Bölüm 930 : Şeytan Sıralaması burada işe yaramaz: İlk ders

Lenny yavaşça gözlerini tekrar açtı. İlk gördüğü şey bacaklardı, ama ters duruyorlardı. Bu korkunç görünümlü ayaklar, mide bulandırıcı bir koku yayan koyu kırmızı kana batmıştı. Ama şaşırtıcı bir şekilde, Lenny kusmadı. Sonra etrafında tehlike hissetti. Aceleyle sağa baktı. Orada, gözleri olmayan yüzünden boynuzları çıkan, kırmızımsı koyu renkli, şeffaf bir yaratık Lenny'ye doğru koştu. Lenny panikledi ve kendisini taşıyan gövdeye doğru itti. Yere düştü, koyu kırmızı kan her yere sıçradı. Ama bu, peşindeki Şeytan'ı sarsmaya yetmedi. Biraz daha geri çekildi ve bir kayanın arkasına saklandı, ama şeytan kayanın içinden geçerek ona bir ısırık almak için uzandı. Tam ulaşmak üzereyken, bir bıçak kafasından geçip çenesinden çıktı. Şeytan havada cızırdadı ve yok oldu. "Hadi ama, evlat! Az önce çok umut vaat ediyordun. Samuel'e bıçakla saldırdın bile. O cesaretine ne oldu?" Cain, arkasında gizlenen başka bir şeytan olup olmadığına bakmadan elini uzattı ve güldü. "Saldırmak mı?" Lenny korkmuş bir şekilde geri çekildi. "Ben hiç..." Başı hala çok acıyordu. Acıyla başını tuttu ve sonra zihninde bir şey parladı. Son hatırladığı şey Samuel'in üzerinde olduğu ve sonra bayıldığıydı. Bu doğruydu. Samuel'e saldırmıştı. "Ama ben... Ben daha önce hiç bıçak tutmadım." dedi. "Öyle mi?" Cain, ekibinden birine yüksek sesle ıslık çalarak güldü. Diğerleri şeytanlarla savaşıyor olsalar da, Cain'in sesi şeytanların savaş çığlıklarından daha yüksekti. Ona bir kılıç fırlatıldı ve o kılıcı havada tekmeleyerek Lenny'ye doğru attı. Kılıç havada döndü ve ucu Lenny'nin kafasını kesmek üzereydi ama Lenny elini kaldırarak kılıcı kabzadan yakaladı. Aynı anda, arkasına gizlenen bir iblisi havaya fırlatıp parçaladı. Bu hareket Lenny'yi bile şaşırttı. "Sana soracak çok sorum var evlat. Ama hafızanı kaybetmişsin. Neyse ki vücudun kim olduğunu hala hatırlıyor. Ve biz de tam da hafızanı geri kazanmana yardım edebilecek çok iyi bir yerdeyiz. Bu yüzden dikkatli ol, çocuk. Ders şimdi başlıyor!" Bunu söyleyince, Cain'in ekibinin diğer üyeleri iç geçirdi. Hatta içlerinden biri Lenny'ye dua işareti yaptı. Hepsi ona acıyarak bakıyordu. Sonuçta, Cain ona öğretmekle ilgileniyordu. Böyle insanlar için işler asla iyi bitmezdi. "Şimdi dinle, evlat! Senin bir insan olduğun, daha doğrusu yarı insan olduğun bizim için çok açık. Bu yüzden bunların çoğu senin için kolay olacak. Ama önce bu yerin kısa tarihçesini anlatayım." Cain konuşurken, elinde tuttuğu berbat yapımdaki hançer hala havada sallanıyor ve yaklaşan şeytanları öldürüyordu. Hançeri onları et parçalarına ayırırken onlara bakmıyordu bile. "Burası Celesterra olarak bilinen bir alt düzlem. Sen buna birleşik düzlem diyebilirsin. Ne yazık ki, bu düzlem Asmodeus kraliyet ailesinin topraklarında bulunuyor ve onların geniş soyundan gelen bir asilzade tarafından yönetiliyor. Şimdi, zeki yaşamın olduğu diğer tüm alt boyutlar gibi, bu boyut da şeytan zindanlarıyla doludur. Gördüğünüz gibi, zindanlar bu adamlarla dolup taşıyor. Şimdi, neden burada olduğumuzu merak ediyor olabilirsiniz. Size anlatmayacağım birçok şey var. Ama genel bilgileri paylaşabilirim. Yıllar önce Morningstar'ın ölümünden sonra, Lucifer kraliyet ailesi kozmosun dört bir yanına dağıldı. Unutmayın, bu aile en büyük kraliyet ailesinin en az dört katı büyüklüğündeydi. Söylentilere göre Lucifer ihaneti önceden görmüş ve bu yayılmayı genlerine yerleştirmişti. Kaos büyüsü, temel doğası gereği tehlikelidir, ancak 'kaotik' olduğu için aşırı tehlikesiyle birlikte şaşırtıcı faydalar da sağlar. Şeytanlar, kozmik bir kural gereği Şeytan Zindanlarına giremezler, ancak Lanetli Yeraltı Dünyasının diğer türleri girebilir. Sonuç olarak, birçok kişi bu Şeytan Zindanlarında buldukları hazineleri kullanarak evlerini İblislerin baskısından kurtarmıştır. Kraliyet iblisleri de bu zindanlarda diğer türlerin toplayıp kendilerine karşı kullanabilecekleri hazineler olduğunu fark ettiler, bu yüzden onları temizlemelerine yardım edecek ödül avcıları ve tabii ki hazineleri teslim edecekleri kişileri bulmaya çalıştılar. Biz ise bunun olmasını istemiyoruz. Bu dünyada bizler isyancılar olarak biliniyoruz ve amacımız bu dünyayı iblislerin egemenliğinden kurtarmaktır. Bu yüzden zindanlara baskın yapıp elimizden gelen tüm hazineleri alıyoruz. Bazıları, Morningstar'ın intikam için ailesini feda ettiğini söylüyor. Ama bu sadece özetin yüzeyi. Bunu söyleyerek Cain, Lenny'yi elinden tutup uzaktaki şeytan ordusunun içine fırlattı. "Şimdi, sesimi iyi dinle, çocuk! Çünkü dinlemezsen, hayatını geride bırakabilirsin." Lenny ani atışa şaşırdı, ama kas hafızası devreye girdi ve etkileyici bir iniş yaptı. Ancak, yere iner inmez bir şeytan sırtını tırmaladı. Saldırıdan kaçmayı başardı, ama bir pençe onu sıyırdı. Lenny acı içinde inledi. Arkasını döndü. Sırtında yara izi yoktu, ama acıyı açıkça hissediyordu. Sonra Cain'in sesini duydu: "O, dostum, bir Ruh Yiyen Şeytandı. Bu da beni dersin bir sonraki kısmına getiriyor. Yani, gerçekten rahatsız edici kısmına. Bak, biz Celesterra'dayız. Bu yerin doğası gereği, buradaki yaratıkların yarısından fazlası ruhani varlıklardır. Ve ruh enerjisiyle beslenirler. Bu, Celesterra'da ruhun güçlü değilse, İblis rütbenin hiçbir işe yaramadığı anlamına gelir..."