Bölüm 269 : – Farklı Bir Bakış Açısı

Nick evinden sıvışıp çıktıktan sonra, dışarıdan birinin dikkatlice eve doğru koştuğunu gördü. Nick bu kişiyi daha önce görmemişti. Silahlı, minyon bir figürdü ve Nick, pelerinden birkaç yeşil saç telinin çıktığını görebiliyordu. Büyük olasılıkla bir kadındı. "Adamın daha önce indiği yerden geldi. Adamın bu kadar çabuk iyileşmesinin sebebi o mu? Bir tür iyileştirme yeteneği mi var?" diye düşündü Nick. Kadın, diğer adamın peşinden eve koşmakla meşgul olduğundan, evin ikinci katının dış duvarına yapışan sis bulutunu fark etmedi. Nick hızla kadının üzerinden atladı ve onun arkasındaki yere indi. Kadın girişe ulaştığında, Nick onun arkasında çömelmiş bir pozisyonda belirdi. BOOOM! Kadının bariyeri ortaya çıktı ve parçalandı. Bu sefer Nick, çok fazla gürültü çıkarmamaya dikkat etti. Bu yüzden, tüm gücünü kullanarak bıçağını kafatasına saplamak yerine, pelerininin içinden saçlarını tuttu, başını geriye çekti ve bıçağını boynuna sapladı. Normalden yarım saniye daha uzun sürdü, ama kız sessizce öldü. Sonra Nick evinin batısına doğru koştu ve köşeyi döndü. Ve yeteneği devre dışı kaldı! Nick'in sadece beş metre önünde, kuzeyden gelen adam, muhtemelen pusunun lideri duruyordu! Gözleri buluştu. Nick adamın yüzünü tam olarak göremiyordu, ama nedense ona tanıdık geliyordu. Nick bu adamı daha önce görmüş gibi hissetti. Adam hemen mızrağını geri çekti ve boş sol kolunu önüne koyarak savunma pozisyonu aldı. Ancak, adamın düşündüğü gibi ona saldırmak yerine, Nick aslında arkasını döndü ve tekrar köşenin arkasında kayboldu. "Adam evin güneyinde!" diye bağırarak Nick'in peşinden koştu. Adam köşeyi geçti ve... Nick ortadan kaybolmuştu. Ancak adam Nick'in nereye gittiğini biliyordu. O deneyimli bir dövüşçüydü ve az önce hissettiği rüzgar esintisi neredeyse kesin olarak güçlü bir sıçramadan kaynaklanıyordu. Yukarı baktı, ama sadece Specter Cage'in beyaz renginin yavaşça kaybolduğunu gördü, bu da bir şeyin az önce oraya yakın olduğunu gösteriyordu. Nick, liderin bağırıp köşeyi dönmesi için geçen bir saniye içinde bariyere doğru atladıktan sonra evin üzerinden atlayıp arka bahçeye mi gitmişti? Bunu başarmak için deli gibi bir hız gerekirdi! Bu pusu planlandığı gibi gitmiyordu! Bu herif o kadar kaygandı ki, mantıksızdı! "Binanın çatısında!" diye bağırdı lider. BANG! BANG! Arka bahçeden silah sesleri geldi. Bundan sonra, çömelme pozisyonuna geçti ve evin çatısına doğru atladı. Ancak oraya vardığında kimseyi görmedi! Lider dişlerini sıktı ve çatının kuzey kenarına, arka bahçeye bakan tarafa doğru koştu. Ancak lider arka bahçeyi gördüğünde, şoktan derin bir nefes almak zorunda kaldı. "Samara," diye fısıldadı. Nick'in arka bahçesinin kuzey duvarında birinin cesedi yatıyordu. Ceset, kafasından geçen bir mızrakla delik deşik olmuştu! Cesedin yanında iki siyah tabanca yatıyordu. "Doğu!" arka bahçenin içinden biri bağırdı ve iki pelerinli kişi doğu duvarına doğru koştu. Lider gözlerini kısarak o da doğuya doğru koştu. O, diğerlerinden çok daha hızlıydı ve arka bahçedeki iki kişi daha önce koşmaya başlamış olsalar da, lider doğuya önce ulaştı. Ancak onu karşılayan, arka bahçenin doğusunu kaplayan devasa bir duman bulutuydu. Lider ve arka bahçedeki iki kişi hızla alanı aradılar. "Bir delik var!" diye bağırdı biri. Lider hızla o noktaya ulaştı ve yerde büyük bir delik gördü. O anda, başlangıçta ne olduğunu anladı. Nick'in ilk pusudan kaçtıktan sonra batıdan doğuya doğru koştuğunu hayal etti. Demek ki eve bu şekilde girmeyi başarmıştı! Sonra lider, hedefin de az önce aynı şeyi tersine yapmış olabileceğini fark edince gözleri fal taşı gibi açıldı! Daha da kötüsü, duman bulutunda Nick'i aramakla neredeyse beş saniyeyi boşa harcamışlardı! "Gillian! Doğudaki duman bulutunu dağıt! Diğerleri, o batıdan geliyor!" diye bağırdı lider. "Geliyorum!" diye derin bir ses Nick'in arka bahçesinden duyuldu. BOOOM! Ama sonra, lider ve yanındaki iki kişi Nick'in arka bahçesinin duvarından gelen yüksek bir patlama sesi duydu! Üçü arka bahçeye doğru koştular, ama sonra lider, arka bahçenin doğu duvarından kanlı bir mızrak çıktığını gördü. Duvarın diğer tarafında ne olduğunu çok iyi biliyordu. Lider, durumun kontrolden çıktığını hissetti. Hemen kontrolü yeniden ele geçirmeliydi! "HERKES, ARKA BAHÇENİN ORTASINDA TOPLANIN!" lider tüm gücüyle bağırdı, sesi çevreye yayıldı. Bu sırada lider kendisi duvarın üzerinden atladı ve arka bahçenin ortasına indi. Onu doğuya kadar eşlik eden iki kişi hızla yanına geldi. BANG! Evden, güçlü bir şeyin başka bir şeye çarptığı sesi duyuldu. Liderin yanındaki iki kişi hemen güneye doğru koştu. "Durun!" Ancak, liderleri durmalarını emredince hemen hareketlerini durdurdular. Tüm bu karmaşa, onların bir kedi gibi hedeflerinin peşinden koşmalarıyla başlamıştı! Lider aynı hatayı bir daha yapmayacaktı! Lider ikisinin arasına girdi. "Beni yakından takip edin! Ayrılmamıza izin veremeyiz!" İkisi de başlarını salladı. Şimdiye kadar, ikisi de tünel görüşüyle hedeflerine kilitlenmişlerdi ve çevrelerini fark etmemişlerdi. Ancak şimdi durumun ne kadar kötü olduğunu fark ettiler. Liderleri herkesi arka bahçede toplanmaya çağırmıştı, ama orada sadece onlar vardı! Lider dahil toplam üç kişi. Bu, hedeflerinin sekiz meslektaşlarını öldürdüğü anlamına geliyordu! Ne haltlar karıştırıyorlardı?!