı ve amir, kimsenin yanlışlıkla bu koridora girip görmemesi gereken bir şey görmemesini sağlamak istiyordu. Siyah duman bir süre gölgeye baktı. Ne yazık ki Nick, sadece gölgeye bakarak muhafızın hangi yöne baktığını anlayamadı ve kontrol edemedi. Eğer güvenlik görevlisi merdivenlere bakıyorsa, parlak ışıklı koridordan çıkan siyah dumanı görecekti. Nick, alarmı çalmasına engel olarak adamı öldürmeyi başarsa bile, ikinci bir adamın ilk adama bakıyor olma ihtimali vardı. Biraz düşündükten sonra Nick, bu riski almaya değmeyeceğine karar verdi. Böylece Nick, yaklaşımını değiştirmeye karar verdi. Birkaç saniye sonra, siyah duman küçük ışık deliklerinden birinde toplandı ve çok yavaş bir şekilde içinden geçti. 30 saniyeden fazla sürdü, ama sonunda tüm duman küçük ışık deliğinden geçti. Nick, yaklaşık on santimetre genişliğinde, son derece parlak ve yansıtıcı bir şaftın içinde buldu kendini. Nick ışık şaftının içindeyken, altındaki koridordaki ışık biraz azaldı. Neyse ki, bu çok fark edilmedi. Sonra Nick ileriye doğru süzüldü. Hareket ettikçe ışık parladı ve karardı. Merdivenlere yaklaştığında, Nick'in hızı neredeyse sıfıra indi. Saniyede neredeyse bir santimetre bile ilerleyemiyordu. Birkaç dakika sonra, Nick sonunda gölgeyi oluşturan kişinin üzerine ulaştı. Bu, Nick'in az önce bulunduğu koridora giden merdivenlere bakan ikinci seviye bir Ekstraktördü. Ancak Nick başka bir şey daha fark etti. Aslında adam ile merdivenler arasında bir cam kapı vardı. Nick ileri atılsaydı, cam kapıyı kırması gerekirdi ve bu da büyük olasılıkla alarmı tetikleyecekti. "Orada ne yapıyor ki?" Ayrıca odada ikinci bir kişi daha vardı. Küçük güvenlik odasında, ateş kırmızısı saçlı bir kadın yerde oturmuş, sıkıntıdan cips yiyordu. Davranışlarına bakılırsa, odadaki diğer kişiye nasıl göründüğünü hiç umursamıyordu. "Cevabını duymak istemediğin sorular sorma," dedi diğer adam. Diğer adam kahverengi ve gri saçlı biriydi ve küçük merdivene açılan cam kapıdan ciddi bir ifadeyle bakıyordu. "Hadi ama, söyle bana!" dedi kadın. Şaşırtıcı bir şekilde, kadın bir Newbie üniforması giyerken, adam bir John üniforması giyiyordu. İkisinin davranışlarına bakılırsa, tam tersi olduğu düşünülürdü. "Hayır, sana söylemeyeceğim," dedi adam. "Şirketin sırları söz konusu olduğunda ağzını kapalı tutmayı öğrenmelisin." "Oh, demek bu bir sır!" dedi kadın heyecanla ve ağzına bir cips daha attı. "Tabii ki," dedi adam. "Yoksa neden burada olalım ki?" "Specter mi?" diye sordu kadın. Sessizlik. "Oh, hadi ama! Bana birazcık sırrı ver. Lütfen! Üstüne şeker de ekle!" dedi kadın. Adam merdivenlere bakmaya devam etti, ama ifadesi daha da sinirli hale geldi. "Bilmek istiyorum! Bilmek istiyorum! Bilmek istiyorum! Bilmek istiyorum!" dedi kadın küçük bir çocuk gibi bağırmaya devam etti, ama ses tonundan, bunun yarı şaka olduğu belliydi. Belki de bunun sevimli olduğunu düşünüyordu. "Şşş, bir saniye sus!" dedi adam ciddi bir ses tonuyla gözlerini kısarak. "Bunu görüyor musun?" "Neyi?" diye sordu kadın, "sevimli" tavırları bir anda kayboldu. "Buraya gel," dedi adam, arkasından yavaşça bir silah çıkararak. Kadın, adamın silahını çıkardığında onun ciddi olduğunu anladı ve şaka yapmayı bıraktı. Ayağa kalktı, yanına gitti ve adamın baktığı şeye baktı. Küçük merdivenlere doğru baktığında, şaşkınlıkla kaşlarını kaldırdı. "Işık böyle mi olmalı?" diye sordu. O anda, merdiven boşluğundaki ışık yavaşça yanıp sönüyor gibiydi. Işık sönük ve parlak hale geldi ve bu döngü yaklaşık beş saniye sürdü. Ancak bu sadece merdivenlerin bulunduğu küçük odada oluyordu. Koridorda veya odalarında ışık titremesi yoktu. Adam gözlerini kısarak silahını kaldırdı. "Orada bir şeyler oluyor," dedi adam. "Adam'ı ara!" "Tabii ki!" dedi kadın ciddi bir şekilde, sonra arkasını dönüp çıkışa doğru koşmaya başladı. Şaşırtıcı bir şekilde, çıkış başka bir cam kapıydı. Kapıya ulaştığında, kadın kapıyı açmadan önce kapının yanındaki küçük parlak metal parçayı sağ eliyle okşadı. Sonra kapıdan koştu. CRK! Aniden, siyah bir nesne yukarıdan kafasına saplandı ve koşmayı bırakıp gözlerini kocaman açtı. Akıcı bir hareketle, siyah bir figür yere indi, cesedi kaldırdı ve güvenlik odasına girdi. Muhafız merdivenlere doğru bakmaya devam etti. Üç saniyeden fazla bir süre boyunca ortalık aydınlıktı, bu da öncekinden farklıydı. ÇAT! Aniden, muhafızın etrafında turuncu bir Bariyer belirdi ve sonra kırıldı. Ne yazık ki, kırılan tek şey bariyer değildi.