Bölüm 532 : Ölümcül Bahis! Leydi Vinegar'ın Gerçek Niyeti

Lenny biraz kaşlarını çattı. Victor'u Çorak Topraklara attığı zaman gördüklerini hatırladı. O mutasyona uğramış yaratıkların vücutlarında kocaman delikler vardı. Onlar gibi inanılmaz yaratıklar bile, o tür yaralarla hayatta kalamazlardı. Ayrıca uzaktan gördüğü kemikli figürü de hatırladı. O figür sanki oranın sorumlusu gibiydi. Ne de olsa göğsünde mor bir mücevher vardı. Lenny o gözleri hala hatırlıyordu. İşlerin gerçekten ilginçleşmeye başladığını düşünerek aniden gülümsedi. "Bırak gelsinler!" Victor bu sözlere kaşlarını kaldırdı, ama sanki Lenny'nin gülümsemesinden etkilenmiş gibi, o da gülümsedi. Victor'a olanlardan sonra, düşünce yapısı tamamen değişmişti. Hayatında hiç olmadığı kadar sert ve cesurdu ve yaklaşan savaşın verdiği heyecan ona bir tür hastalıklı bir zevk veriyordu. VIP alanında Allison, Victor'a baktı, gözleri onun tüm vücudunu kapladı. Bu, Lenny'nin ortaya çıkmasından rahatsız olan Agnes'in bile hemen fark ettiği, muhteşem bir giriş yapmıştı. "Allison, hoşuna giden bir şey mi gördün?" diye sordu Agnes. "Belki!" Allison, yanından sarkan saçlarını çevirerek cevap verdi. Allison, demir sırtlı kurtadamların varisiydi. Ancak demir sırtlı kurtadamlar, Vali Momoa ile aynı seviyede olan Büyük varlık Bay Augustus'a bağlı bir sürüdür. Bay Augustus'un çocuğu olarak Agnes, doğal olarak Allison'ın üstündeydi. Ancak Agnes, onu küçük bir köpek yavrusu gibi severdi. Agnes, Allison'ın bakışlarını Victor'un siluetine doğru takip etti. Hemen kaşlarını çattı. Victor'un Lenny ile bağlantılı olması bile, Agnes'in tiksintisini uyandırmaya yetiyordu. "Allison, aklından bile geçirme! O adam midemi bulandırıyor." Allison, Agnes'in yüzündeki tiksintiyi gördü ve koltuğuna geri çekildi. Öte yandan, yanındaki Gar'ın yüzünde sevinçli bir gülümseme vardı. Heyecanla Agnes'e döndü. "Hey, kendini beğenmiş kadın! Neden bir bahis daha yapmıyoruz?" Agnes ona kaşlarını kaldırdı, "Eğer o pislik kıçının bekaretini mutasyona uğramış bir çöl filine bahse koymayacaksan, ben de ilgilenmiyorum." Gar gözlerini kısarak, "Gerçekten mi? O kadar ileri gitmek, tatlı kıçını bu kadar kolayca satmak istediğinden emin misin?" Agnes, onun gözlerindeki bakışı gördü. Karşılık vermek istedi, ama kendini tuttu. Geçmişte Lady Vinegar ile bahis yapıp kazanmadığı için değil, bu sefer içgüdüleri ona bir sonraki sözlerini dikkatli seçmesini haykırıyordu. Bence bir bakmalısın Agnes Arena'ya baktı. Diğer tüm katılımcılar ve dövüşçüler portala koşmuşlardı, ama Lenny ve Victor hala gülümsüyor ve birbirleriyle konuşuyorlardı. Ve sonra, Lady Vinegar ona bahis yapması için resmen yalvarıyordu. Belki de fazla kendilerine güveniyorlardı diye düşünmeden edemedi. Agnes bunu biraz daha düşündü. Kardeşine ve onun yapabileceklerine çok güveniyordu, ama Lenny'nin, ayakkabının onu ezdiğini düşündüğü her seferinde başını kaldıran, ölmez bir hamamböceği haline geldiğini kabul etmek zorundaydı. Ve şimdi Lady Vinegar, bir hanımefendinin yapmayacağı bir bahis teklif ediyordu. Gar, Agnes'in gözlerinden kararsızlığını görebiliyordu. Hemen, ayrılmaz ikilinin daha hesapçı olanı Vine fırsatı gördü ve kontrolü ele aldı. "Eğer kibirli gururunla ayrılamayacağını düşünüyorsan, neden daha kolay bir bahse girmiyoruz? Kalbini daha az incitecek bir bahse." Agnes buna kaşlarını kaldırdı. "O ne olacak, Yılan Cadısı!?" Vine gülümsedi, "Düşündüm de... şey... belki buradaki belirli bir Davet taşı!" Vine, Agnes'in göğsünü işaret ederek fısıldadı. Agnes'in gözleri fal taşı gibi açıldı, "Nasıl bildin...?" "Böyle bir soru sorma Agnes, ikimiz de bunun sana yakışmadığını biliyoruz. Bildiklerimi kim olduğum için biliyorum. Ayrıca, senin gibi benim de yarı doğmuş olduğumu unuttun mu? Diğer yarı ırkımdan bazı yetenekleri hala koruyorum." "Senin evcil hayvanın Lenny Tales gibi mi? Sen bir Hatırlatıcı mısın?" diye sordu Agnes. "Belki, belki de değil! Kim bilir? Önemli olan, kalbindeki Davet Taşı'nı istiyorum!" Şimdi Agnes biraz endişeliydi. Neyse ki, odada sadece üç kişi vardı ve Lady Vinegar sözlerini fısıldayarak söylemişti. Allison da gençti ve Victor'a olan hayranlığıyla o kadar kendinden geçmişti ki fark etmedi bile. "Doğumunun çok özel koşullar altında gerçekleştiğini ve davet taşının kalbine ek olarak kullanıldığını duymuştum. Ayrıca, onu atamayacağını ve Büyük İblis alemine daha fazla ilerleyemeyeceğini de biliyorum. O halde bahse girelim. Kim kazanacak görelim. Eğer sen kazanırsan, Derin İblis seviyesindeki çekirdeğimi ikiye bölüp sana vereceğim. Böylece, hemen darboğazı aşıp Büyük İblis seviyesine geçebileceksin. Ama ben kazanırsam, kalbindeki Davet Taşı'nı bana vereceksin." Agnes duyduklarına gerçekten şaşırmıştı. Sonuçta, Vinegar çekirdeğini ikiye bölerse, bu onun gücünün düşeceği anlamına gelirdi. Bu küçük bir düşüş olmayacaktı. En azından, 3. Sıra Derin İblis sıralamasında bir kültivatör olacaktı. Ayrıca, çok uzun bir süre hasta ya da yaralı kalacağı da bir gerçekti. Böyle bir yaralanmanın iyileşmesi en az elli yıl sürerdi ve o zaman da kültivasyonuna devam etmesi daha da zorlaşırdı. Bu çok riskli bir bahisti. Agnes için, kalbindeki Davet Taşı'nı çıkarmak, kültivasyonunu kalıcı olarak durduracak ve ardından gücünde yavaş bir düşüş başlayacaktı. Bu durmayacaktı. Ta ki sonunda ölene kadar. Kısacası, her iki kadın için de bu ölümcül bir bahisti. Agnes kaşlarını çattı, "Demek bu yüzden Süt ve Bal Şehrine geldin. Başından beri Davet taşımı istiyordun!"